Gebze Emek ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü nedeniyle Gebze 15 Temmuz Milli İrade Kent Meydanı’na indi. Platform adına basın açıklaması Eğitim-Sen Gebze Şube Başkanı Eylem Bahadır tarafından okundu. “Barışın ve kardeşliğin egemen olduğu bir Türkiye ve Dünya istiyoruz” başlığıyla yapılan basın açıklamasının sonunda beklentiye yer verildi:
BARIŞ MÜCADELESİNİN SESİ OLACAĞIZ
“Gebze Emek ve Demokrasi Güçleri olarak, komşularıyla barış ve dostluk içinde yaşayan bir ülke istiyoruz. Sınırları içinde yaşayan farklı inançların, kültürlerin, kimliklerin barış içinde kardeşçe yaşayabildiği bir ülke istiyoruz. Barışın ve kardeşliğin egemen olduğu bir Türkiye ve Dünya istiyoruz. Bedeli ne olursa olsun, dün olduğu gibi bundan sonra da barıştan yana tavır almaya, barış mücadelesinin sesi olmaya devam edeceğiz.”
BİLEŞENLER SAHADA
Basın açıklamasına CHP, HDP, EMEP, SOL Parti Gebze İlçe Örgütleri’nin her kademeden başkan, yönetici ve üyeleri ile birlikte sivil toplumdan Eğitim-Sen, Tüm Emekli-Sen, ADD, ÇYDD, Gebze EYT, Gebze Kent Politikaları Derneği, Pir Sultan Abdal Derneği’nin başkan, yönetici ve üyeleri katıldı.
HALKLAR BARIŞ İSTİYOR
“Katil ABD Ortadoğu’dan defol”, “Katil ABD işbirlikçi AKP”, “Savaşa değil emekçiye bütçe”, “Onlar savaş halklar barış istiyor”, “Yaşasın halkların kardeşliği”, “Emperyalistler yenilecek direnen halklar kazanacak” sloganlarının atıldığı basın açıklamasında üzerinde, basın açıklaması başlığıyla aynı içeriği taşıyan, Gebze Emek ve Demokrasi Güçleri imzalı döviz açıldı. Basın açıklamasında ayrıca şu görüşler yer aldı:
SAVAŞLAR DURSUN SİLAHLAR SUSSUN DİYE
“İnsanlık tarihinin en büyük yıkımlarından biri olan 2. Dünya Savaşı’nın başlangıcı olan 1 Eylül 1939’un 81. Yılında, aynı acılar bir daha yaşanmasın diye, savaşlar dursun diye, silahlar sussun diye bir kez daha Dünya Barış Gününü kutluyoruz.
KIŞKIRTMAYA DEVAM EDİYORLAR
Yaşanan onca yıkım ve vahşete rağmen, dünya üzerindeki savaş, çatışma ve şiddet bir türü son bulmuyor. Sınırsız bir sömürü arzusuyla işleyen küresel kapitalist düzen, dünya halklarını birbirine kırdırmaya, kan dökmeye, çatışmaları kışkırtmaya devam ediyor. Başta Ortadoğu ve Afrika olmak üzere dünyanın pek çok bölgesinde emperyalist güçlerin körüklediği savaşlar ve iç çatışmalar yaşanıyor.
DIŞLANMA VE ÖTEKİLEŞTİRME
Yaşanan çatışmalar, patlayan bombalar nedeniyle her gün yüzlerce insan ölüyor, binlercesi yaralanıyor. Milyonlarca insan yaşadıkları topraklardan göç etmek zorunda kalıyor. Başta kadınlar ve çocuklar olmak üzere çatışmalar nedeniyle yurtlarını terk etmek zorunda kalanlar, gittikleri her yerde dışlanma ve ötekileştirilmeye karşı yeni bir savaşın içine giriyor. Dünyanın herhangi bir bölgesinde yaşanan savaşın yarattığı şiddet ve düşmanlık, dünyanın her yerini savaş alanı, dünyada yaşayan herkesi savaşın hedefi haline getiriyor.
HER GEÇEN GÜN BÜYÜYOR
Sonucu ne olursa olsun kazananı daima emperyalist odaklar, kaybedeni ise yoksul bölge halkları olan bu savaşlardan artık bıktık ve yorulduk. Barışa ve kardeşliğe olan özlemimiz ve ihtiyacımız her geçen gün katlanarak büyüyor.
Türkiye’de yaşayan bizler, savaş ve çatışmaların uzun yıllardan beri devam ettiği bir coğrafyanın parçasıyız. Uzun yıllar boyunca ülkemizde ve bölgemizde yaşanan çatışmaların yarattığı acıların en yakın tanıklarıyız. Bu ülke halklarının barış ve kardeşliğe olan ihtiyacına rağmen, ülkemiz her geçen gün daha fazla savaşın ve şiddetin parçası olmaya devam ediyor.
KÜRT SORUNUNDA ŞİDDETE DAYALI YAKLAŞIM
Kürt Sorunu’nda çatışma ve şiddet politikalarına dayalı yaklaşım, Suriye, Irak, Libya’da gerçekleştirilen sınır dışı operasyonlar ülkemizin sürekli bir çatışma ve savaş tehdidi altında olmasına neden olmaktadır.
Ülkelerin barışçıllık seviyesini ölçen Küresel Barış Endeksine göre 2020 yılında Türkiye 163 ülke arasında 150. sırada yer almaktadır. Bizden daha altta yer alan ülkelerin tamamının ülke topraklarında savaş yaşanan ülkelerden oluşması, ülkemizin durumunun vahametini göstermektedir.” (Haber Merkezi)