CHP Genel Başkan Yardımcısı Tekin Bingöl, cumartesi günü Gebze’de katıldığı Emek Çalıştayı’nda yaptığı konuşmada referandum sürecine değinerek, “Bunun adı bal gibi rejim değişikliğidir ama buna birlikte engel olmalıyız” dedi.
CHP Gebze İlçe Örgütü, Sendikalar ve ilçedeki STK ve sendikaların katılım ile Cuma günü başlayan ve dün sona eren gün süren Emek Çalıştayı’nın ikinci oturumu cumartesi günü gerçekleştirildi. Osman Hamdi Bey Kültür Merkezi’nde gerçekleşen çalıştaya; CHP Genel Başkan Yardımcısı Tekin Bingöl, CHP Kocaeli Milletvekilleri Haydar Akar, Fatma Kaplan Hürriyet ve Tahsin Tarhan, il kadın kolları başkanı Sevim Korkmaz Pekyörür, Kocaeli eski milletvekili M. Hilal Kaplan, Gebze ilçe başkanı Recep Dursun, Darıca ilçe başkanı Yakup Törk, Çayırova ilçe başkanı Selahattin Kaya, Dilovası ilçe başkanı Kerem Aydemir, Gebze Sendikalar Birliği dönem sözcüsü ve Petrol-İş Sendikası Gebze Şube Başkanı Süleyman Akyüz, Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze Şube Başkanı Necmettin Aydın, Eğitim-Sen Gebze Şube Başkanı Güngör İrdem, Türkiye Emekliler Derneği Gebze Şube Başkanı Ali Tunç, il ve ilçe yöneticileri ve çok sayıda davetli katıldı.
ÇALIŞTAYLAR DEVAM ETMELİ
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan çalıştayda ilk sözü alan CHP Gebze İlçe Sekreteri İsmail Sungur, “Bu çalışmayı planlarken emeğin başkenti Gebze’de emeğin bütünlerini bir araya getirmek ve sorunları ile çözüm önerilerini ortaya çıkarmaktı. Bunu başardığımıza inanıyorum.” Dedi. CHP Gebze ilçe başkanı Recep Dursun ise “DİSK eski Genel Başkanı Kemal Türker’i, Soma ve Ermenek’te yaşamını yitiren işçileri anıyorum. Grev kararları iktidar tarafından yasaklanıyor. Bunun son örneğini bölgemizde yaşadık. Ancak işçiler direnme kararı alınca işveren toplu sözleşme kararı aldı. Çalışma hakkı en temel haktır. 12 Eylül’den sonra çalışma hayatı da zorlaştı. Özelleştirme, yoksulluk ve yoksunluktur. 15 Temmuz darbe girişimiyle AKP, OHAL ile işçilerin geleceğine saldırılar yapmaktadır. Emek örgütleri buna karşı dik durmalıdır. Bütün emek dostları ile birlik ve dayanışma içerisinde olunmalıdır. Bizler Gebze’de emeğin tüm tarafları ile böyle bir çalıştay yapıyoruz. Bu çalıştaya katkı sunan ve emek veren herkesi tebrik ediyorum” dedi. ”
12 EYLÜL’DEN DAHA AZ ÖZGÜRLÜK VAR!
Petrol-İş Gebze Şube Başkanı Süleyman Akyüz ise çalıştayın işçi ve emekliye kulak verecek bir çalıştay olduğunu söyledi. Akyüz, “Bu çalıştay bir ilk ama bunu geliştirerek sürdüreceğiz. Hep bir ve birlikte olmalıyız. Burada birlik olamıyorsak nerede olacağız? 50 yıllık sendikaların birikimleri olan bütün hakların bir kısmı 12 Eylül’de, diğer bir kısmını 2000 yılından sonra alındı. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından OHAL yasası terör örgütleri için çıkartıldı ama bugün işçiler üzerinde büyük bir baskı aracı olarak kullanılıyor. Ben 12 Eylül darbesinde 20 yaşında bir gençtim, bugün 12 Eylül sonrasından daha baskıcı bir süreci yaşıyoruz. İstedikleri hangi yasayı çıkartamadılar, ama işçinin aleyhine ne varsa gece yarılarında çıkardılar. Bugün kendimize ve emeğimize sahip çıkmalıyız. Bu çalıştayda herkes kendini bulacak. Biz çoluk ve çocuğumuzu ihanet ediyoruz. Bu ülkede en çok mücadele etmesi gereken sendikalardır. Ancak varlık sebeplerini iktidar ve bir takım işverenlere bağlarsanız o sendikalar bitmiş demektir. Bu çalıştayı büyütmemiz lazım. Bugün bir asgari ücretliden 700 TL vergi alınıyor. Bunlara karşı mücadele etmeyeceğiz ne zaman mücadele edeceğiz? Bu ülke çok büyük bedeller ödeyerek cumhuriyet kurmuştur. Kişiye göre değil kurumlar çalışsın. Niye sürekli biz bedel ödeyelim?” dedi.
