Elimde Carge Amada’nın savaş yorgunu isimli muhteşem bir yapıtı var.
Brezilyalı yazar Teraza isimli bir kadının dramatik hayat öyküsünü anlatıyor. Teraza küçük yaşta hayatın ve zalim insanların gazabına uğramış bir daha da yüzüne vurmamış. Annesi ve babası onu üç yaşında terk etmiş, hayatını sonradan felç eden teyzesi sahiplik etmiş. On altı yaşında çok güzel bir kız olmuş.
Yazar onu güzellik tanrıçası Afrodit’e benzetmektedir. Para gözlü teyze onu bir kadın tellalına satar, bütün anası babası ayrılmış çocuklar gibi onun hayatı da bir ceza evinde sonlanır.
İşte Teraza’nın dramı bu sonun başlangıcında başlıyor, yüzlerce sapık ve sadist canavar onun hayatını yaşanmaz ediyor. Onun hayatı türk filimlerine benziyor. Teraza sonunda bu sadistlerden birini öldürür her ne kadar mahkemede mahsumiyetini savunsa da erkek egemenligini savunan mahkeme onu en ağır ceza ile cezalandırır. Sonra günü gelir tahliye olur artık Teraza orta yaşın üzerindedir. İş aramaya başlar, kimse onu işe almaz çünkü kimliğinde katil yazılıdır. O artık devlet ve toplum katında bir fahişedir. Damgayı yemiştir. Roman boyunca işsizlik, açlık ve yoksulluk yüzünden kötü yollara düşen kızları kadın ları düşündüm. Dünyadaki yoksulların en önemli gerçeğinden biri de budur. Bir yerde okumuştum Rusya’nın Sibirya’sında üç yüz bin kadın sokaklardan hurda toplayarak yaşamaya çalışıyomuş. Hindistan’da birkaç milyon kadın devletten kimlik almadan ölüyormuş. Rusya Devleti yoksul ülkelere savaş açmış durumda, şimdi sadece Rusya değil dünya emperyalistleri aynı işi yapıyor. Dünyadaki kadınların ve kızların fuhuşa düşmelerinin bu emperyalistlerin canavarlıkları yüzündendir. Bir de erkekler var tabi kadınlarla aynı otobüse aynı asansöre binmek istemeyen aynı hastanede tedavi olmak istemeyen erkekler…
Bu konuyu defalarca yazdım, Taraza’nın sonunu merak ediyorsanız anlatayım.
Teraza sonunda yine bir geneleve düşüyor, insan haklarının olmadığı bir ülkede başka ne olabilir ki?
Taraza hem erkeklere hem de topluma ve devlete karşı isyanını genelevdeki tüm kadınları örgütleyerek genel grev yapıyor. Bu grev kısa zamanda birkaç ülkeye yayılıyor. Doğal olarak sonunda yine tutuklanıyor, o tutuklanınca genel evlerinde bir kaç günlük yas ilan ediliyor. Gerçekten okumaya değer bir kitap.
Bu yazıyı yazmamın bir nedeni de genel evlere giden tüm yolların kapanması içindir. Dünya tartıştığı diğer sorunları gibi bu sorunu da tartışması gerekir. Sonuçta bu kadınlar da bizim kardeşlerimiz, onlar analarından seks işçisi olarak doğmuyorlar, sonradan onları oralara insanlar düşürüyor. Ülkelerdeki adaletsizlik eşitsizlik düşürüyor. Emperyalistler düşürüyor. Ben bir tekinin bile isteyerek düştüğüne inanmıyorum, bu konuyu daha iyi anlamak istiyorsanız Tolstoy’un Diriliş isimli kitabını okuyun. Ben söyleyim Teraza demek Hitler demek, Teraza demek Neron demektir.
Teraza demek faşizim, yoksulluk demektir, Teraza’ların olmaması tüm dünya kadınlarının birleşerek bu gidişata son vermelerine bağlıdır…