Suçlamak, eleştirmek bu memlekette en kolay iştir.
Sınırı, ucu bucağı yoktur.
Ayarsızdır!
Pusuya yatıp beklenir.
Atış tamamen serbesttir.
Vurun abalıya misali…
Üstelik en küçük bir külfeti de yoktur.
Tabi eleştirdiğinizin konumu ve durumuna göre!
Başarısızlık veya herhangi bir olumsuzluk anında, ‘’Ben demiştim ama...’’diye başlayarak ne kadar çok öngörülü, haklı olduğunu kanıtlama isterisine kapılmalar…
Bu özellik ülkemizde neredeyse çoğunluğun ortak yazgısıdır!
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’da 14-28 Mayıs seçimler sonrası bu türden bir eleştiri bombardımanına maruz kaldı.
Hem kendi partisi hem de ittifak bileşeni partiler tarafından.
Ne denildiğini anımsayalım:
‘’Biz dedik seçilemeyecek, sevilmiyor, millet istemiyor, yanlış seçim, Alevi, mülayim, İmamoğlu veya Mansur aday olsun demiştik…’’
Ne olursa olsun eleştiri nöbeti geçirince akıl, mantık yerle yeksan oluyor.
Usturuplu şekilde eleştiri yerini saçmalıklar manzumesine bırakıyor.
Şuna inanın ki Kemal Kılıçdaroğlu yerine İmamoğlu veya Yavaş aday olsaydı benzeş şeyleri yine görüp, duyup tanıklık edecektik.
O zamanda diyeceklerdi ki, ‘’Biz Kılıçdaroğlu aday olsun demiştik...’’
Gerçi bu tür gelişi güzel eleştiri yapanlar işin kolayına kaçıp kafasına göre bir suçlu yaratıyorlar. Daha sonra onu hedefe koyup kendilerini rahatlatmaktan başka bir şey yapmıyorlar.
Eleştiri, yapıcı ve akla, mantığa, yaşamın gerçeklerine uygun olunca anlam ve önem kazanıyor.
Yanlışı doğruya yöneltmek için onarıcı argümanlar, saptamalar varsa o eleştiri kıymetlidir.
Ayakları yere basan eleştiriye eyvallah!
Yoksa mesela Kılıçdaroğlu’nu beğenmiyorum diye akşama kadar dayanıksız birtakım şeyler konuşmak boş şeydir.
Çözüm üretebiliyor musun sen ondan haber ver.
Yanlış dediğinin yerine doğru bir şey koyabiliyor, önerebiliyor musun?
Örnek olarak, CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu’nu eleştirtmekte sınır tanımayanlar tabi ki ‘güç sahibi’ olanlar karşısında tek kelime edemiyor.
Dut yemiş bülbüle dönüyorlar!
‘’Niye onu da eleştirmiyorsun? Bak bir sürü yanlış işler var’’ diye sorduğumuzda ‘’Başımız belaya girer adamlar iktidar, neme lazım…’’diye yanıt veriyor.
Sonuç olarak eleştirmenin bir maliyeti var.
Bedel ödemek istemeyenler ise işin kolayını bulmuşlar sabahtan akşama kadar CHP’yi eleştir!
Nasılsa kimseye hesap vermeyeceksiniz!
Elbette CHP’de, Kılıçdaroğlu’da eleştirilmeli, yanlışları söylenmeli.
İtirazım yok.
Ancak doğrulardan yola çıkarak.