Bu modellere aman vermeyin

 

 

 

Birleşik Metal İş Sendikası'nın örgütlü olduğu Legrand fabrikasında 28 Mart günü işten çıkarılan Sual Seçkin, hak arayışı için direniş silahını kullanmaya başladı. Öyle ya, 7 yıldır çalıştığı fabrikadan, aklıevvel sözde bir sendikacının kumpasıyla çıkartılıyor.

Sual Seçkin, “İşten çıkarılmama neden olan kişi işyeri sendika baştemsilcisidir’’ diyor. Seçkin, duruma tepki gösteren diğer temsilcinin  “işyerinden işçi attırarak sendikaya ihanet eden bir baştemsilciyle aynı görevi paylaşmak istemediğini” belirterek, görevinden istifa ettiğine dikkat çekiyor.

Sanki sendikanın işyeri baştemsilcisi değil, işveren temsilcisi. İşte, bu modeller gerçekten vicdansızlaşabiliyor..

Durum dolayısıyla Seçkin’in yanında yer alan sendikanın Gebze Şube Başkanı Necmettin Aydın da, diğer işçilerden destek olmalarını istiyor.

Seçkin, çoğunluğunu kadınların oluşturduğu 400’e yakın çalışanı bulunan bir fabrikadan söz ediyor. Fabrikadaki kadın işçilerin, baştemsilci gibi düşünenlerce hep baskılanıp tehdit edildiğini de söylüyor.

İddialar yenir yutulur cinsten değil. Gerçek olup olmadığını ortaya çıkarmak da zor değil. Birleşik Metal-İş Sendikası merkez kadroları, bu durumu sonuca ulaştıracak reel reflekslere sahiptir. Yeter ki adım atıp soruştursunlar ve objektif tavır alabilsinler.

Seçkin’in kamuoyu ile paylaştığı su ifadelere bakar mısınız…

‘’Geçen yıl Aralık ayında toplu sözleşme imzalanmasının ardından baskılar arttı. Baştemcilci, toplu sözleşmenin imzalanmasının ardından (Sözleşmede başımı ağrıtan 3-5 kişi var. Onlardan kurtulacağım) demişti. Buna engel olmak için temsilcilik seçimi yapılmasını istedik ama sonuç alamadık. Nitekim temsilcilik seçimlerine çok az bir süre kala, baştemsilciyi eleştirdiği için işten çıkarılan işçilerin sonuncusu ben oldum. Çıkış yapılacağı gün İnsan Kaynakları Müdürlüğü'ne çağrıldım. İşten çıkarılmamın gerekçesini sorduğumda, aldığım yanıt, (herhangi bir gerekçe yok) oldu. Sendikam da, Legrand işçileri de böyle bir baştemsilciyi hak etmiyor.’’

Ne Seçkin’i ne de o baştemsilciyi tanımam. Ama, sendikanın genel merkez düzeyindeki yöneticilerini tanırım. Bilirim ki, bu sese kulak verip gereğini yapacaklardır. Sendikanın adına leke sürülmesi anlamına gelen bu davranışa seyirci kalmayacaklardır. Gerçekten ‘’inadına sendika, inadına Birleşik Metal-İş, inadına DİSK’’ diyerek örgütlenen bu insanlarımızın, işçi sınıfının o şanlı mücadelesine olan inancı sarsılacaktır.

Gerçekten de ‘’sopayı hak eden bu modelleri’’ saflardan uzaklaştırmalı. O yüzden baştemsilci derhal görevden alınmalı ve Sual Seçkin’in işe geri dönüşü için gerekli çaba gösterilmelidir.

Ne demişti Seçkin, ‘’Bu taleplerim kabul edilene kadar da direnişi sürdüreceğim….” Eğer, olayı işçi sınıfı tarihine ‘’sendikasına karşı direnen işçi’’ diye yazdırmak istemiyorlarsa tez elden bu sorun çözülmeli.

İşçi sınıfı mücadelesinin, Birleşik Metal-İş ve DİSK’in geleceği için bu modellere aman vermeyin…