25 Aralık 2020, iki aylık bir direniş sürecinin ardından Baldur Süspansiyon’da grevin başladığı gün oldu. Grevde, bugün itibariyle 221 gün geride kaldı. Anayasa ve yasalarda yeri olmasına rağmen önce sendikal örgütlülüğü engellenmeye çalışılan, ardından her türlü zorluğa karşın örgütlenmenin ardından işveren tarafından bu örgütlülükleri tanınmayan işçilerin mücadelesi süreç içinde yaşanan kısmi kırılmalara karşın kararlılıkla sürüyor.
BUGÜN TOPLANIYORLAR
Çayırova’nın Şekerpınar Mahallesi’nde kurulu fabrikada örgütlü DİSK Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 2 No’lu Şube Başkanı Necmettin Aydın ile hem bugüne kadarki süreci kısmen değerlendirdik. Hem de bundan sonra takınılacak tutumu sorguladık. Bugün (02 Ağustos) Baldur’da grevi sürdüren işçilerle yine bir araya gelip durum değerlendirmesinde bulunacaklarını kaydeden Aydın, grevi kararlılıkla sürdüreceklerini söyledi. Grevin uzun sürmesinden ötürü kamuoyu desteğinde azalma olduğunu belirten Aydın, yeniden dayanışma çağrısında bulundu. Aydın süreç içerisinde yaşanan hukuksuzlukları da tekrar hatırlattı:
İŞ MAHKEMESİ, İSTİNAFIN KARARINI DİKKATE ALMADI
“Baldur’da greve başladığımız gün işveren grev kırıcılığı yaparak, hukuka aykırı olacak şekilde grevci işçilerin yerine yeni işçiler getirdi. Biz de mahkemeye başvurarak duruma itiraz ettik. Kocaeli 5.İş Mahkemesi lehimize bir karar vererek süreci durdurdu. Fakat bir ay sonra karar sendika aleyhine olacak şekilde değiştirildi. Kararın ardından davayı istinaf mahkemesine taşıdık. İstinaf mahkemesi grev sürecindeki işçinin işten çıkarılamayacağı gerekçesiyle davanın yeniden değerlendirilmesine karar verdi. İstinaf mahkemesinin kararına dayanarak grevci işçilerin yerine alınan işçilerin işine son verilmesi gerekirken Kocaeli 5.İş Mahkemesi istina mahkemesinin kararını dikkate almayarak eylül ayına gün verdi.
“MUZ CUMHURİYETİ DEĞİL” DEDİ AMA…
Yaşanan bu durum bizler açısından moral bozukluğuna sebep oldu. Konu ile ilgili bir basın açıklaması gerçekleştirdik. Kocaeli'nde Vali, Kaymakam ve tüm yerel bürokrasi ile yapılan görüşmelerde işçilerin büyük sıkıntı yaşadıkları, işverenin haksız olduğu yönünde görüş belirtildi. Biz de bu durumu Ankara’ya taşıma kararı aldık. Ankara’da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı’yla gerçekleştirdiğimiz görüşmede Bakan konu ile yakından ilgilendi. Yaşanan olayları hayretle dinledikten sonra ‘’Burası bir muz cumhuriyeti değil. Kanunlar ve nizamlara uyulması gerekir’’ ifadelerini kullandı. İşvereni çağırarak konuyla ilgili mutlaka arabuluculuk yapacağını ekledi. Fakat görüşmeden sonra bizim açımızdan olumlu bir gelişme olmadı. İşleyiş uzun sürünce işveren tarafından tersten birtakım propagandalar başlatıldı.”
VALİ DE, BAKAN DA KİMMİŞ!
