BERKİN ELVAN ANISINA

Tuncer Altunbulak

 

Senin ölümünü dilim söylemeye, kalemim yazmaya yetmez.

Canım kardeşim, sen benim ciğerlerimi yaktın, vicdanımı yaraladın.

Sakın birisi çıkıp da bana “Ben üzülmedim” demesin!..

Ölürüm vallahi, intihar ederim.

Berkin Elvan, 15 yaşında; daha anne kuzusu bir çocuk….

16 Haziran 2013’te İstanbul Ok Meydanı’nda polisin ateşlediği gaz kapsülüyle başından vurularak komaya girdi.

Tam 269 gün hayatla mücadele etti.

Ama sonunda yenildi!...

Vurulduğunda 14, öldüğünde 15 yaşındaydı. Komaya girdiği zaman kilosu 45, öldüğü gün canım kardeşim 16 kiloya düşmüştü.

Kapitalist sistem binlerce devrimciyi aldığı gibi O’nu da elimizden aldı.

Ama ölmeden önce O’nu bir mengene gibi sıktılar. Sonra törpülediler. Ve en sonunda O’nu zehirli bir kobra yılanı gibi zehirleyip öldürdüler.

Ne haldir bilinmez, bu ülkeyi yönetenler çocukları ve kadınları sevmezler.

Berkin’i de sevmediler.

Berkin’den önce ölen o gencecik devrimciyi de sevmediler….

Sevgili okurlar,

Türkiye halkı Berkin için ayağa kalktı.

Acı, öfke ve isyan sel oldu, sokaklara aktı.  Türkiye hep bir ağızdan; “Berkinler ölmez!” diye bağırdı.

Berkin de ne Berkin!....

Güzeller güzeli, tatlı bir çocuk. O Türkiye’nin en güçlü çocuklarından birisiydi. Ve sonsuzluğa kadar bu ülkenin umudu oldu.

Gözün arkada kalmasın Berkin, Canımın içi….

Güzel çocuk…

Senin öldüğün o gün Türkiye’de milyonlarca Berkin doğdu.

Gözün arkada kalmasın, biz seni yüreklerimizin en güzel yerlerine koyduk. Senin ruhun, bu ülkenin üzerinde dolaşacaktır.

Bu ülkenin çocuklarının bir kısmı seni öldürenleri protesto etti. 1 gün okullarına gitmediler. Milyonlarca insan senin ruhun karşısında saygı duydular.

Çocuklar senin için misket oynadılar, uçurtma uçurdular, seksek oynadılar.

Sen hep bu ülkenin çocuklarının arasında olacaksın.

Hiçbir güç seni yüreğimizden silemeyecek….

Gözün arkada kalmasın ve ruhun huzur bulsun!...

Bu ülkede kendileri gibi düşünmeyen, kendileri gibi konuşmayanları dışlıyorlar yönetenler…

O da yetmiyor….

Tutukluyorlar, sürgün ediyorlar. JJ Rousseav “birlikte yaşamak için birbirlerinin özgürlüklerinin bir kısmından vazgeçmeyi kabullenip, aralarında toplumsal sözleşme yapmaları gerekir.” Diyor.

Tabii ki, insanları bir araya getiren, birleştiren en önemli şey; sosyal, ekonomik, durumlarıdır.

Sevgili Berkin, bilmem sana öğrettiler mi, birilerinden duydun mu, bir kitaptan okudun mu?

Sosyolojide bir terim vardır:

Bir ülkeyi rahat yönetmek istiyorsan, önce böl, parçala, sonra yönet.

İşsizliğin, açlığın olduğu her yerde hastaneler ve cezaevleri olur. O ülkede insanlar kölece yaşarlar. Ve senin gibi çocuklar öldürülür, hapishaneler suçlularla doldurulur, birlik ve beraberlik, özgürlük olmaz.

İşte biz de böyle bir ülkede yaşıyoruz. 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.