Aydın Engin…

HANİFİ SURUN

Gazetecilik mesleğini tercih etmemdeki en büyük nedenlerin başında da bugün usta veya duayen dediğimiz bu mesleğin usta isimlerine olan hayranlığım.

 

Bu isimlerin başında Sayın Hasan Cemal, Sayın Fikret Bila, Sayın Cengiz Çandar, Sayın Can Dündar ve daha adını yazamadığım onca değerli meslek büyüklerine hep kendime örnek almışımdır.

 

Bu isimlerin dışında bazı isimler vardır ki onların bendeki yarın apayrı.

 

Hrant Dink ve Aydın Engin bu isimlerin başında geliyor.

 

Hrant Dink’in katledilmesinden sonra ise en çok hayranlık duyduğum isim olan Aydın Engin de önceki gün hayatını kaybetti.

 

Köşe yazılarını büyük bir keyifle okuduğum ve yaşanan gelişmelerle ilgili olarak Aydın Engin’in ne diyeceğini hep merak ederdim.

 

Gazetecilikte usta isimlerin başında gelen 82 yaşında olmasına rağmen halen daha gazetecilik mesleğindeki heyecanını kaybetmeyen Aydın Engin’in vefatı büyük bir kayıp.

 

Aydın Engin gibi değerli isimler artık neredeyse hiç yetişmiyor.

 

Bugün ulusal medya dediğimiz ana akım medya başta olmak üzere bu tür değerli isimlerin yokluğu ilerleyen zamanlarda daha çok belli olacaktır.

 

Yerel basında da başta merhum İsmail Kadı olmak üzere yine merhum Ragıp Demirkol gibi isimlerin yokluğu bugün daha çok belli oluyor.

 

Merhum Aydın Engin, 11 Şubat Cuma günü T24’te yayımlanan son yazısında, “kişisel bir not” olarak şu satırları paylaşmıştı:

 

“Aydın Engin'i bir süre nadasa bırakmak iyi olacak.

 

Nadas'ın ne olduğunu bilmeyen kentli okurlar için bilgi notu: Nadas tarlanın sürülüp, sulanıp ekime hazırlanması ama o yıl ekilmemesidir.

 

Ben de beni nadasa bırakıyorum.

 

Ne kadar sürer bu nadas?

 

Bilmiyorum. Umarım kısa sürer.

 

Şey…

 

Bugün benim 81 yaşımdaki son günüm.”

 

Buradan bir kez daha yitirdiğimiz başta merhum İsmail Kadı başta olmak üzere tüm meslek büyüklerimizi bir kez daha saygıyla anıyorum.