Sıkça sorulan bir soruyu tekrar etmekte yarar var. Çünkü gerçeklerin gün yüzüne çıkması hepimiz için önemlidir. Anlatılanlara bakılırsa henüz cemaatin siyasi ayağı ortaya çıkartılmış değil. Kim bu siyasiler? Nasıl oluyor da kamuda ve devlette çalışan onca insana ulaşılıyor da siyasetçilere dokunulamıyor? Bu konuyu neden bu kadar önemsediğimi belirtmek isterim. En büyük ihaleler siyasi destek olmadan gerçekleşmesi imkansızdır. Öyleyse bu işin siyasi desteği mutlaka deşifre edilmeli. Bir dönem cemaati eleştirmek neredeyse imkansız bir durumdu. Hatta AKP’yi kolayca eleştirme imkanı vardı. Cemaatin hakkında bir şey söylediğiniz zaman hemen birileri rahatsızlığını gösteriyordu. Öyleyse bu siyasileri herkes biliyor. Çok büyük servetleri kısa zamanda elde edenler delikanlı gibi çıksın biz buradayız desinler.
Sosyal medyada halen daha ışid’e ve cemaate toz kondurmayan önemli bir kesim var. 15 yıldır bu ülkenin aydınları muhalif kesim her türlü baskıya maruz kaldı. Ö ncelikle başbakanın şu sözlerine dikkat çekmek isterim. Ne söyledi başbakan; “Ülkenin ana meselelerinde muhalefet ve iktidar ayrımı yapmayacağım, bütün konuları konuşarak, görüşerek ve uzlaşarak çözmenin gayreti içinde olacağız.’’ dedi. Dibe vurdurulmaya çalışılan Türkiye’nin çıkış reçetesi bu sözlerde.
Nedenine gelince;
İktidar tek başına devleti derleyip toparlayamaz da ondan. Siyasi iktidarın muhalefete her zamankinden daha fazla ihtiyacı var. İktidar muhalefetle ortaklaşa hareket etmek zorunda. Tüm kurumlar lime lime olmuş ordusundan polisine, yargıcına sarsıntısı var. Bu yüzden ülkenin topyekun morale ihtiyacı var. İçerisinden bunca çürük çıkan kurumların sarsıntı geçirmesi olası bir durumdur. Her gün operasyonlar yapılıyor. Bir dönemin özel yetkili kurumlarında görev yapanlar neredeyse hepsi FETO’cu çıktı. Eğitim- öğretimin durumu içler acısı. Binlerce öğretmen kapının önüne konuldu. Okullar önlerine asılan ‘’bu bina milli eğitimin malıdır’’ ibaresi Türkçemizin ne hale geldiğinin en somut örneğidir. Umarım Milli Eğitim Müdürlüğü Tatlıkuyu’da ki binaya asılan ‘’bu bina milli eğitimin malıdır’’ cümlesinin yerine ‘’mülküdür’’ ifadesini yazarak yapılan hatayı düzeltir. Türkiye terör örgütlerine karşı başlatmış olduğu harekat başarılı olmak zorunda. Eğer bu terör yuvaları dağıtılamazsa daha büyük sıkıntılar bizi bekliyor demektir. Çağdaş eğitimden, laiklikten uzaklaştıkça başımıza neler geldğini geç de olsa farkına varılmış olmalı. Devletin yeniden yapılanması gerekir. Bu nasıl olmalı? İktidar-muhalefet işbirliği ile sağlanır.