Cumartesi günü diğer günlerden farklıydı.
Bu kez ateş Ankara’ya değil Paris’e düştü.
Ölenler hep masum insanlar.
Suriye’de ki savaş Avrupa’nın göbeğine taşındı.
Önce bunu görmek lazım.
Paris’i teslim alan şiddet sarmalı her hangi bir “terör” saldırısı değil bir “savaş”ın ilanıdır.
Bu ifadeyi Vatikan’ın ruhani temsilcisi Papa dile getirdi.
Eğer ülkelerin dokuları ile bu denli oynarsanız olacağı budur.
Ünlü bir siyaset bilimci ne demişti; “Suriye’siz barış, Mısır’sız savaş olmaz”
Küresel savaş makinaları Dünya’yı yeniden dizayn ediyor.
Her halde bu saldırıdan sonra artık Dünya eskisi gibi olmayacak.
Bakalım hangi ülkeler işgal edilecek, kimlerin canı yanacak.
Ne kadar yeni mülteci kapımıza dayanacak...
Avrupa Birliği de eski AB olmayacak...
Avrupa’da yükselen ırkçı ve milliyetçi dalgalar güç kazanacağı gün gibi ortada.
Bu saatten sonra islamifobinin daha da yaygınlaşarak derinleşerek devam edeceğini bilmek için kahin olmaya gerek yok.
Paris saldırısının arkasında yatan asıl neden Işid gibi terörü islam adına yapan ve güçlendiren “arap baharı” adıyla başlatılan politikalardır.
ABD öncülüğündeki koalisyon bu yanlışa ilk Libya’dan başladı.
Batı’nın bu konuda eli kanlıdır!
Vicdanı temiz değildir!
Ne yazık ki, hırslı ve yeteneksiz politikacılar bu süreçde başarılı sınav veremedi.
Tam tersine dış politika tarihimiz gırtlağına kadar bataklığın içerisine girdi.
Bu saatten sonra artık Ortadoğu bataklıktan çok bir cehenneme dönüşmüştür.
Batı kendisini bu cehennemin dışında tutmak için mülteci konusunda risk almak istemiyor.
Tabiri uygunsa Türkiye’yi bir tampon ülke olarak kullanmak istiyor.
Paris’te yaşanan katliamın Türkiye üzerinde etkisi mutlaka olacak.
Zaten demokrasi ve insan hakları konusunda ciddi sorunlar yaşıyorduk.
Bu saatten sonra daha da istikrarsız noktalara savrulabiliriz.
Unutmayalım ki, sokaklarımızda iki milyonun üzerinde Suriye’li yaşıyor.
Bu insanlara eğitim, sağlık, barınma gibi çok önemli hakları veremiyoruz.
Çözemediğiniz her sorun gelecekte tehlike olarak karşınıza çıkar.
Bizim yöneticilerimiz halen daha Işid’i DAİŞ olarak telaffuz ederek yaşananları ciddiye almıyor.
Bir gerçeği kabul etmek lazım, Daiş sadece Suriye ve Irak’da değil Dünya’nın her yerinde kanlı saldırılara imza atıyor.
İslamcıların en büyük düşmanı olan İsrail bu saldıraların dışında!
Elbette bu durum pek çok aklıselim insanın kafasını karıştırıyor olmalı.
Yoksa İsrail islamcılar için tehlike olmaktan çıktımı...