Abdullah Cömert 1991 yılında Antakya’da dünyaya gelmişti. O, yokluk içinde, hep çalışarak geçen hayatında eşitsizliğe ve adaletsizliğe, baskıya ve zulme isyan eden 22 yaşında bir Gezi parkı direnişçisiydi. 3 Haziran 2013 günü Antakya’da gezi parkı direnişine destek için düzenlenen eylemde başından vurularak katledildi.
Kimilerinin utanmadan ‘’Arkadaşları öldürüp polisin üzerine suç atıyorlar’’ açıklamaları yaptığı bir dönemim sonunda Abdullah Cömert’in adli tıp raporu kamuoyuyla paylaşıldı. 22 yaşında ki bu gencecik yüreğin, Polisin yakın mesafeden attığı biber gazı fişeğinin başına çarpması sonrası beyin kanaması geçirerek öldüğü açıklandı.
Vicdanı olan kimse kabullenemedi Abdullah’ın gidişini… Sesi olanlar sokağa, sözü olanlar kâğıda, kaleme sarıldı. Meydanlarda milyonlar yan yana gelirken birbirini hiç tanımayan 130 kişi Abdullah Cömert için 130 şiir yazdı. Ve o şiirler yüreği özgürlük ve barış için atan genç devrimciyi yaşatmak için abi Zafer Cömert ve yazar Cezmi Ersöz’ün emekleriyle bir kitapta toplandı.
Abdullah Cömert ölmeden önce bize şöyle seslenmişti; "3 günde sadece 5 saat uyudum. Sayısız biber gazı yedim, 3 defa ölüm tehlikesi atlattım. Ve insanlar ne diyor biliyor musunuz? "Boş ver ülkeyi sen mi kurtaracaksın" Evet kurtaramasakta bu yolda öleceğiz. (O kadar yorgunum ki, 3 günde 7 tane enerji içeceği 9 tane ağrı kesici ile ayaktayım. Sesim kısık vaziyette ama gene saat 6’da alanlardayım sadece devrim için)" Bende ona bu kitapta ‘’Sadece Devrim için’’ adını verdiğim şiirle seslendim. İnanıyorum. Mutlaka duyacaktır.
‘’Resimde ki boynu büküklüğün / Adaletin sönüklüğünden gelir / Döküklüğünden gelir vicdan denilen kudretin / Ve faşizmin bitikliğinden gelir / Oysa gözlerin ışıklı bir bahçe / Ve sen en güzel kırmızımızdın narçiçeğinde
Üç günlük uykusuzluğun / Kap karanlık bir gecenin bitişliğinden gelir / Gelişliğinden gelir ‘’Gel artık’’ dediğin günlerin / Ve bataklığından gelir halkın kanını sofra kurup emenlerin / Oysa başın dizimizde / Nice uykuların vardı / Kıpırdamadan deliksizce / Eylemci Voltasındaydı kurşun / Ölüm sansür gölgesinde pusudaydı / Çıktı en namussuz kâbustan / Seni ölümsüz / Bizi cansız bıraktı
Sayısız biber gazı yemişliğin / Korkaklığından gelir bu ülkeyi yönetenlerin / İktidar oluşundan belki kibir denilen illetin / Ve susmuşluğundan gelir akşam ajanslarına düşen ölümlerin / Oysa ciğerin yeşil elma kokardı / Ve bedenin hayat parkında yeşeren bir fidandı / Sana vuranların başındaydı cellat / Ve ırgatlar güneş doğana kadar barikattaydı
İnsanların ‘’Ülkeyi sen mi kurtaracaksın’’ demesi / Umutlarına bir gün bile su vermemesinden gelir / Güneşe çevirmemesinden gelir ekip, ekip kuruttuğu düşleri / Perde çekik / Cam kirli / Ve kapılar on iki kat kilitli / Yirmi dört saat canlı kamera kayıtlarında / İç huzurları özel güvenlikli / Ve elbet ki kardeşim elbet ki / Sen kurtaracaktın savaş yorgunu bu ülkeyi / El ele tutuştuğun yabancıyla kırarken benciliği / Ve her koyun uzatırken bacağını asılmak için / Tokatlayıp yere serecektin boş vermişliği
Şimdi öyle kısık dururken sesin / Dokuz tane ağrı kesiciyle ağrısı kesilmez yüreğimizin / Kurtaramasak ta ülkeyi saat altılarda / Yenide meydanlarda dalgalanacak resmin / Evet kardeşim / Bu yaşam dolu hayatta öldük mü bir şey uğruna öleceğiz / Sadece devrim için…’’
Lütfen Kaynak yayınlarından çıkan ‘’ Abdocan Ölümden başka her şey olacak’’ kitabını edinelim ve herkese önerelim. Çünkü kitaptan elde edilecek gelirle Abdullah Cömert adına bir okul yapılacak ve alınan her bir kitap okula örülen bir tuğla olacak.