Bu berbat Dünya’da daha iyi, daha mutlu yaşamanın hepimiz peşinde koşuyoruz.
Dünya’daki siyasi ve toplumsal ilişkileri değiştirebilmek için kendini ortaya atan herkes...
İktidara gelince ne halt edeceği konusunda halka bir umut vermeyen siyasi partiler ağızlarında lafı eveleyip-geveleyenler.
Yapısal ve köklü toplumsal değişiklik konusunda duyarsız kalan herkes...
İşte size bir öneri.
Bu ülkede, bu topraklarda hiç kimse aç bırakılamaz, barınma ihtiyacı karşılanır, eğitim hakkından yoksun bırakılamaz.
İlkesi anayasaya yerleştirilmeli.
Yoksulluk nedir ve nasıl önlenir?
Ülkenin yaşam ortalamasının çok altında yaşamaktır.
İnsanın beslenme, barınma temel ihtiyaçları gerekli şartların devlet tarafından sağlanmasıdır.
Geçtiğimiz günlerde TÜİK verileri açıklandı.
TÜİK’e göre aylık geliri 520 TL’den az olanlar yoksul sayılıyor.
Toplam, bu insanların sayısı 11.2 milyon kişi.
Yine 624 TL’den geliri az olanlar göreceli yoksul.
Bunların sayısı ise 16.7 milyon yurttaş.
Anlayacağınız 16,7 milyon kişi ülkemizde sefilleri oynuyor.
Eşitsizlik artmış aylık 500-600 TL ile insan ancak sürünür.
Bu tabloya göre doyacak mide belli.
Doyuracak gıda da belli.
Ekonomistler büyük laflar ediyor.
Ancak buna rağmen açların ve yoksulların sayısı eksilmiyor artıyor.
Oysa hiç bir din ve inanç insanları aç bırakabilirsiniz demiyor.
Allah herkes rızkıyla doğar sözü ne anlama geldiğini birisi anlatmalı.
Bu durumda yoksulların ve açların yemeklerini birileri çalıyor olmalı.
Dünya’nın her yerinde açların yemeklerini çalan örgütlü bir güç var.
O zaman devletin görevini eksik yada yanlış tanımlıyoruz.
Devletin birinci önceliği toplumunu doyurmak yaşayabilecek bir ortamı ona sağlamaktır.
Şimdilik böyle bir anayasa Dünya’da yok.
Ancak böyle bir tartışma yakın bir zamanda tartışmaya açılırsa hiç şaşırmam.
Çünkü Dünya’da hızla yoksullaşan, fakirleşen büyük bir kitle var.
Bunun yanısıra mal varlıklarını korumak için trilyonlarca lira harcayan kısıtlı sayıda sermaye sahibi var.
Ne demişler biri yer biri bakar kıyamet ondan kopar!