Gebzespor’la ilgili bir çok yazıyı kime ne anlatıyorsun diye yazdık yazdık sildik. Yazılarımızı okuyan kişi sayısı 5-6 bin civarında ulusal seviyede bir rakam olmasına rağmen kimsenin sahip çıkmadığını az sayıdaki tebrik ve teşekkürlerin ancak özelden şahsıma ait yapıldığını gözlemledim.
Biz en direk şekilde sorunları anlatırken yazımızı okuyan binlerce insan altına yorum yapmaktan çekinerek gerçeklere sahip çıkmadığı gibi traji komik bir şekilde daha sert yazılar yazmamız telkinin de bulunmaktan geri kalmadılar. Sen korkarsan, yanlışa yanlış demezsen nasıl düzelir bu işler?
İşte bu zihniyetler daha 1 yıl önce Gebzespor’u doğru yönetip şampiyon yapan Başkana da sahip çıkmamıştı.
En tehlikeli grup bunlardır konuşmaya gelince mangalda kül bırakmazlar, icraata gelince yoklar.
Doğrulara sahip çıkmayanlar bertaraf olur.
‘Biz doğru olalım eğri belasını bulur’ anlayışına hakimiz. Bu camiada yanlışları eleştiren doğru yazanı savunan kişi sayısı bir elin parmaklarını hiç geçmedi.
Oysa gerçekleri ve sorunları herkes çok iyi bilmesine rağmen doğruları savunmak için meydanlara çıkmaktan çekindikleri gibi az sayıdaki doğrulara da destek olmadığı için bu yapının asla değişmeyeceğine inancım artarak devam etti.
Gebzespor’un birinci sorunu; yönetilememektir.
Hataları sorgulamamaktır.
Oturup konuşamamaktır.
Birinci sorun asla para vermek para bulmak değildir.
Parayı doğru yere doğru kişiye kullanamamaktır.
Camianın temel noktalarını idare edememek yönetememektir.
İnsanlar bilgiyle, duruşla, disiplinle yönetilir.
Parayla yönetilen insan parası bittiğinde kimseyi tanımaz.
Kulüp yöneticilerinin görevi; Camiayı yönetmektir.
Taraftar temsilcilerinin görevi; Tribünleri yönetmektir.
Medyanın görevi; doğruyu desteklemek, alkışlamak yanlışa yanlış diyerek yol gösterici bir tavır izlemektir.
Taraftar sosyal sorumluluk projeleri yapmalı, okulları ziyaret ederek Gebzespor’u Gebze halkına sevdirmeli.
Tribünlerde küfür ve kavga gibi binlerce insanın stada gelmekten endişe ve korku duyduğu yapıyı mutlaka değiştirmelidir.
Gebze Belediye Başkanı, Gebze Ticaret Odası Başkanının önderliğinde bir çalıştay düzenleyip ortaya sağlıklı bir yapı oluşturulmalıdır.
Ekonominin oldukça bozuk olduğu şu dönemlerde en doğru adres buralardır.
Gebzespor sezon boyunca ödemeler yaparken kulüp içinde çalışan emekçi insanların alın terlerini günü geldiğinde düzenli olarak ödemediği sürece 50 milyonluk bütçeli takım kursa da başarılı olamaz.
Halkın güven duyacağı bir yönetim gelmezse Gebzespor uzun bir süre amatörde kalır.
Kurumsal yapıyı en az 10 yıllık planla tasarlamak gerekir.
Yeni, vizyonu olan, proje üretmeye açık,
Sanayi bölgelerinde aktif güvenilir isimleri bir şekilde bu camiaya kazandırmak gerektiğini ve böyle isimlere sağlıklı bir ortam hazırlanması gerektiğini yıllardır söylemekteyiz.
Tamamıyla kavgadan kaostan beslenen, sürekli tüketen değer bilmeyen bu camiaya; işi gücü sorunu olmayan iş adamlarından gelip, hem parasını vermesini, hemde başını ağrıtmasını isterken kendimizi üst düzey haklı yada akıllı sanmayalım. Kimsenin öyle bir zorunluluğu yok.
