BİR KURUŞ

Dilek ALP

Bugün dahil 16 gün kaldı. 14 Mayıs 2023, Pazar günü ülke olarak geleceğimizi oylayacağız. Kendimizin, çocuklarımızın, torunlarımızın ve tüm sevdiklerimizin hayalleri, umutları akıllıca kullanılacak oylar ile senin ellerinde artık. Daha iyi koşullarda, daha sağlıklı, daha mutlu, daha saygın, daha ferah yaşamak hakkına BİZ de sahibiz. Unutmayın, o hayallerimizi süsleyen tüm dünya vatandaşlarından hiçbir farkımız yok. Onlar da dokuz ayda doğdu biz de… Hatta farkında mısınız bilmem, onlardan daha şanslı topraklarda yaşıyoruz. Hele de bu zengin coğrafyada açlık ve işsizlikle boğuşuyorsak yönetimde ciddi bir strateji sorunumuz var demektir. Bu zengin topraklarda eğer halk olarak refah içinde yaşayamıyorsan demek ki başka birileri zenginlik içindedir. Lütfen bunu düşün. Aynı ülkede uç seviyelerde çok zengin ve çok fakir hayat şartlarını asla kabul etmiyorum. Ülkemizin, tarihimizin, geleneklerimizin, kültürümüzün, topraklarımızın aklının ve hayalinin alamayacağı değerleri var, dünyanın en mutlu insanları olarak yaşayabilecekken savaşmak zorunda kaldığımız zorluklara bak… Öfkelenmemek elde değil. Kırmızı çizgilerinizi, dini değerlerinizi, yalan yanlış - abartılı siyasi vaatlere heba etmeyin. Dini değerleriniz daima içinizde olsun, bu toprakların dini değerleri asla zarar göremez, endişelenme, eğer siz bilinçli olarak korursanız, farkında olursanız tabii.

Kısaca, gücünüzün farkında olun istiyorum. Memnuniyet ve memnuniyetsizliğinizi dile getirmek için en demokratik hakkınızı kullanacaksınız. Bugün hayatınızın gidişatından memnunsanız bir şey diyemem tabii, galaksinin bir yerinde yaşadığınızı tahmin ederek başarılarınızı kutluyorum o halde.

Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü’ye ait bu önemli anı beni çok etkiler, günümüzde de tekrar tekrar hatırlanması gerekiyor… Bakalım size ne hisler yükleyecek?

“İsmet İnönü bir gün yorgun ve sinirli bir halde Çankaya'ya çıkıyor.

Kahveden sonra Atatürk soruyor: - Hayrola İsmet? Sende bir fevkaladelik var bugün... Ne oldu? Neye bu kadar çok sinirlendin?

- Türk Hava Kurumu'nun toplantısı vardı da...

- Eee, ne olmuş varsa?

- Fuat beyi (THK Başkanı) epey terlettim... İstifaya falan kalktı.

- Çalışkan çocuktur Fuat... Kurumu da iyi yönetiyor.

- Bunlara bir diyeceğim yok... Fakat canımı sıkan bir şey oldu.

- Neymiş o?

- Hesaplarda bir kuruş oynuyor.

- Bir kuruş?

İnönü:

- Daha önceki toplantıda dikkatimi çekmişti... Bu bir kuruşun nereye gittiğini öğrensinler diye hemen talimat vermiştim. Aramışlar bulamamışlar... Fuat beyin hassasiyetini de anlıyorum, hemen hesap veremeyince istifa etmek istedi... Ama milletimiz ondan daha hassastır... Verdiği paranın nereye gittiğini mutlaka bilmek ister, bilmeli de... İstifa bu gibi hallerde en kolay çıkar yoldur... Ama kimseyi rahatlatmaz... Hatta çirkin söylentilere bile sebep olur.

Atatürk:

- Demek mesele bu... Bir kuruşun hesabı seni bu kadar çok üzdü... Kızmakta çok haklısın... Kırk para (bir kuruş) günün birinde 40 lira, 40 lira da 400 lira olur... Bu da giderek büyür halkın ağzında... Cumhuriyet'i kurarken böyle bir kuruşlara çok ihtiyacımız oldu.. Peki, ne yaptın sonunda?

İnönü:

- Memurları seferber ettim... Ve sonunda “bir kuruşun” yanlışlıkla başka bir hesaba geçirildiğini bulup, çıkarttırdım... Bizim milletimiz çok cömerttir, elindekini, avucundakini devleti için göz kırpmadan verir... Ama verdiğinin doğru, dürüst yerlere harcandığını görmek ister, halkımızın güveni sarsılırsa, yüzlerine nasıl bakarız... Bize inanmak ister.”

Kaynak:
Atatürk'ün manevi kızı Sabiha Gökçen anlatıyor: (Atatürk'ün İzinde Bir Ömür Böyle Geçti-Türk Hava Kurumu Yayını- 1982)


NOT:
14 Mayıs 2023, Pazar günü “oyunuzu kullanın”, oyunuzu dikkatli kullanın, ülkenize sahip çıkın…