Ülkemizin siyasi sicili hayli kabarık.
Susurluk kamyona çarptı, ortaya dökülen kirli ilişkiler siyaset tarafından örtülmeye çalışıldı.
Hatırlayanlar bilir, Tansu Çiller Hanımefendi ne demişti: “Kurşun atan da kurşun yiyen de kahramandır.”
O günlerden bu günlere kadar çok şey değişmedi.
Hak aramanın karşılığı terör suçlusu olmaya kadar gider.
Devleti soymanın karşılığının ise hiçbir yaptırımı yok.
Hatta itibarlı insan olma mertebesine ulaşanlar bile olur.
Birkaç gündür takip ediyoruz.
Penguen medyası, ortaya dökülen çöplerin üzerini örtmeye çalışıyor.
Çünkü daha derin dehlizlere inilirse penguen görüntülerinin arkasında yatan gerçekler ortalığa dökülmesinden kaygı duyanlar var.
Hükümet büyüğümüz, ortalığa saçılan kirli yolsuzluk ilişkilerini çıkartanlara hayli öfkelenmiş.
Bunlarla sonuna kadar mücadele edeceği sözünü verdi.
İyi, güzel de, bu kadar kapsamlı takip sonucu yakalanan ayakkabı kutuları içerisinden çıkan dolarların hiç suçu yok mu?
Evini banka şubesi gibi çalıştıran bakan çocuğunun evinde ortaya çıkan 8 adet para kasası ile para sayma makinası kaç bankada var.
Kimse bunların cevabını vermiyor.
Sokakta konuştuğumuz insanlar, bu kirli ilişkileri ortaya çıkartan çeteleri takdir ettiğini söylüyor!..
Demek ki, bazı çeteler toplum ve ülke yararına işler yapıyor!..
Birçok insanın kafası karışık.
Yeşillerle ortaya çıkan ayakkabı kutularının arkasına gizlenenler mi doğru söylüyor yoksa bu kirli ilişkileri ortaya çıkartana mı?
Masumiyet karinesi elbette önemlidir.
Ancak hiç kimse masumiyet karinesinin arkasına saklanmamalı...
Her işin altında yabancı parmağı aramak gerçekçi değil.
Hiç kimse çeteleri istemiyor.
Çetelerle mücadele edeceğim diyerek yolsuzlukların üzerini kimse örtmeye kalkışmasın!..