Onlara değer verelim onure edelim, sadece para istemeye gelince abi çekmeyelim.
Adamlar geliyor ortamı görüyor 2 ay sonra nasıl kaçacağını şaşırıyor.
Bu yüzden yeni isimleri huzursuz edecek her şeyi ve herkesi kenara itecek dik ve güçlü isimler gelmediği sürece ciddi bir değişim beklemediğimi söylemeliyim.
Hatırlar mısınız?
2015 sezonunda Gebze Teknik Üniversitesi Rektör yardımcısı, akademisyen Hakan Karataş vardı.
Gebzespor yönetimindeydi ve müthiş projeleri hazırlamıştı. Yapmaya da başlamıştı.
Gebzespor’u sevdi kendine dert etti kulübün içine girdi ortamı ve muhattaplarındaki seviyeyi gördü sesini hiç çıkarmadan çekti gitti.
Enerjisi yüksek, üretmeye odaklı,bilgili ve büyük kitleleri Gebzespor çatısı altında toplayacak gerçek bir değerdi.
Kimse o değerin farkına varamadı ve sahip çıkmadı.
Eğer Gebzespor’u gerçekten kendine dert eden varsa, yönetmeyi düşünenler olursa onun ziyaretine gidip sorunları ve çözüm yolunu ondan dinlemeli.
Ne diyorsa hepsi doğrudur çıkış ve çözüm yolu onun söylemlerinde gizlidir.
Gebzespor kongre bile yapamıyor.
Ne delegeleri belli, ne tüzüğü.
Her 9 ayda bir Başkan mı değişir?
Bu nasıl bir iştir.
Mahalledeki bakkal dükkanının bile haftalık planı programı varken Gebzespor’un hiçbir zaman planı programı olmadı.
Dün kötü olan bugün efsane oluyor.
Bugün efsane olun yarın rezil oluyor.
Neresinden baksan tutarsızlık.
Bu camianın güçlü dirayetli tecrübeli isimlerden oluşan bir yönetime ve en az 10 yıllık bir plana ihtiyacı var.
Gebzespor profesyonel takımının hiç kimseyle muhattap olmayacağı kent içinden uzak bir tesise ihtiyacı vardır.
300-500 bin TL’ye futbolcu almayın tesis yapın!
Devlette destekliyor.
İsminiz yaşasın. Geriye baktığımızda elle tutulur, gözle görülür hiçbir yapı yok.
1-2 yıl sonra esamenizi kimse okumaz. Para bittiğinde yada musluğu kapattığınızda sizden kötüsü olmaz.
Bir tesis yapın hem isminiz yaşasın, hemde bu kulübün düzgün bir tesisi olsun.
Eğer evinde mutlu ve huzurlu değilsen hiçbir yerde mutlu olma şansın yok.
Takım, taraftar, medya arasında mutlak kırmızı bir çizgi şarttır.
Taraftar, yönetim ve takım iç içe karmakarışık olmamalıdır.
Kulüp başkanına herkes dilediğinde ulaşamamalıdır.
Herkesin bir görevi olmalı ve sadece sorumlu olduğu işi yapmalıdır.
Kulüp yönetimine Gebze bölgesinde yaşayan geçmişinde profesyonel futbol oynamış isimler mutlaka alınmalı ve güvenilerek tam yetki verilmelidir.
Altyapıya değer verilmeli yılda A takıma en az 3 futbolcu kazandırılmalı futbolcu satarak gelir elde edilmelidir. Bu potansiyel hala kimsenin fark etmek istemediği düzeydedir.
Bunlar gerçekleşmesinin son derece zor olduğunu düşündüğüm temennilerdir.
Duygu ve düşüncelerimiz “Konuşsam tesiri yok, sussam gönül razı değil’ seviyesinde olsa da işimizi yapmak durumunda olduğumuzu ve bunun için yazdığımı belirtmeden geçmeyelim.
Saygılarımla...