İktidar bu yasa tasarısına dair süreci nasıl işletiyor?
Bugüne kadar hiçbir yasa, yönetmelik değişikliğini var olan siyasi iktidar bir anda yapmadı. Önce kamuoyuna bir taslak sundu. Kamuoyunun verdiği tepkileri ölçtükten sonra geri çekti. Belirli bir süre kamuoyunu alıştırdıktan sonra yeniden gündeme getirdi. Biz sürecin nasıl işlediğini biliyoruz. Bu dönemde, taslaklarını kendileri açıklamadı ama kendilerine çok yakın bir kuruluşa bir taslak açıklattılar. Eminiz ki o taslak, MEB’in hazırladığı taslakla bire bir örtüşüyordur.
Yine taslak üzerinden konuşacak olursak, öğretmenler için kaygılandığınız ayrıntısı nedir?
Bu taslağın en kritik yanlarından biri, öğretmeni teknisyen öğretmene çeviren pek çok maddeye sahip olması. Karar verici olmayan, kendisi karar vererek uygulamayan, merkezden gelene birebir tabi olup bunu sınıf içine taşıyan öğretmen tipi, teknisyen öğretmen dediğimiz bu. Bunu MEB ve etrafındaki kuruluşlar, ‘Profesyonelleşme’ olarak kabul ediyor. Bizim açımızdan ise bu, teknisyen öğretmene dönüştürme.
Kendi tarihimize baktığımızda, öğretmenler köy enstitülerinden bugüne kendi yaşam alanlarında etken olmuşlardır. Esasında öğretmenler köylerin, kasabaların yaşantılarını değiştiren, müdahale eden oldukça sosyolojik figürler olmuşlardır. Fakat bu yasa tasarısı öğretmeni sınıf içine hapsedip kimliksizleştiren bir mantıkla hazırlanmış.