VALİ OHAL’İ BİZE BASKI OLARAK KULLANIYOR
Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze Şube Başkanı Necmettin Aydın ise “Ülkede çok önemli sorunlar yaşıyoruz. İşçi kesimi hiçbir dönem bu kadar baskıya maruz kalmadı. Bizler üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmeliyiz. Kıdem tazminatı AKP hükümeti döneminde her defasında dile getiriliyor. Metal işçileri olarak kıdem tazminatı ile ilgili bir durum olursa fabrikaları işgal ederek çıkmayacağız. Bu hükümet döneminde kiralık işçi yasası çıktı. AKP döneminde 17 bin 50 tane iş cinayeti yaşandı. Sendikalar olarak hiçbir siyasi partinin arka bahçesi değiliz. Bu tür etkinliği yapan, emekten yana olan her partinin toplantısına katılırız” dedi. Kocaeli Valiliğinin OHAL’i işçiler üzerinde bir baskı aracı olarak kullandığını da söyleyen Aydın; “Toplu sözleşmelerle ilgili bu dönem faaliyetleri askıya aldık. Kocaeli valisi bize nefes aldırmıyor. Bizim hakkımızda suç duyurusunda bulunuldu. Hakkımızda dava açıldı. Toplu sözleşmeyi anlatmak için işyeri önünde, içeride kapalı olanda toplantı yapmaya gittik yapamazsanız denildi. Cumhurbaşkanı OHAL kararı alırken terör örgütlerine karşı uygulanacak dedi. Ancak bu OHAL işçi ve emekçilere karşı uygulandı. Geçen Cuma günü greve çıktık. Çalışma bakanlığı müsteşarı toplu sözleşmeye müdahale ederek bu rakam çok yüksek isteyemezsiniz dedi. Greve çıktığımız gün bakanlar kurulu kararı ile ertelendi.” Diye konuştu.
İRDEM VE METİN DE KONUŞTU
Eğitim-Sen Gebze Şube Başkanı Güngör İrdem, “Her türlü darbeye karşıyız. On binlerce kamu emekçisinin de açlığa mahkum edilmesine karşıyız. Ben de başkan olmak istiyorum. Bana biat edin rahat edin.” şeklinde konuştu. Eğitim-İş Gebze Şube Temsilcisi Bülent Metin de ülkenin birinci sorunu terör ve güvenlik sorunu olduğunu ifade ederek, “Hepimizin topyekûn bu mücadeleyi yürütmeliyiz” dedi.
ÇALIŞANLARI AÇLIĞA MAHKUM ETTİLER
CHP Genel Başkan Yardımcısı Tekin Bingöl ise Kocaeli’nin bir emek kenti olduğunu söyledi. Bingöl konuşmasında; “Bu çalıştaya genel başkanımız katılacaktı. Ancak malum ülke gündemi sürekli yoğun ve değişiyor. Kocaeli bir emekçi kenti. 2 günlük bu çalıştayı düzenleyenlere teşekkür ediyorum. Emek en yüce değerdir. 12 Eylül darbesi ile birlikte sendikasızlaştırmayı ve emekçi haklarını yok etti.” Dedi. Bingöl; “Ülkenin sıcak gündemi anayasa değişikliği. Bu değişikliği başlamadan önce biz 12 Eylül askeri darbesinin ortaya koyduğu darbe hukuku yok edilmesi gerektiğini ifade ettik. O darbe hukuku var olduğu sürece ne emekçinin hakkı verilir ne de işçi sınıfı güçlü olur. İktidar, el değiştirip yüzünü emekten yana olan bir iktidar olunca bu sorunlar çözülür. 7 Haziran seçimleri öncesinde bir seçim bildirgesi ile çıktık. O seçim bildirgesinde işçi sınıfı dahi herkes tarafından kabul gördü. Diğer siyasi partiler bizi taklit etti. Asgari ücretle ilgili en az bin 500 TL olmalı dedik. Kıyamet koptu. AKP’liler bizi işverene şikâyet etti. Daha sonra kerhen asgari ücrette iyileştirme yapacaklarını söylediler. Dün Türk-İş açlık sınırını açıkladı. Bin 479 TL. Bu Türkiye’de çalışanların açlığa mahkum etmek demek.” Dedi.
BU OLAY BAL GİBİ REJİM DEĞİŞİKLİĞİDİR
Cumhurbaşkanlığı denen sistemin başkanlık sistemi olduğunu ve rejim değişikliği olduğunu da söyleyen Tekin Bingöl; “Bu olay bal gibi de rejim değişikliğidir. Bu rejim değişikliği parlamenter sistemi ortadan kaldıran tekçi bir anlayıştır. Rejim değişikliği ile yetkiler tek kişiye veriliyor. Kim olursa olsun biz bu rejim değişikliğine karşıyız. Bizim genel başkanımız da olsa babamız da olsa bu rejim değişikliğine karşıyız. AKP’liler mecliste körü körüne bu teklife oy verdi. Bu bir yerel veya genel seçim değil. Bir siyasi partinin kurguladığı bir seçim değil. Bu olay ayrıca CHP’ye mal edilecek bir seçim de değil. Bu olay 79 milyonun, hangi siyasi partiden olursa olsun, bugüne kadar kime oy verirse versin, kendisini Türkiye Cumhuriyeti devletine karşı sorumlu hisseden herkesin savaşıdır. Bu olay gerçekleşirse Türkiye’ye on yıllarca geriye götürür. Türkiye’ye ev ev, mahalle mahalle dolaşarak buna engel olmalı ve iktidarın CHP’ye çamur atarak yaptıklarını bu millete anlatmalıyız” dedi.
Emek çalıştayında çeşitli kurum ve kuruluş temsilcileri ve çalıştay katılımcıları da kısa konuşmalar yaptılar.