Sevgili okurlar, bilirsiniz ki bu sütunlarda çokça siyaset, ekonomi, çalışma hayatı gibi konulara, arada sırada ise kültür ve sanat etkinliklerine yer veririm.
Bugün yine ‘başka bir alemdeyim’ dedirtecek bir kültür-sanat etkinliğine yer vereceğim.
İzmit Belediyesi’nce düzenlenen etkinliğin mekanı, Çarşamba günü için Cumhuriyet Parkı’ydı. Perşembe günü de Doğukışla Parkı oldu. Bu gün Fethiye Caddesi Dörtyol ağzı, yarın ve Pazar günü ise 41 Burda AVM olacak.
Cumhuriyet Parkı’ndaki sergiyi görmeye gittiğimde, büyükçe bir parkın tam orta yerindeki küçük anfi tiyatro zemininde oluşturulmuş görselliğe takıldım kaldım. Görüntülerinin altına sözlerinin oluşturduğu anlamlılıklarla beni bir kez daha büyüleyen Aziz Nesin ve Rıfat Ilgaz’a ait anılarım, bir sinema filmi şeridi gibi gözlerimin önünden geçti.
Her ikisinin edebi eserleri ve daha sonra da kendileriyle tanışmam, ilk gençlik yıllarıma yani 16-17 yaşlarıma denk düşüyor. Engin birikimleri, özgün bakış açıları ve eleştirel yaklaşımlarıyla hem öğretici hem de yol gösterici olan Aziz Nesi ve Rıfat Ilgaz, ne yazık ki, günümüz popüler sanatçılarının gördüğü ilginin belki onda birini görmeden göçüp gitti bu dünyadan. Ama, eserleri hep anıldı, anılıyor ve anılacak.
O sergiyi gezdiğimde ‘başka bir alemdeyim’ dedirten görüntülerin altındaki sözler gerçekten de etkileyici.
Mesela;
1915-1995 yılları arasında yaşamış olan Aziz Nesin’in seçilmiş görüntüleri altındaki cümlelere bakınca, herkes farklı değerlendirmeler yapabilir.
İşte ilkinden başlayarak o sözler…
‘’Gülümsemek, adaleti bozuk düzene sessiz bir küfürdür, gülümseyin.’’
‘’Hiç kimseye güvenmiyorum diye bir şey yoktur. Zamanında O’na güvendiğim için, artık kimseye güvenmiyorum diye bir şey vardır.’’
‘’En güzel şiir matematiktir. Yeryüzünde, şimdiye kadar (iki kere iki dört eder)den daha güzel bir dize yazılmamıştır sanırım.’’
‘’Bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyerek yaşattığınız yılanların bir sonraki hedefi siz olursunuz.’’
‘’İşin zoruna gideceksin. Her zaman zoru dene. Zoru yapamasan bile, zoru yapmaya çalışarak hiç olmazsa kolayını yaparsın.’’
‘’Ne kadar kalmak istesek de bazen gitmek zorunda kalırız. Ve ne kadar gitmek zorunda olsak da, kalmaktan yanadır sol yanımız.’’
‘’Belki sıkıca sarılabilecek sevgilimiz olmadı, belki yalnızız. Ama bilinsin ki, adam gibi sevdiğimizdendir yalnızlığımız.’’
‘’Korkmuyorum diyenler ya başkalarına yalan söylüyorlar, ya kendilerine yalan söyleyip kendilerini kandırıyorlar ya da bilmeyerek insan olmadıklarını söylüyorlar.’’
‘’Ne ölünün arkasından konuşulur, ne de gidenin. Çünkü ha ölmüştür ha gitmiştir, kalan için.’’
‘’Nasıl bittiyse bundan öncekiler, bu da biter. Bite bite sonunda ben de biterim. Olur biter.’’
Mesela;
1911-1993 arası yaşamış olan Rıfat Ilgaz’ın görüntüleri altında yer alan deyişler de ders gibiydi.
‘’Yeri gelince bilmek de para etmiyor. İnsan bi şeyin üstesinden gelebilmeli. Üstesinden gelebilecek kadar yürek olmalı insanda, güç olmalı.’’
‘’İnsan ileride utanmamalı, yaptıklarından.’’
‘’Namus ne demek, sen biliyon mu ?/ Biliyorum, kadınlarda olur / Hadi ordan sende/ Erkeklerde olur, herkeste olur.’’
‘’Bildiğim bir şey varsa, ezilen halktan yana oluşum.’’
‘’Kavganın sürüp gitmesi, zenginlerin zenginliklerini sürdürebilmeleri için gerekliydi. Yalnız bizde değil, bütün yeryüzünde.’’
‘’Bir şair ha, yalnız bir şair misin sen ? Bir öğretmen, sonra bir baba, bir koca, bir… En önemli yanı bir hasta… En önemli yanı bir şair.’’
‘’Suçun ne ? / Daha belli değil.’’
‘’İstiyorum ki, halk kendi çektiklerinin ayrımına varsın. Bir kez halk yoksulluğunun ayrımına varırsa…Daha doğrusu halk, halk olarak kendi gücünün farkına varırsa… Kaderine öylesine razı olmuş görünüyor ki.’’
‘’Sorunlarını, bütün sorunlarını çözümlemiş toplumlar henüz yok ! Sanatçı, bu sorunları bulup çıkarmakla görevli kişidir. Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı…’’
Bu iki edebiyat ve yaşam ustasının o görüntüler altındaki sözlerini içselleştirdiğinizde, siz başka bir alemde olmaz mıydınız ?
Teşekkürler İzmit Belediyesi ve emek koyan herkes…