Gelişmiş ülkelerin vatandaşları kişi başına düşen milli gelirleriyle neresinden bakarsanız bakın bizim ülke insanına göre daha fazla refah, bolluk içinde yaşıyor.
ABD’de de kişi başına düşen gelir 76 bin dolar, Danimarka 61 bin dolar, İsveç, Almanya 52 bin dolar, İngiltere 45 bin dolar, Fransa 39 bin dolar, Japonya 32 bin dolar şeklinde sıralanıp gidiyor.
Türkiye’de ise 12-13 bin dolar!
Bu ileri ülkelerde kayda değer çoğunluk akşam ne yiyeceğini, ay başını nasıl getireceğini falan fazlaca düşünmez.
Sistem orada da kapitalizme göre işliyor fakat bizim ülkemizde ki gibi vahşi kapitalizm yoksulu daha yoksul zengini daha zengin ediyor.
Yalnızca gelir ve refah düzeyi değil demokrasi, özgürlükler, hukuk konusunda da bu ülkeler en üst seviyede bulunuyor.
Orada kişisel veya grup olarak izin almadan açıklama ve gösteri yapabilir, herkes düşüncesini hiçbir baskıya maruz kalmadan yasaların güvencesi altında açıklayabilir.
Bizim ülkemizde ne oluyor?
Eğer siyasal iktidarla aynı mahalledenseniz size her şey serbest.
Taksim bile açık!
İstediğiniz alanda, mekânda açıklama ve toplu gösteri, yürüyüş yapabilirsiniz.
Ne var ki sol görüşlüyseniz, muhalifseniz vay halinize!
Hele siyasal iktidarı eleştirdiyseniz yandınız demektir!
Tam bir çifte muameleye maruz bırakılırsınız.
Anayasal teminat altında olan düşüncenizi açıklama, gösteri ve yürüyüş hakkınızı kullanmanıza asla izin verilmez!
Demokrasinin hiçbir kuralının işlemediği, hukukun kağıt üzerinde kaldığı bir ülke de doğal olarak gönenç düzeyi düşüktür, sosyal adalet, barış yoktur.
Farklılıklar yerine iktidar sahiplerinin düşüncesine uygun tek tip toplumsal yapı oluşturulur.
Emekli maaşının 10 bin TL, asgari ücretin 17 bin TL olması sanırım her şeyi açıklamaya yetiyor.
Türkiye’nin gelişmiş ve büyük olması için önce demokrasinin, hukukun, adaletin tam ve herkese eşit şekilde işlemesiyle mümkün.
Asgari ücretin ve emekli maaşlarının en az 30-40 bin TL’de olmasıyla mümkün.
Eğitimin çağdaş, bilimsel, laik ve parasız olması ise olmazsa olmazdır.
Halkının büyük çoğunluğu aç ve yoksul olan bir ülkede asla huzur, barış, gönenç olmaz.
Bir avuç tıka basa yerken, servetlerine haksız olarak servet katarken kimse insani- ilahi adaletten falan söz edemez.
Devlet millet için olmadığı sürece bu oyun böyle sürüp gider.