Güler yüzlü altı kişilik aile olacaklardan habersiz uzun bir yolculuğa doğru yola koyuldular.
Ölüm onları TEM otoyolu Muallimköy kavşağında habersiz yakaladı.
Çoğu kez ölüm haber vermeden gelir denilir ya, Şairin dediği gibi; “her ölüm erken ölümdür”
Bu ailenin de ölümleri çok erken bir ölüm oldu.
Buna ihmal demek sorumluluktan kurtulmaktır.
Urfa’da yıllık izinlerini tamamlamış daha güzel bir gelecek için Almanya’ya devam eden dördü çocuk olmak üzere anne baba ile birlikte altı kişilik aile yok oldu.
Bunun neresinden bakarsanız bakın olay tam bir vahşettir.
Benzeri bir ölümlü trafik kazasını 1996 yılında Dilovası’nda tanık olmuştum.
Yine bir tır kamyon Dilovası rampasından inerken karşı şeride geçmek suretiyle iki ayrı aileden dört kişi yaşamını yitirmişti.
O gün trafik kazası saat:15:00 sıralarında olmuştu.
Ölenlerin dördü de Gebze’de ikamet ediyordu.
Bir araçta baba oğul yaşamını yitirmişti.
Baba Çayırova doğum sertifikasyon müdürü ile oğlu Gebze Yüksek Teknoloji Entütüsünde genç bir akademisyendi.
Diğer araçta bulunan baba kız Kocaeli’nden üniversite sınavından dönüyordu.
Her ikisi de olay yerinde ölmüştü.
Trafik kazasından anında haberim olmuştu.
O dönem TRT’nin Gebze temsilciliğini yürütüyordum.
Zaman kaybetmeden trafik kazasının olduğu Dilovası vadisine ulaşmıştım.
Trafik ekipleri ve karayolları ekipleri yolu tek taraflı trafiğe kapatmıştı.
Tır kamyon iki araca hızlı çarpma sonucu her iki aracın içerisindeki ölenlerin cenazeleri itfaiyenin getirmiş olduğu sanayi tipi makaslarla kesilerek çıkartılması yaklaşık üç saate yakın sürmüştü.
Kaza sonucu ölenlerin bedenleri sert çarpma sonucu arka araç camlarına elbise askılığı gibi yapışmıştı.
Gebze istikametinten İzmit yönüne giden araçlar Dilovası rampasında hızlı gittikleri için kazayı izlemeye çalışırken bir kaç hafif hasarlı yeni kazaya sebebiyet vermiştiler.
Yakın bir zamana kadar bu denli altı kişinin bir araçta trafik kazası sonucu ölümüne tanık olmadık.
Trafik terörü sonucu her yıl binlerce insanımızı kaybediyoruz.
Para cezalarının arttırılması caydırıcı olmadığını tekrar tekrar söylüyoruz ve biliniyor.
Bölgemizde çok sayıda liman bulunması bunun yanısıra organize sanayi bölgelerinin yaygın olması, yük taşımacılığının karayolu üzerinden yapılıyor olması, nakliyelerin düşük olması sonucu sürücülerin 16 saate yakın süre araç kullanıyor olması trafik kazalarına davetiye çıkartıyor.
Her işi başlangıcı eğitim olduğunu bir türlü anlayamadık ve anlatamadık.
Bölgemizdeki taşımacılığın tamamına yakını karayolu üzerinden yapılıyor.
Tır sürücüleri, halk otobüsleri diğer araçları trafik de yok sayıyor.
Bu yüzden trafiğin daha yaygın ve etkin bir şekilde gerek şehiriçi gerekse şehirler arası denetimi daha sıkı yapması önemli bir zorunluluktur.
Eğer bu denetimleri yapamazsak bu acıları tekrar tekrar yaşarız.
Ve yaşananlardan da ders çıkartmayız...!
Şimdi bu ölen ailenin altı ferti için herkes kendine göre bir değerlendirme yapacak.
Kimilerine göre kadere yoracak, kimilerine göre vadelerinin bittiği yönünde değerlendirmelerde bulunacak.
Hiç kimse şöyle bir soruyu kendisine sorma zahmetinde bulunmayacak.
Neden bu tür kazalar hep az gelişmiş ve denetimden uzak, kurallara uymayan ülkelerde olduğunu sorgulama zahmetinde bulunmayacak.
Binlerce kilometre uzaktan Urfa’ya kadar araçlarıyla seyahat eden insanların burunları bile kanamadan geldi ve döndüler.
Ne yazık ki Gebze’de yanıbaşımızda trafik terörürünün kurbanı oldular.
Umarım ilgililer bu konuda daha etkin, daha kalıcı tedbirler alır.
Tekrar bu acıları yaşamayız...!