Barış için Akademisyenler Dayanışması tarafından hazırlanan ‘Bu suça ortak olmayacağız’ başlıklı bildiriye imza atan ve sonrasında da KHK ile Kocaeli Üniversitesi’ndeki (KOÜ) görevlerinden ihraç edilen 19 akademisyen, bugün İzmit’teki herhangi bir mekanda Kocaeli Dayanışma Akademisi’nin açılışını yapacak.
Herhangi bir mekan diyorum, çünkü Yrd. Doç. Dr. Derya Keskin Demirer’in kamuoyu ile paylaştığı bilgiye göre, akademisyenler, bu açılış için Eğitim-Sen ile birlikte Sabancı Kültür Merkezi’ni tutup parasını da ödemişlerdi. Ama, devreye giren Kocaeli Valiliği, ‘Eğitim-Sen’e salon verilmemesi’ yönünde talimat vermiş ve akademisyenler de bu yüzden alternatif salon arayışına girmiş.
Bulundu mu, bulunamadı mı bilemiyorum. Ama, hangi koşulda olursa olsun bu akademinin açılışı yapılacak.
TBMM’deki CHP ve HDP gruplarını ziyaret edip sadece kendileri için değil, haksız yere mağdur edilen herkes için sorunlarını aktaran bu 19 akademisyen arkadaşımızla bizler de dayanışma içerisindeyiz.
Kamuya hizmetlerini toplumla birlikte sürdürme kararlılığı içerisinde olan bu dostlarımıza, ‘Biz de varız’ diyoruz, demeliyiz.
Çünkü;
Salon bulunamaması halinde sokakta akademi açılışı yapacak olan akademisyen arkadaşlarımız, her hafta halka açık ücretsiz seminer verecek. Toplum için bilimi, iyiliği ve özgürlüğü savunmaya devam edecek.
‘’Biz buradayız, burada yaşamaya da devam edeceğiz. Halk için, toplum için bilim yapmaya devam ediyoruz. Umudumuzu koruyoruz, bunların gerçekleşeceğinden umutluyuz’’ diyen bu akademisyen dostlarımıza, bu kentin dinamiklerinin borcu var.
Şenlikli bir açılış olacağını iletmişlerdi, katılımımızla daha da şenlendirmeliyiz.
Biz de varız demeli ve bunu sonuna kadar hissettirmeliyiz…
O akademisyenlerin bugün içinde bulundukları durumu yaşamalarının temelinde, barış talebi yatıyor.
Barış talebi, hepimizin sahiplendiği ve insanlığın geleceği için acilen hayata geçirilmesine ihtiyaç duyulan bir olgu.
Bilimsel çalışmalarını ve akademik kariyerlerini halka yaşamsal destek sağlamak için harcayan bu dostlarımızın, yurtta, bölgede ve dünyada barış talepleri elbette susturulamaz.
Onlar, akademik kariyerlerini hükümetlerden ya da saray saltanatlarından almıyor, almadı. Onlar, halk için yaptıkları çalışmaların bilimsel temelde ortaya çıkardığı yeni gerçekler ve çözümler dolayısıyla akademik unvan sahibi oldular.
Bu nedenle, herhangi bir resmi üniversitede görev verilmese bile onlar halkın profesörü, halkın doçenti, halkın yardımcı doçenti, halkın doktoru, halkın öğretim görevlisidirler.
Halk, kendi için çalışanlara asla sırtını dönmemiştir, dönmeyecektir.
Kocaeli halkı da, yaşamlarına dokunarak bilimsel çalışmalarını yürüten bu insanlarımıza sahip çıkacaktır elbet.
Bu yüzden, Kocaeli Dayanışma Akademisi önemlidir, ete kemiğe büründürülmeli ve halk için yaşatılmalıdır.
Bu adımı da engellemeye çalışacaklar elbet. Ama, halkın mutluluğu, eğitimi ve geleceği için yapılacak işler sırasında çıkartılacak engellerin tümü, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da ne o akademisyenleri ne de bizleri durduramaz.
Bu tasfiyecilik, bu dayatmacılık ve bu gerici kuşatma bize VIZ gelir. O yüzden yanlarındayız, o yüzden BİZ DE VARIZ diyoruz…