“Bu haksızlık, israfa ve yolsuzluk inandığınız hangi değerler ile örtüşüyor? Millet ekonomik kriz altında, AŞ ve iş sorunu yaşarken, milletten aldığınız yetkileri kötüye kullanıp yandaş şirketlere haksız kazanç sağlamanız inancınız ile bağdaşıyor mu?
Son sözüm; Sessiz kalıp, görmezlikten gelen Gebze’de yaşayan, Gebze’den ekmeğini kazanan, yerel basın, STK, esnaf ve tüm siyasi partilere! Uyumayın, yolsuzluğa göz yummayın, sesinizi yükseltin, itiraz edin, hep beraber hesap soralım” dedi.
Avukat Recep DURSUN
**
İki dönem CHP ilçe başkanlığı yapan, Millet İttifakı'nın Gebze Belediye Başkan adaylığı yapan Avukat Recep Dursun'un dünkü paylaşımından bir paragrafla başlamak istiyorum. Ancak sonradan dikkatimi çekti. Bir eksiklik var. Şöyle ki Dursun, "Tüm siyasi partiler" derken partisi CHP'yi de kast etmektedir. İlçe yönetimi ile belediye meclis üyelerini bir bütün olarak düşündüğümüzde, Gebze Belediyesi'nde CHP Meclis Grubu'nun konuya dair çabalarına tanıklığım oldu. Haklarını teslim etmem gerektiğini düşünüyorum.
**
Aynı zamanda sahada çalışan bir muhabir, naçizane bir gazeteci olarak bu kentin Zinnur Büyükgöz şahsında bir belediye başkanına köşe yazısından soru sormayı doğru bulmuyorum.
Doğru olan, kendisine bizzat sormamdır.
Kaldı ki bunda da sıkıntı yok. Büyükgöz telefon ile aradığımda o an bakamazsa geri dönen, sahada karşılaştığımızda varsa sorum kabul eden ve yanıtlayan, -bizim meslek için çok önemli- zorlanmadan erişilebilir bir belediye başkanı.
“Klavye kabadayısı” değilim. Başlığa çektiğim ile birlikte bu yorumda yer alan tüm soruları Başkan Büyükgöz’e düzenlediği, düzenleyeceği basın toplantıları başta her ortamda soracak medeni cesaret veya özgüvene de sahibim.
“Doğru olan kendisine bizzat sormamdır” diye tekrarlar iken bir ilavede daha bulunuyorum:
Bazen istisnalar kaideyi bozar ve kaideyi bozan istisnalarım var.
Demem o ki öyle sorular vardır ki kamuoyu dikkati çekmek, mümkünse başta siyaset/siyasi partiler olmak üzere desteğini almak, sorgu sualde bulunanlar yurttaşların artmasını sağlamak gerekir.
Hatta yurttaş tepkisi ana muhalefet veya muhalefetteki bir siyasi partinin Gebze İlçe örgütü veya teşkilatının tepkisinden, belki daha da önemlidir.
Çünkü tepkiyi alan belediye başkanı şayet tepki diğer siyasi partilerin ilçe başkanlarından geliyorsa, “Siyaset yapıyorlar…” falan filana bağlayabilir ama…
Ola ki giderek yayılan bir yurttaş, seçmen tepkisini hafife alırsa ve önümüzdeki dönemin belediye başkanı olmasından sebep zaten daha şimdiden potansiyel aday veya aday adayı iken bedelini ağır ödeyebilir.
**
Gebze Belediye Başkanı Zinnur Büyükgöz’ün Marmara Nakliyeciler Garajı’ndaki hamlesini, garajın işleticiliğini belediyenin üstlenmesi hamlesini zaman zaman kimi yorumlarım içinde hatırlatıp takdir etmişliğim vardır.
Bir AKP’li belediye başkanı olarak kendisinden önceki dönemin AKP’li belediye başkanının bir halt yemesinin üzerine gitmek az bulunur örnektir.
Yanılmıyorsam, ilimizde tektir. Ülkemizde de kuvvetle muhtemel tek tük’ler arasında yer edinmektedir.
Ancak yetmez…
Çok önemli bir engelim vardı ve Marmara Uzmanlar’ın belediyeye devrine dair mahkeme duruşmasına gidemedim. O mahkemede Büyükgöz tarafından o kamu zararı dile kolay “140 milyon TL” olarak telaffuz edilmiştir.
Bu rakam şüphesiz Recep Dursun’u da şaşırtmıştır. Dursun, 40 milyon TL olarak öngörüyordu.
