Basının, gazetecilerin yanı sıra girişimcilerin yatırımda bulunmaya başladığı bir sektör haline gelmesi ülkemizde, Özallı yıllar ile başladı. Ulusallardan, yerellere kadar yayıldı.
Ülkemizde iktidarlar değiştikçe önde gelen medya kuruluşları el, sermaye değiştirdi. Her gelen Hükümet, medyayı da kontrol altına almak için kendine yakın grupları çeşitli kaynaklarla destekleyerek itekledi.
Yerellerde de durum değişmedi.
Gebze Bölgesi’nde her yerel seçim sonrası, 2002’den sonra ise partisi aynı kalsa dahi her belediye başkanı değişimi sonrası el değiştiren çok sayıda gazete örneklerim.
Sanayi, inşaat, turizm dahil olmak üzere farklı iş kollarında yer alanların medyaya da sektör olarak yatırımda bulunmasının riski nedir diye soracak olursanız..
O yapıdaki medyanın önceliği hiçbir zaman halk, halkın çıkarları değil aynı holding veya şirket grubu içindeki diğer şirketlerin çıkar ve menfaatleridir.
Şayet medya grubunun başındaki kişi hele ki aktif siyasetin içinde veya ileriye yönelik hedefleri varsa, o kişinin çıkar ve menfaatleri içindir.
Bu tezimin doğruluğuna, defalarca tanık oldum. Ondan ötürü, -bence- şeklinde bir pekiştirme ifadesini kullanmaya dahi gerek görmüyorum çünkü öyle..
Bu meslek gerek ülkemiz, gerekse yerelimizde meslekle ilgisi olmayanların, mesleği farklı amaçları doğrultusunda kullanmak isteyenlerin sebebiyetinde dip çoktan yaptı. Dibinde dibine doğru gidişat halinde.
Geçtiğimiz hafta içinde de çok ilginç bir örnek daha yaşandı.
Bir önceki ortağı (veya müdürü) ile de yollarını zehir zemberek, birbirlerine yüz kızartıcı ithamlarla sonlarından bir zevat, bir sonraki ortağıyla da aynı şekilde yolları ayırdı.
Karşılıklı yapılan suçlamalarda medya sektörüne de el atan şahsiyet bir daireyi birden fazla kişiye satmakla suçlanırken ortağını şantajla, tehditle falan suçladı.
Bir dizi banka havale dekontları sosyal medyada paylaşıldı. Rakamlar 10 bin TL’den başlıyor, 150 bin TL sınırlarını zorluyor.
İddialar farklı haber sitelerinde de, taşeron şirket misali yayınlandı. Ardından –biri sonradan silinen- özür metinleri de.. O özrü o şekilde yayınladınız ya.. Bildiğin komedi. Şahsım adına: Kafana sık, daha iyi!
Ne demek yahu: “Haberden asıl sorumlu olanın falanca haber sitesi olduğunu hatırlatır…” misali, "Haber kaynağının falanca gazete olduğunu hatırlatır" demek.
25 Temmuz Pazartesi günü tarihi verilerek tüm gerçeklerin açıklanacağı falan söylendi. Ortam daha da çöplenecekti.
Tık yok..
İyi ki de yok.
Demek ki bir şekilde anlaştılar. İyi de yaptılar.
Sayenizde Gebze medyasında çivinin çıktığına, tuzun koktuğuna bir kez daha tanık olmuş olduk.
Bu kadar ve bu şekilde teşhir olmak can sıkıyor.
Şahsım adına bu yorumdan hiçbir sorumlulukta üstlenmiyorum.
Tüm sorumlusu, falanca filanca “haber” sitesidir!