Emekliler, uzun yıllardır ekonomik ve sosyal olarak mağduriyetler yaşıyor. AKP’nin 13 yıllık iktidarında, emeklileri mağdur eden bazı çarpıcı örneklerden söz edeceğim bugün.
‘’Dün emekliler, bugün de emekliler’’ demeyin lütfen. Çünkü, her birimizin ailesinde emekli vardır ve onlar gerçekten mağdurdur.
Çok daha fazlasının olduğunu sizler de biliyorsunuz ama burada yaşanan mağduriyetin ölçeğini görmek için çarpıcı bazı örnekler vereceğim.
AKP, defalarca söz verdi ama 13 yıldır elinde tuttuğu parlamento çoğunluğuna rağmen emeklinin yaşam düzeyinin insanca yaşayacak seviyeye çıkarılması için gereken gerçek bir intibak yasasını çıkarmadı.
Emeklilerin ikramiye taleplerini görmezden geldiği yetmemiş gibi, muhalefetin ikramiye vereceğiz vaatlerine ‘’kaynak yok’’ diye şiddetle karşı çıktı.
Çok kez söz vermesine rağmen, çalışanlara verilen banka promosyonlarının emeklilere verilmesini sağlamadı.
Sosyal devletin en önemli görevi olan ücretsiz sağlık hakkını yok etti, muayene ücreti, katkı/katılım payı, otelcilik ücreti, istisnai tıp hizmeti, öğretim üyesi farkı gibi çeşitli ücretler alarak sağlığı paralı hale getirdi.
Emekli aylıklarının artırılmasında, esas alınan TÜFE artışının hesaplanmasında temel ihtiyaç maddeleri olan gıda enflasyonu yerine, günlük hayatımızda tüketmediğimiz ürünleri dikkate alarak, gerçek enflasyonun açıklanmasını engelledi ve emekli aylıklarının erimesine yol açtı.
Ülkenin büyümesinden yıllarını bu ülkeye vermiş emeklilere refah payı vermedi.
Aldığı emekli aylığıyla geçinemediği için, çalışan veya işyeri açan emeklilerden %15 sosyal güvenlik destek primi aldı.
Taban aylık uygulamasını kaldırıp, emekli aylıklarının çalışma döneminde alınmakta olan toplam gelirin çok altında hesaplanmasına, dolayısıyla düşük aylık bağlanmasına yol açtı.
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası kanunuyla emeklilerin işsiz çocukları için, geçinmelerine bile yetmeyen aylıklarından prim alarak mağduriyet yarattı.
Emeklilerin birlikte zaman geçirebilecekleri, aktivitelere katılabilecekleri, sosyal ve kültürel faaliyetlerde bulunabilecekleri mekanlar kurmadı, emeklileri kahve köşeleri ile evlere hapsetti.
Sosyal devlet olmanın gereği olan Yaşlı, hasta ve kimsesiz insanların evlerinde bakım ve temizliklerini yapacak, düzenlemeler yapmadı.
Aldıkları emekli aylıkları geçimlerine yetmeyen emeklileri çalışmayan çocukları için GSS primi ödemek zorunda bıraktı.
Daha çok başlık da sayılabilir.
Özünde, emeklilerin yaşadığı sorunların temel nedeni olan örgütsüzlüğü dayatan bir siyasal anlayışa sahiptir AKP. Uluslararası sözleşmelerin "herkese" tanıdığı sendika hakkını kullanmak konusunda kararlı olan emeklilerin bu hamlesini engellemek için her türlü anti demokratik yola başvuran, mahkemeleri baskı altına alarak Emekli-Sen hakkında kapatma kararı verilmesine yol açan da AKP zihniyeti oldu.
Emekliler, bütün bunları unutmadan, sorunlarının çözümünün koalisyon hükümetinin öncülüğünde olmasını bekliyor.
Bu nedenle, hiç kimse ‘kırmızı çizgilerimiz var’ deme ve emek düşmanlığı tescillenmiş olan AKP’yi bir şekilde iktidarda tutma hakkını kendinde görmemelidir.
Bunun faturası, hem ülke için hem de AKP’yle ortaklık yapacaklar için ağır olacaktır.