Tunceli’nin Ovacık ilçesi, 5 yıl öncesine kadar ülke nüfusunun milyonda biri tarafından bile konuşulmaz, belki de bilinmez bir ilçeydi. Ta ki, Fatih Mehmet Maçoğlu’nun Türkiye Komünist Partisi’nden (TKP) Belediye başkan adayı olması ve seçimi kazanmasına kadar.
Maçoğlu, burada seçildikten sonra attığı ilk adımlarla farklı bir belediye başkanı olacağını da gösteriyordu. Üretmenin ve paylaşmanın önemli olduğunu, kendisini tanımladığı sosyalist kimliğinin de vazgeçilmez unsurlarının bu olduğunu herkese anlatmanın fırsatını yakalamış olmanın mutluluğuyla, işine dört elle sarıldı.
Ben ‘sosyalistim’ diyordu demesine ama aday olduğu partinin adında ‘Komünist’ sözcüğü olması dolayısıyla sorumluluğunun çok daha fazla olduğunun bilincindeydi.
Türkiye’de, Komünist Parti adıyla ilk kez bir belediye başkanlığı seçimi kazanılıyor olması hem başkanı hem de TKP’yi ülke ve dünya gündemine taşıdı.
O, artık ülke ve dünya kamuoyunda Komünist Başkan olarak tanınıyordu. Bunun sorumluluğu altında kalmamak için birlikte yol aldığı Ovacık Halk Meclisleri ile bir an önce üretime yönelik işler yapmayı kafasına koyan Başkan, sosyalistlerin ve komünistlerin insan yaşamına dokunan ve üreten işler yaparak başarıyı yakalayacakları inancından hiç vazgeçmedi.
Ovacık gibi küçük bir ilçede üretmek ve insanca yaşamı örgütlemek bir açıdan kolay ama bir açıdan da o kadar zor. Çünkü, üretim için sınırlı olanaklarla halkı ikna etmek, üretime yönlendirmek ve kazanmaya alıştırmak hiç kolay değil.
İşte, tam bu noktada Fatih Mehmet Maçoğlu ile yol arkadaşları, Ovacık halk Meclisleri’nin desteğini de arkasına alarak attıkları ilk adımda bilime olan inançları gereği ülkemizin en köklü kurumlarından olan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’nin (TMMOB) katkısıyla hedefini genişletti. İlçedeki kamu arazileri belediye adına kiralanıp, Jeoloji ve Ziraat Mühendisleri Odası ekiplerinin ortaklaşa gerçekleştirdiği toprak analizleri sonucu bölgede ne ekilirse tarımın gelişip güçleneceğine Gıda Mühendisleri Odası’nın da desteğiyle karar verildi. Analizler sonucu bölgede nohut ve kuru fasulye ekiminden verim elde edileceği ortaya çıkınca, üretici ve belediye ortaklığıyla kurulan kooperatifin bu işe öncü olması kararı alınıp yola çıkıldı.
Bu yolculuktaki ilk olumlu sonuç ikinci yılda alındı. Ovacık’ın nohut ve kuru fasulyesi, kapitalizmin hormonlu ürünleri dolayısıyla çeşitli hastalıklardan kurtulamaz hale gelen halkımızın organik ürünlerle beslenme talebine denk düştüğü için yoğun ilgi gördü. Elde edilen gelirin üçte biri üreticiye kar olarak dağıtılırken, üçte biri mazot desteğine gitti. Üçte biri de ihtiyaç sahibi öğrencilere burs oldu.
Tabi, bu durum aynı zamanda Komünist Başkan ve sosyalist üretim ilişkilerinin de pozitif propagandası anlamına geliyordu. Bu yüzden, sermaye yanlısı AKP iktidarını ve devlet örgütlenmesinin bir bölümünü rahatsız etmeye başladı.
Oysa, sorun yönetsel erki elinde tutan Başkan Fatih Mehmet Maçoğlu ile birlikte çalıştığı kadroların siyasi partileri ve ideolojik tercihlerinde değil, üretiyor ve insan yaşamına dokunuyor olmaları dolayısıyla yarattıkları sempatide olduğu için, tez elden bertaraf edilmeleri gerekiyordu.
Ama, bunu başarmak o kadar kolay değildi. Bunu bile bile halkın öz malı olan Ovacık’taki Hazine arazilerini belediye öncülüğünde üretime tahsis etme planından vazgeçip özelleştirmeye açtılar. Başarabilirler mi bilinmez, ama üreten ve paylaşan bir anlayışın kapitalizmin kuralları içinde yeri olmadığını daha net anlatabilmek adına her şeyi göze aldılar.
Üretimin ve paylaşmanın yarattığı sinerji ve rahatlama sadece Ovacık ile kalmayıp, Tunceli geneline yaygınlaştırılmalıydı. Buna denk düşen bir kararla Tunceli Belediyesi için aday olan Maçoğlu, artık oranın başkanı.
Seçmen, O’nu ideolojik kimliği dolayısıyla değil, üretken ve paylaşımcı belediyecilik anlayışı ve doğru önderliği üzerine Tunceli Belediye Başkanı yaptı. Bu sonuç, Komünist Başkan’ın hem siyasi hem de sosyal sorumluluğunu daha da ağırlaştırdı.
Maçoğlu’nun, ekibiyle birlikte başarılı olunca bölge, tarımın ülke genelinde yeniden keşfedilmesine örnek olacaktır. Tunceli ve giderek de bölge halkının ekonomisi daha olumlu noktaya taşıncaktır.
Çünkü, halk, başarıyı ödüllendirmiştir. Bu ödül, halk için üretenler açısından en büyük enerjidir ve de olumlu sonuçlar verir…