Şundan kesin eminim..
İki dönem partisinden ilçe başkanlığı da yapan Recep Dursun günümüzün CHP üyesi, hiçbir titri olmayan bir yurttaş.
Ve sorgulayan sosyal medya paylaşımlarında özellikle günümüz ölçeğinde “benim” diyen babayiğidin gündeme getiremeyeceği konuların üzerine üzerine gidiyor.
Üstelik tehditler almasına karşın gidiyor.
Dursun son sosyal medya paylaşımında yerel basına da sesleniyor. Haklı. Payıma düşeni aldım, kabul ettim. Bu yorum samimiyetimin delilidir. Kaldı ki bugüne dair farklı bir konum vardı aslında, öteledim.
Dursun’un paylaşımında dikkat çeken detay ise “tüm siyasi partiler” diyor. “CHP hariç tüm siyasi partiler” demiyor, “tüm siyasi partiler” diyor. Anlayana gelsin bu da.
İddiam odur ki… Açık ara ikincidir ama yerel seçimde Millet İttifakı/CHP Belediye Başkan adayı Avukat Recep Dursun ola ki Gebze Belediye Başkanı seçilseydi çoktaaaaan…
**
Ve Büyükgöz’e sadece, “Gebze Belediyesi eski Başkanı Adnan Köşker aleyhinde sizin de mahkemede sözünü ettiğiniz 140 milyon TL’lik kamu zararının bir numaralı zanlısı olarak, o tutarda dava açacak mısınız?” diye sormuyorum. Diğer sorularım şöyle:
Gök Denizcilik’in Eskihisar’daki farklı konularda çok tartışılan yerinde seçimden önce bariyer yoktu. Yerel seçim sonrası demir bariyer konarak halkın araç park etmesine engel olundu. Alanın tamamı şirketçe kullanılıyor. Halk ağzı, sokak ağzı ile sorayım ki belki halk da sorgulamaya başlar, “Ne iş?”
AKP’li kimliğiyle bilinen Doktor Hakan Höbek’e ait Merkez Hastaneler’'nden açılışı Başbakanlığı döneminde Erdoğan tarafından yapılan binanın en üst katı malum aleni kaçaktır. Olan olmuştur. “Binanın üst katı yıkılmalıdır” demiyorum ama…
“Hayırsever iş adamı” olarak da tanımlanan Höbek iddiaları yalanlamayarak kaçak kat çıktığını itiraf etmiştir. Çoban Mustafapaşa Camii’nin kıyısında hastaneye özel otopark olarak tahsis edilen yerin o tahsisi Anıtlar Kurulu temel kaideleri temelinde ne derece doğrudur?
Ya da hukuksuzluk mudur, değil midir? Şayet hukuksuzluksa döneminizde, gereği yerine getirilecek midir?
Sayın Büyükgöz’ü tez vakit basın toplantısı düzenlemeye de davet ediyorum.
Basın toplantılarında malum, gazetecilerin soru hakkı kısıtlıdır. Özel röportaja dönüşmekte, diğer meslektaşların soru hakkına da taciz içerir.
Ben o basın toplantısı düzenlenirse soru sormayacağım. Zaten sormuş oldum.
Büyükgöz’ü bir şekilde, kamuoyuna açıklama yapmaya davet ediyorum…
BUNDAN SONRASI DETAY, GEYİK, AMA TARZIMDIR
Demem o ki, çok uzun yazdığım doğrudur. Yorumlarımda ana konudan üstelik sıklıkla çıktığım, doğrudur. Eleştirileri dikkate alıyorum. Detaydan sıkılan okuruma uyarım şudur. Buradan ötesi ilginizi çekmeyecektir..
Öte yandan naçizane bir köşe yazarı olarak bu benim tarzım ve tarzımı takdir edenler de var. Onlar için de şunu yaptım ve yapacağım. Yorumumu tekrar redakte ederken ne kadar konu harici detay varsa yorumun içindeki bölümünden silip buraya kopyaladım. Bu yorumumun “geyik” konuları, detayları, yarın gazetede yayınlanacak olan köşemde yer almayacak olan hikaye içindeki hikayeleri şöyle:
**
Hakan Höbek o süreçte “Kamusal rüşvet” diye de tanımlanacak şekilde yanlış hatırlamıyorsam Gebze Kapalı Spor Salonu’na bir takım katkılarda bulunmuş, şahsında hiçbir kapitalistin karşılıksız hayra girmeyeceğini ispat etmiştir.
