Memleketin tüm sorunları bitti, sıra Lozan’a geldi.
Nedeni ise iktidar artık bindiği gemiye ne kadar zarar verirsem kardır anlayışını sergiliyor.
Bunun bir çok nedeni olabilir.
İşsizlik, yoksulluk, yolsuzluk toplumda biriken onca sorun var.
En son olarak 12 televizyon 11 radyo kapatıldı.
Facebook ve internet sitelerine sansür uygulanmaya başlandı.
Gündemi değiştirmenin en kolay yolu Lozan’ı tartışmaya açmak oldu.
Cuma günü Prof. Burhan Şenatalar Hoca’nın perşembe günü Beştepe’de Cumhurbaşkanı’nın muhtarlara yönelik Lozan konulu konuşmasına karşılık 4 yıl önce tarihçi Murat Bardakçı’nın yayınlamış olduğu bir makalesini paylaştı.
Yazının tamamını okuyunca hayretler içinde kaldım.
Böylesine bir anlayış, öylesine bir siyaset yönetmenin toplumun günceline taşınması ne denli bir amacın ürünü olduğunu bilemiyorum.
Bu yazıyı okuduktan sonra kafamızı ellerimizin arasına koyma zamanıdır.
Bu yol nereye gider...
Bu ülkenin Cumhuriyet savcıları yok mudur?
İktidar çevrelerine eleştiri yönellttiğiniz anda kendinizi yargının önünde bulursunuz.
Muhalif olan gazete, gazeteci, televizyon, radyolar hiç bir gerekçe gösterilmeden karartılıyor.
Bütün bunlar yetmezmiş gibi durduk yerde Lozan tartışmasını açmak hangi aklın ürünüdür.
Okumayan tek taraflı okuyup sorgulamayan bir kesim her söylenen yalanı doğruymuş gibi servis yapıyor.
Lozan’ın tarihe mal olmuş.
Doğru veya yanlış olup olmadığının kararını bırakın tarihçiler versin.
Ancak çakma tarihçiler değil tabi.
Lozan ile ilgili açıklamalar Türkiye’nin gündemini değiştirmek için özel olarak seçilmiştir.
15 Temmuz’dan bir hafta sonra “Lozan Türkiye’nin tapusudur” diyen Sayın Cumhurbaşkanı önceki gün şaşırtıcı bir şekilde “Lozan zafermiymiş, neyin zaferiymiş” şeklinde açıklamaları aklı selim herkesi rahatsız etmiştir.
Bahse konu olan Murat Bardakçı’nın yazısı 25 Temmuz 2012/ Çarşamba tarihli Haber Türk Gazetesi’ndeki yazısını facebook sayfamda paylaştım.
Okumak isteyenler benim facebook’umdan veya Haber-Türk Gazetesi’nin 25 Temmuz 2012 çarşamba günkü Murat Bardakçı yazısını okuyabilir.