Bunlara rağmen, açılım safsatası…

 

AKP iktidarlarının bir türlü gerçekleştiremediği şeylerin başında ALEVİ AÇILIMI gelmektedir. Her AKP hükümeti döneminde öncelikli projeler arasında yeralan bu açılım, sonra nedense rafa kaldırılır hatta Alevilere zulmetmenin gerekçesi haline dönüşür.

Şimdi, sıra Başbakan Ahmet Davutoğlu’nda. O da, Recep Tayip Erdoğan’dan devraldığı açılım bayrağını seçim malzemesi yapmaktan çekinmeyen bir tavır sergiliyor. Öyle ki, 12 yıllık AKP icraatlarına rağmen Dersim'de bir kez daha "Alevi açılımı" anlatmaktan bile geri adım atmadan.

Davutoğlu’nun açılım derken Alevilere zulmeden proje haline dönüşen uygulamaları 10 maddede özetleyebiliriz…

1- AİHM kararına rağmen zorunlu din dersi kaldırılmadı. Zorunlu din dersine ek olarak seçmeli iki din dersi daha getirildi.

2- Cemevleri ibadethane olarak tanınmadı. 

3- Suriye'ye cihatçı çeteler gönderildi. Başta Aleviler olmak üzere binlerce Suriyeli, AKP'nin desteklediği cihatçı çeteler tarafından katledildi.

4- Diyanet İşleri Başkanlığı kapatılmak bir yana, bütçesi 5 milyar TL'yi aştı, devlet protokolündeki yeri yükseltildi.

5- Milyonlarca ağaç katledilerek yapılan İstanbul'daki 3. Boğaz Köprüsü'nün adı Yavuz Sultan Selim olarak belirlendi.

6- Sünni islami içerikte eğitim veren imam hatiplerde okuyanların sayısı 12 yılda 60 binden 1 milyona çıkarıldı. 

7- Dersimlilerin tepkilerine rağmen, kutsal kabul edilen derelere HES yapımına devam edildi.

8- Gezi Direnişi sırasında katledilen Alevi gençlerin katili polisler yargı karşısına çıkarılmadı. Ancak buna rağmen Davutoğlu bugün Dersim'de "Berkin Elvan'ın da Yasin Börü'nün de hatıralarına sahip çıkalım" dedi.

9- Miting meydanlarında "Biliyorsunuz Kılıçdaroğlu Alevi" denilerek AKP'nin Sünni tabanına propaganda yapıldı, Aleviler yuhalatıldı.

10- Refah Partisi'nin doğrudan katıldığı Sivas Katliamı davasının "zaman aşımı" ile kapatılmasına izin verildi. 35 canın yakılarak katledildiği Madımak Oteli'nin "utanç müzesi" olması talebi reddedildi. Otelde katliamı yaparken ölen iki kişinin de ismi oteldeki anma köşesinde yer aldı.

Bu maddelere katılmayan olabilir elbette. Kimileri abartılmış bulur, kimileri de az bulabilir. Ama, dedim ya bunlar benim gördüklerim sonucu ortaya çıkan tespitlerim.

Bütün bunlara rağmen ALEVİ AÇILIMI’ndan söz etmek nasıl bir duygudur acaba ?

Nasıl bir yaklaşımdır ?

Kimi kandırma niyetine dayalıdır ?

Bu soruların yanıtlarını herkes merak etmektedir.

Bu tabloyu  bunları herkes görmeli ve yapılmak istenenin bir AÇILIM değil, mezhepçi bir anlayışı dayatmak olduğu anlaşılmalıdır.

Eğitimi bile mezhepçi bir temelde şekillendirmeye çalışan, söylemlerinde ırkçılığı körükleyen bir siyasal yaklaşımın, ülkeyi çağdaşlaşmaya götürmeyeceği apaçık ortada.

Sanırım, önümüzdeki dönem tartışılacak başlıklar içerisinde ‘’ülke ne kadar gericileşti’’ söylemi ilk sıralarda olacak.