Daha önce Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, İş Teftiş Kurulu Başkanlığı’nda iş müfettiş yardımcılığı yapan, AKP’den İstanbul 2’nci Bölge Milletvekili aday adayı da olan Mehmet Koçak adlı kişinin Baldur’a danışman olarak alınmasının ardından siyasi nüfus kullanarak devreye girdiğini kaydeden Necmettin Aydın, ‘’Vali de kimmiş, Bakan’da kimmiş? Biz Cumhurbaşkanı’nın komşularıyız, biz Cumhurbaşkanı’na danışmanlık yapıyoruz ve kendisi ile direkt irtibat halindeyiz. Bu konuda Valinin de Bakanın da bir şey yapma şansı yok. Gelin çalışın ya da paranızı alın gidin’’ şeklinde telefon görüşmelerinde bulunduğunu kaydetti. Bu konuşmaların birkaç kişinin grevden çekilmesine neden olmasına karşın 50’den fazla işçinin mücadelesinin sürdüğünü kaydeden Aydın şöyle devam etti:
KAMUOYU DESTEĞİ BEKLİYORUZ
“02 Ağustos Pazartesi günü (bugün) işçi arkadaşlarla bir toplantı düzenleyeceğiz. Bizler grevi kararlı bir şekilde sürdüreceğiz. Fakat yaşanan süreç uzadıkça kamuoyu desteği zayıfladı. Sürdürmüş olduğumuz grevin işçi sınıfı açısından da kamuoyu açısından da önemli olduğunu biliyoruz. Bu nedenle; işçilerden, siyasi partilerden, sendikalardan, kamuoyundan tekrar ilgi ve destek bekliyoruz.”
HER TÜRLÜ ZORLUĞU ÇIKARTIYORLAR
Bu süreçte karşılaştıkları en büyük sorunlardan birinin özellikle devlet bürokrasisinde, teftiş gruplarında, sosyal güvenlik kurumunda çalışan bazı kişilerin parti nüfusundan da faydalanarak işvereni kötüye yönlendirmesi olduğunu kaydeden Aydır, “İşçilerin sırtından para kazanan bu kişiler işçilerin yasal haklarını kullanamaması için her türlü zorluğu çıkarıyor. Yaşanan idari ve hukuksal sorunlar işverenin yasaları çiğnemesine dayanak oluyor. Davaların uzun sürmesi, yetkililerin işverenleri koruyup kollaması, Bakanlar ve yetkili kişilerden alınan desteklerin fiile dökülmemesi süreci olumsuz etkiliyor. Türkiye’de davalar gerçekten uzun sürüyor” dedi. Aydın şöyle devam etti:
MAHKEMELER UZUN SÜRÜYOR
“Grev günü hukuksuzluk yapmasına rağmen bu hukuksuzluğu görmeyen mahkemelerin o gün orada çıkan bir tartışmadan ötürü 16 işçinin çıkmasına olumlu yaklaşması sıkıntılı bir durum. Burada en sıkıntılı durum mahkemelerin uzun sürmesi. Yetkililerin gerçekten işvereni koruyan, kollayan tavırları. Bakana kadar anlattık. Bize hak verilmesine rağmen halen işverene bir yaptırımda bulunulmadı.
YOKSULLUK, DRAM YAŞANIYOR
Baldur’da insanlar bir yoksulluk, dram yaşıyor. Anayasal haklarını kullandıkları için sorun yaşıyorlar. Asgari ücretten biraz fazla para almak için uğraşıyorlar. 1100 derece sıcaklığın karşısında insanlar çalışıp 20-25 kiloluk yük kaldırıyor. Hem idari hem hukuksal olarak sıkıntılar var. Sekiz ayı geride bırakan süresiyle Türkiye’deki ender grevlerden birini gerçekleştirdiklerini kaydeden Aydın, buna karşın sonuna kadar mücadelelerini sürdüreceklerini dile getirdi.
İYİ BİR SÖZLEŞME İMZALANACAKTIR
Yeni dönem MESS Grubu toplu sözleşmelerine de değinen Necmettin Aydın, “Pandemi döneminde kimi çalışanlar çalışmalarını evden sürdürürken metal işçileri ölümü göze alarak çalıştılar, katma değer üreterek ülkenin ihracatına katkı sağladılar. Enflasyonun bu kadar yüksek olduğu bu dönemde metal işçilerinin iyi bir toplu sözleşmeyi hak ettiklerine, işverenlerin de işçilerin makul taleplerine yanıt vereceklerine inanıyoruz. Bu konuda geçmişte de verdiğimiz mücadeleler ortada. İşverenlerin, işçilerin makul taleplerini olumlu karşılayacaklarını tahmin ediyoruz” dedi.
Haber: Arzum KAYMIŞ