Höbek’in “karşılıksız hayırseverlikleri”nde camiamız mensuplarına “hayır”ları da vakadır. Hatta Özel Merkez’in yeni yerinin açılışına davet üzerine gittim. Haberini de yaptım. Orada da camiamızdan kimilerince ifade edildi, benim midem kalktı: Ne demek ya ola ki Özel Merkez’e sağlık işimiz düşse neredeyse ‘Bedava’ edinmek.
Ahlaki erozyon içinde, çocuk tacizinden hüküm yemiş olanı bile hazmeden bu camia, AKP tipi “ahlaksızlığı meşrulaştırma” pratiğini sergilemiş, üstelik utanması gereken bir yaklaşımı “kahramanlık” gibi lanse etmiştir.
Suratınıza tükürdüm ha. Yağmur falan yağmıyor.
Hakan Höbek o “hayır”ları her türlü haltının konu edilmemesi için “sus payı” olarak vermektedir.
Gazetelere verdiği reklamlar da “sus payı”dır ki Çoban Mustafa Paşa Camii’ndeki kamusal alan işgali ve hak gaspını konu eden bir yayın kuruluşunun ilanını, anında kesmiştir.
Tek kelimeyle “iğrenç” bulduğum o tarzından sebep Özel Merkez’e sağlık işim düştüğünde bırakın “bedava”yı sorgulamayı, “KOGACE üyesiyim” deyip indirim hakkımı kullanmaktan dahi imtina etmenin gururunu yaşamaktayım.
Geçtiğimiz aylarda Sözcü Gazetesi’nde ilimizden meslektaşımız Uğur Enç imzalı haberde bir benzerinin İzmit’te iptal edildiğine dair haber yayınlanmıştır. O haberden sebep Özel Merkez’in orayı otopark olarak kullanması, hukuksuzluktur.
Ve galiba bir sosyal medya paylaşımımda da sözünü etmiştim.
AKP üyesi Hakan Höbek ola ki Kocaeli Milletvekili olsaydı..
Kocaeli’yi de Gebze’yi de Allah korumuş. Listede daha üstlerde yer edinebilirdi.
**
Marmara Nakliyeciler ile ilgili davayı mahkemede takip edemedim. Zaten meslekten sebep kızıma atfen ihmal ettiğim babalık görevimde o gün o saatte kaçınılmaz olandan kaçınsam ve ola ki mahkemeye gitmeyi tercih etsem geleceğine etki edebilecek ömür boyu vicdan azabı çekecek bir konuma gelebilirdim.
Şiddetle izlenmesini tavsiye ederim ki Şener Şen’in Meltem Cumbul ve Timuçin Esen’in başrollerini oynadığı Gönül Yarası idealist bir öğretmenin mesleğinden sebep çocuklarına yönelik ihmalinin sonuçlarını ve pişmanlıklarını da anlatan bence müthiş bir dram türü filmdir.
Aslında belirtmeme bile gerek yok ama elbette Yavuz Tugrul imzalı filmde Şener Şen’in kızını canlandıran Devin Özgür Çınar‘da yatar filme adını veren gönül yarası.. Babası tarafından ihmal edilen bir kız çocuğunun akla zarar ihmali sonrası duygusunu ifade eder.
Yoksa filmde Şener Şen’in korumaya çalıştığı sahne sanatçısı Meltem Cumbul’un filmdeki yüz ifadesine yansıyan, Şener Şen’e olan platonik aşkında değil.
**
Ve kaderin cilvesine bakınız ki Dursun yerel seçimde Millet İttifakı / CHP Gebze Belediye Başkan adayıdır. Büyükgöz’ün ardından açık ara ikinci olmasına karşın Cumhur İttifakı / AKP adayı Büyükgöz’ün en ciddi rakibi olmuştur.
Ve ola ki yerel seçim döneminde seçmenin oy tercihinde adayın halk tarafından tanınırlığı etken olsaydı, Recep Dursun günümüz belediye başkanıydı.
Ya da seçmen AKP’nin aday değişimi ile gittiği yerel seçimde, “Yetti gayri. Sistem değişmedikçe sistemin aday değiştirmesi bir şey ifade etmiyor” diye refleks sergileseydi, günümüz Gebze Belediye Başkanı gene Recep Dursun idi.
Ve bu olasılıkta ola ki Recep Dursun günümüz belediye başkanı olsaydı Büyükgöz’ün eksik hamlesini tamamlar, Adnan Köşker aleyhinde kamuyu zarara uğrattığı gerekçesiyle 140 milyon TL tutarında taleple konuyu yargıya taşırdı.