“Bir hayatımız vardı onu da aldılar”

HANİFİ SURUN

Zaman zaman fırsat buldukça Gebze çarşıda bulunan
esnaf arkadaşları ziyaret ederim.
Dün de hem tıraş olmak için hem de uzun zamandır
gitmediğim esnafları ziyaret ettim.
İlk olarak tıraş için çarşıda bulunan Kubilay Abiye
gittim.
Gebze Havuzlu Pasajı’nda bulunan Kubilay Abinin
dükkanını gidince benden önce tıraş olan bir vatandaş
bir yandan tıraşını olurken bir yandan da Kubilay Abi
ile sohbet ediyordu.
Berber koltuğundan oturup tıraş olan vatandaş ara
ara sinirlerine hâkim olamayıp, “Ülkede ne ahlak kaldı
ne bir şey.
Savcı rüşvet ister mi?
Gebze’de savcı vatandaştan rüşvet istedi diye tutuklanmış.
Her yerde çürümüşlük var. Artık kime güveneceğiz?”
Tıraşı biten vatandaştan sonra bu kez ben oturuyorum
koltuğa.
Kubilay Abi ile hâl hatır sorduktan sonra bu kez Kubilay
Abi başlıyor.
“Bu devlette bazı şeylerin ciddiyeti hiç kalmadı.
Deprem oldu binlerce insanımız enkaz altında
kaldı.
Hadi enkaz altında kalında da bunca süre vatandaşa
yardım gitmez mi?”
Tıraşı olduktan sonra bu kez tanıdık esnaf bir arkadaşın
dükkanını uğradım.
Hâl hatır sorduktan sonra gelen çaylarla birlikte tanıdık
esnaf arkadaş başlıyor içini dökmeye.
“20 yıldan fazladan iktidarda olan bunlar önce
yüzümüzdeki gülümsemeyi, ardından cebimizdeki
parayı şimdi de hayatımızı çaldılar.
Açıklanan sayıların hiçbirine inanmıyorum.
Ben güneydoğuda askerlik yaptım.
İstenilse idi saatler sonra asker deprem bölgesine
gönderilirdi.
Ancak halen askerden korkuyor.
Gün geçtikçe insanlarda artık yakınlarını canlı
kurtarma yerine cenazelerine sağ salim ulaşma endişesi
başladı.
İşler nasıl olsun?
Kimsede nefes alacak hal kalmadı ki.
İşler zaten ekonomik sıkıntı ve belirsizlikten kötü
idi şimdi siah dahi yapamadan dükkân kapatıyoruz.
Seçim kesin olacak.
Bunlara artık kimsenin dayanacak hali kalmadı.
Haziranda seçim olur.
Seçimde de enkaz altında kalan vatandaş bunları
sandıkta oyların altında bırakır.”
Esnaf arkadaşın yanından ayrılıp gazeteye gelirken
aklımda, ‘önce yüzümüzdeki gülümsemeyi, ardından
cebimizdeki parayı şimdi de hayatımızı çaldılar’
cümle kaldı.