- Engin Taşdemir: Hiç germemeye çalışıyoruz yapıcı muhalefet yapmaya çalışıyoruz. 100 tane basın yayın kuruluşu var. İki üçü de bırakın sizi eleştirsin.
- Tahir Büyükakın: ‘Tahir Büyükakın, Engin Taşdemir’in eleştirilerine tahammül edemedi’ diye manşet çıksın istiyorsan…
- Engin Taşdemir: Yok, estafurullah.
- Tahir Büyükakın: … manşeti öyle atsınlar.
- Engin Taşdemir: Önce çıkan açıklamalardan rahatsız olmuşsunuz belli ama 100 yayından bir iki tanesi de bırakın eleştirsin…
Kocaeli Büyükşehir Belediye Meclisi 2021 yılı Ocak ayı toplantısı ilk bileşiminden.
**
KBB Meclisi’nin son toplantısında CHP’nin Grup Başkanvekili Engin Taşdemir tarafından fitillenip KBB’nin AKP’li Başkanı Tahir Büyükakın tarafından körüklenen vakada ilimiz basını aynen yukarıdaki şekilde yer aldı.
Meclisi, tespit edebildiğim kadarıyla, Kocaeli Gazeteciler Cemiyeti – KOGACE’nin mevcut yönetiminden Recep Şeyhoğlu ve Furkan Çalışkan ile Denetleme Kurulu’ndan Ulaş Tekin de takip etti.
Yani her ne konuşuldu ise Meclis’i çalıştıkları kurumları temsilen takip etseler dahi KOGACE’nin mevcut yönetiminden arkadaşlar oradayken de konuşuldu.
Eski yöneticilerden; naçizane şahsımla birlikte Süriye Çatak, Şennur Uzan Yıldız, Şive Bağdiken ve Murat Yoldaş da oradaydı. Çok sayıda üye arkadaş ve üye olsun olmasın, meslektaş vardı.
Gerek Büyükakın gerekse Taşdemir’in en büyük yanlışı, malum Meclis’te basının söz hakkı yok. Büyükakın’ın bir hakkı var da kendisinden, “Basından böyle söz ettik. Gazetecilerden bi’şi demek isteyen var mı?” diye beklemekte nafile.
Büyükakın ve Taşdemir şahsında, ağızlara sakız olduğumuzla kaldık.
**
İkili diyaloglara bakıyorum.
Meseleye, “Ben merkezli” bakınca Engin Taşdemir’in söylediği hoşuma gidiyor. “Yazan iki üç yayın kuruluşu var…” demeye getirirken şahsım adına o iki üç yayın kuruluşunun birinin içindeyim.
Ancak Büyükakın yanıt verirken Taşdemir, “Estağfurullah” diye araya korsan ifade atsa dahi Büyükakın da üstelik başlık dahi vererek, “Manşeti öyle atsınlar” diyor.
Olduk mu sana Engin Taşdemir veya CHP’li Engin Taşdemir şahsında, kurumsalında neyi yazıp yazmayacağına ve hatta hangi başlığı atacağına karar verilen tetikçi, kalemşör..
Üstelik bu tartışma Büyükakın ve Taşdemir şahsında iki kişi arasında geçmiyor. Yanılmıyorsam 150 – 200 kişi önünde geçiyor ve Meclis olmasından sebep her türlü canlı cansız kayıt yayın da serbest.
Birkaç paragraf önce gerek Büyükakın gerekse Taşdemir’in konuyu basına dayamasını yanlış bulduğumu ifade ettim ama yeter mi?
Kurumsal veya mesleksel bir duruşla, “Biz niye böyle bir intiba edindirdik. Üstelik bu intiba kentin idarecileri ile sınırlı değil. Toplumun diğer kesimlerinde ve sokakta da ekseriyetle buyuz ama niye buyuz?” diye tartıştık mı?
**
Şahsımı merkeze alarak örnek vermek durumundayım.
Yanılmıyorsam Kocaeli’nin mal, mülk ve nakit varlığı bakımından en varsılları arasındayım.
Şöyle ki..
Konu her ne olursa olsun, hele ki ele aldığınm konu bir belediye başkanı yıpratıyorsa zaten hiç kaçarım yok.
İktidarda, ana muhalefette, muhalefette fark etmez..
O haber konusu, aktif siyasette birilerine dokunsun..
Yazmışımdır, çünkü para almışımdır.
Yazmışımdır, çünkü aslında nemalanmak istemişimdir de nemalandırılmamışımdır. Kesin ondan yazmışımdır.
Ola ki bir gerekçeyle ihbarını edindiğim bir konuyu haberleştirmedim veya yorum konusu etmedim:
Kesin o haberden ötürü yıpranacak kişiden yazmadığım için nemalanmışımdır.
Netice itibariyle iddialara göre..
Herhangi bir konuyu haber etsem de etmesem de nemalanan biri olarak..
Naçizane mesleğin 27’nci yılındayım.
27 yıldır yaptığım ve yapmadığım her haberden nemalanıyorum.
Paralar nerede bilmiyorum ama çok param var ve kesin ihtimal, Kocaeli’nin o anlamda en varsılları arasında belki de en varsılıyım.
Sorun şu ki, o paralar nerede..
Ayakkabı kutusuna varana kadar baktım, yok.
Yani bu konuda atarda bulunup nemalandığımı iddia eden herkesten ricam: Madem nemalandım, para yedim. Paraların nerede olduğunu da söyler misiniz?
**
Bugün 16 Ocak..
İlimize has Basın Onur Günü olduğunun farkındayım.
Günün anlamının, öneminin, tarihinin, manevi değerinin farkındayım.
Ama Basın Onur Günü olduğunun feci şekilde farkındayım.
Ve ne yazık ki ve şahsım adına, onur duyulacak bir ortam da göremiyorum.
Ve işte bundan sebeptir..
Er veya geç gerçekleşecek KOGACE kongresinin iki güne yayılıp ilk gün mesleğin, cemiyetin tartışılması gerektiğini savunmam.
Yoksa sadece KBB Meclisi’nde üstelik Meclis’in en tepesindeki ile Ana muhalefetin en tepesindekinin ağzında sakız olmayı sürdüre sürdüre..
Daha ne Basın Onur Günleri kutlarız.
Kendimizi kandıra kandıra..