Kıymetli Gebze Yeni Haber Gazetesi ve www.gebzehaber.net okurları.
Değerli okurlarımız; bu hafta yazımızı çocuklarımızın bazı davranışları üzerine yazmak istedim. Bir yerlerde bir yanlış yapıyoruz çocuklarımızı yetiştirirken. Belkide bunların farkında bile değiliz, maalesef çocuklarımız bazı ihtiyaçlarını kendi başlarına karşılayamıyor. Ve burada bizlerin payı oldukça büyük. Çünkü onların yapması gereken birçok rolü onların elinden alıyoruz. Yapamazlar, toplayamazlar, kaldıramazlar diye diye, tembel bir nesil yetiştiriyoruz.
Salı günü sabahı otobüs ile işe gelirken yanıma bir lise öğrencisi oturdu. Çantasının sırt ayarlama kısmıyla oynarken birden çekerek askı bölümünü kırdı. Ben yan taraftan onu izlerken o kafasını hiç kaldırmadan tek kollu olan çantasının kopan kısmını birleştirmeye çalışıyordu. Baya uğraştıktan sonra farkettim ki düğüm atmasını bilmiyor. Çantayı ondan alarak düğün atmayı gösterdim. Sonra düğümü açarak onun yapmasını istedim. Üç kez daha göstermek zorunda kaldım. Zorda olsa kendisi düğüm atarak çantasıyla en azından o günü kurtardı. Aslında ayrıldıktan sonra çok düşündüm bizimde etrafımızda bu şekilde kendine yetecek ihtiyaçlarını karşılamayan öğrenciler var.
Geçenlerde ortaokul kız öğrencisinin saçını bağlayamadığına şahit oldum. Ya da bir erkek öğrencinin bağcığını bağlayamadığına, yardım etmek ayrı bir durumdur ama bunları kendi başlarına yapamadığını görmek beni oldukça üzüyor. Düşünmeden edemiyorum, ortaokul öğrencisinin ayakkabı bağcığını annesi mi bağlıyor hala? Lütfen çocuklarımızı, her zaman onların çevresinde olup, her ihtiyacını karşılayacak şekilde yetiştirmeyin. Kendilerine bir şey olsa dahi kendi başlarına sahip çıkmaları gerektiğini öğretin. Ya da siz hasta olduğunuzda size bakacak, sizin yönlendirmeleriniz ile ihtiyaçlarını giderecek çocuklar yetiştirmeye özen gösterelim.
Eskiden ortaokullarda iş teknik dersleri vardı, o zamanlar dergi bulmak da çok zordu. Dergilerden kesip sararak kolye; iplerden, daire şeklinde kesilen kartonlardan, ponponlardan kedi köpek kafası yapardık. Bezleri yuvarlak kesip, kenarlarını dikip birleştirerek bebek, ince gümüş tellerden nazar boncuğu ağacı yapmayı; kıl testeresinden tahtaya şekil vermeyi bu zamanlarda öğrenmiştik. Öğretmenimiz sadece bizimle beraber yapardı. Sınıfın ortasına sandalye çekerdi, bizler bakarak yapardık her şeyi. Kendi emeğimiz olduğu içinde büyük bir gururla gösterirdik her önümüze gelene. Bu dersler sadece el becerisinin gelişimine faydalı olmadı. Aynı zamanda kişiliğimizin gelişimini, düzenli iş yapabilme alışkınlığı kazanmamızı sağladı. Odasını bile toplamayan, okul çantasını kendi hazırlamayan, programını takip edip disipline girmeyen çocukların düzenli soru çözmesini ve kitap okumasını sağlayamazsınız.
Bir öğrenciye ‘nasılsın’ diye sorup, onunda bana sormasını beklemiştim geçenlerde. ‘İyiyim’ deyip beklemişti yanımda, ‘Bende iyiyim teşekkürler’ deyince gülerek göz göze gelmiştik. Aslında bunun bir adabı muaşeret kuralı olduğunu eskiden okullarda ders olarak anlatıldığını, bir hikâye ile anlatmıştım o öğrenciye. Her hafta yanıma gelip sohbet hazinemizi geliştirdik onunla, geçenlerde bana şöyle bir söz söyledi.(S.M) “Kimi insanlar sizden uzakta iyidir, kimi insanlar ise dibinizde iken. Birçoğu ile oturup sohbet edemezsiniz ama seninle sohbet mükemmel sarıyor” Nasılsın diye sormayan bir öğrencinin içinden, muhteşem kelime hazineleri çıkmıştı bana göre.
Sonra Doğan Güceloğlu’nun var mısın kitabındaki O muhteşem söz geldi aklıma “İnsanın insan olmasını önemseyerek, onun insan olmasına hizmet etmenin bir tek yolu var; onunla sohbet içine, iletişim içine gireceksin”
Çok çabuk unutan, sorduğu soruyu tekrar soran, ya da okuduğunu anlamayıp, anlatamayan o kadar çocuğumuz var ki. Ne yapmak lazım? Bence, onlarla daha çok sohbet edip telefondan, tabletten kısacası beyinlerinin uyuşmasından onları alı koymak lazım. Çünkü bizim evlatlarımız çok değerli ve çok kıymetli, açığa çıkması için onlara zaman ayırmamız lazım. Çünkü onlarla sohbet etmeniz hem size hem de çocuklarımıza çok iyi gelecektir. Belki bir kelime, belki bir söz, bazen hayatımızı bile olumlu yönden değiştirmemize sebep oluyor. Lütfen birbirimize zaman ayıralım.
Haftaya yine bu sütunlarda sizinle olmak temennisi.
Öneri ve katkılarınıza dair zeynep.boz@hotmail.com üzerinden şahsımla iletişime geçebileceğiniz duyurusuyla