BU İKLİMDE NELER OLMAZ...!

İsmail Kadı

Bir yıl içerisinde iki seçim yaptık.

 

Hep tekrarlandı, “tek başına iktidar gelince tüm sorunlar hallolur”.

Buna rağmen sukünette, istikrar da gelmedi.

Sadece son bir haftada yaşadıklarımız bile eski ruh halinin devam ettiğini kolay kolay karmaşananın durulmayacağının işaretini veriyor.

İç siyasette terör ve diplomasi nereden tutarsanız elinizde kalıyor.

Böylesine bir ortamda ekonomiyi konuşmak ne mümkün.

Seçim öncesi iş çevreleri “acilen hükümet kurulsun, reformlara biran önce başlansın” diyordu.

Ancak reform ne mümkün...

Sadece haber yaptıkları için iki gazeteci terör örgütü suçlamasıyla tutuklandı.

Bu şartlar altında hangi sorunu konuşacağız.

Erdem Gül ile Can Dündar’ın neden içeri atıldığını Silivri’ye gönderildiğini herkes bilmiyor mu...!

Gazetecilerin tutuklanmasını ideolojik nedenlerle göz yuman, onay veren veya sessiz kalanlar bu insanların tek işi gazetecilik olduğunu pek ala biliyor.

Esas sorunlarımızı bir türlü konuşamıyoruz.

Türkiye’de işler çok çabuk tersine dönebiliyor.

Beş yıl önceki duruma bir bakalım.

Arada dağlar kadar fark var.

İnsanlar birbirleriyle konuşamaz hale geldi.

Ekonomi bozuldu mu herşey ters gitmeye başlar.

En çok kendimi severim demeye başlar insanlar.

Öyle ise bu gerilimli süreçten kurtulmalı.

Aksi halde hepimiz bir şeyler kaybetmeye başlarız.

O zaman en tehlikeli anlardır.

Hiç kimse bir diğerini dinlemez.

Şair Sunay Akın’ın şu dizeleri ile bugünki yazımı noktalamak isterim;

Şair’e sormuşlar ne iş yaparsın

O da yanıt vermiş, “hamalım ben”

Nasıl yani demiş “elimden tutmasını bilenin yüreğini taşırım” demiş.

Birbirimizin yüreğini taşıyacak kadar önem verirsek tüm sorunlarımızın üstesinden geliriz.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.