Aydınlık yarınlara okumuş kızlarımızla

ZEYNEP ESKİ

Kız çocuklarımızın büyük hayaller kurabildiği, umut dolu bir ülke düşlüyorum.

11 Ekim Dünya Kız çocuklarının günü ile ilgili bir video paylaşmıştım.

O kadar farklı yorumlar aldım ki bu hafta konumuz kesinlikle bu demiştim. Ben beş çocuklu bir ailenin dördüncü kız çocuğuyum, bir de erkek kardeşim var. Ailem bizi o kadar güzel yetiştirdi ki, bu vesile ile babamı da rahmetle bir kez daha anıyorum. “Kız çocukları yapmaz, okumaz, oynamaz, gezmez” durumunu hiç yaşatmadılar bize ne annem, ne de babam.

Evlendim, bu sefer de eşim verdiğim her kararda arkamda durdu,   şükrüm katlandıkça katlandı. Ne yanlış yapmaktan korktum sayesinde, ne yanlış anlaşılmaktan.

Ama o kadar farklı hayatlar yaşanıyor ki kendi kurumumuzda; kayıt olmaya gelen bazı anneler bile, “Babası istemiyor ama ben okumadım kızım okusun istiyorum ben onun arkasındayım” dedikçe yüreğim şişiyor da şişiyor. Ya da, “Babasını da getirelim siz ikna edin Zeynep Hanım” dediklerinde, “İş bende” deyip kolları sıvıyoruz memnuniyetle.

Kurumumuzdaki öğretmenlerimizin geneli bayan ağırlıklı Anne şefkati ile sarıyoruz emanetleri. Karşı tarafa da bu durum o kadar net geçiyor ki bazen eve gönderemiyoruz öğrencilerimizi.

Bu sene şansımıza öğrencilerimizin çoğu da kız ağırlıklı. Ben hepsini erkek, kız ayırmadan çok seviyorum ama kız çocuklarına ayrı bir ilgim olduğu kesin. Naiflikleri, kibarlıkları beni benden alıyor. Saçlarını ördürmeye gelende var, derdini anlatmaya gelende. O kadar masum ve güzel ki yürekleri Rabbim hepsinin yardımcısı olsun. Şu an okumalarından, kendileri geliştirmelerinden başka bir çare olmadığını biliyoruz. Biliyoruz ki gençlerimiz çok akıllı ve çok başarılı, onlarda gururumuz artmaya devam ediyor

Bir velim anlattı: “Ben tarladan eve gelirken köyden biri yanıma gelip ‘sana tebligat var’ dediğinde açıp baktığımda hemşireliği kazandığımı görmüştüm. Koşarak anneme gitmiştim, Annem sevinçten ağladı ama bazı yakın akrabalarım ‘kız çocuğu okumaz’ deyip tebligatımı yırttılar

Canımı yakan cümlesi ise, “İçimde kaldı, kursağımda kaldı sevincim” oldu.

O velim; şimdi kendi ayakları üzerinde durmayı başaran bir kadın ve aynı zamanda çocuklarının arkasında duran, onların okuması için elinden geleni yapan mükemmel bir anne (F.K)

Bir velim de, Ü.C; “Öğretmenlik lisesini kazanmıştım. Babam okuyamazsın hayvanlara kim bakacak boşuna hayal kurma demişti. “Yüreğim yanmıştı resmen” Muhtar aracılığı ile zorda olsa teyzeme ulaşmıştım. Teyzem beni bir hafta sonra kaçırdı, iyi ki de kaçırdı. Mezuniyet günümde babamın gururu kadar beni hiç bir şey mutlu etmedi, bu hayatta artık her şeyi başarabilirdim. Elimden geldiğince gücüm yettiğince tüm kız çocuklarının okuması için elimden geleni yapmıştım” diye yaşadıklarını anlattı.

Bir velimde, “Annem ve babam okumam için elinden geleni yapsa da ben onların tercihlerinin hep farklı yönünde karar verdim. Erken yaşta yaptığım evlilik okumamı engelledi ama geçte olsa tekrar okuyarak kendi ayaklarımın üstünde durmayı başardım. Şimdi bir şirkette yöneticilik yapıyorum ve birkaç öğrenciye burs verilmesi noktasında teşvikte bulunuyorum” dedi. (N.K)

“Okuyan ve sevgiyle büyüyen her kız çocuğu yarınlar için bir umuttur. Aydınlık yarınları kızlarımızla el ele kuracağız”

Haftaya yine bu sütunlarda sizinle olmak temennisi.

Öneri ve katkılarınıza dair zeynep.boz@hotmail.com üzerinden şahsımla iletişime geçebileceğiniz duyurusuyla