Atatürk’ün mirasını sahiplenme sivilleşti

​​​​​​​ CHP Çayırova İlçe Örgütü’nün 10 Kasım Atatürk’ü Anma programında konuşan Siyaset Bilimci Doç.Dr. Burak Cop, “Türkiye’de Atatürk’ün anılması ve mirasının sahiplenilmesi devletin elinden çıktı. Atatürk ve cumhuriyet savunuculuğu sivilleşti” dedi

Cumhuriyet Halk Partisi Çayırova İlçe Örgütü, Ulu Önder Atatürk’ü ölümünün 85’nci yılında anmakla yetinmedi. Hatip olarak Siyaset Bilimci Doç.Dr. Burak Cop’u ağırladığı etkinlikte Atatürk’ün anlaşılmasına zemin oluşturdu. Burak Cop, Çayırova Belediye Kültür Salonu’ndaki anma programında, “Günümüzde; hiçbir ülkede olmadığı şekilde kurucu irade, baba ile derdi olan bir akım var ülkemizde. Belli bir sınırda olsa dahi toplumsal destekte sağladılar.

HALKA MALOLDU

Doç.Dr.Burak Cop’a etkinliğin sonunda günün anısına onurluk; CHP Çayırova İlçe Başkanı Binali Eniş ve İl Başkan Yardımcısı Baran Aydın tarafından verildi.

Türkiye’de Atatürk’ün anılması da, mirasının ve Cumhuriyet devriminin sahiplenilmesi de devletin elinden çıktı ve artık halka maloldu. Atatürk ve cumhuriyet savunuculuğu sivilleşti. Norm Ender’in 100’ncü Yıl Marşı, Tarkan’ın coşkulu şarkıları boşuna değil.

BAŞARISININ EN BÜYÜK KANITI

Doç.Dr.Burak Cop, CHP Çayırova İlçe Örgütü’nde tüm partilerin katılımıyla yapılan Atatürk portresi mozaik çalışmasını da ilgiyle incelerken kendisine Kadın Kolları Başkanı Fadime İlhan eşlik etti.

Resmi törenlerin sıkıcılığını aşan, 12 Eylül darbecilerinin çatık kaşlı Atatürk’ünün yerine halka malolmuş, uygarlık meşalesi haline gelmiş sivilleşmiş bir Atatürk anması tam da Atatürk’ün başarısının en büyük kanıtıdır. Ve inanıyorum ki bu toplum bütün fikir ayrılıklarına rağmen güçlü şekilde durdukça, bu ateşi kavrayıp meşaleyi yükselttikçe bu ülkenin insanının gönlünden de zihninden de Atatürk’ü ve Cumhuriyet’i hiçbir güç silemeyecektir” dedi.

DÖNEMİN ANADOLU’SU

Atatürk’ü anarken klişeleşmiş sözcüklerden kaçınılması gerektiğini belirtip halkçılığına değinen Burak Cop özetle, “Atatürk’ün halkçılığı pek çok reformda kendisini göstermektedir. Anadolu, 1912’den 1922’ye aralıksız savaşta kavrulmuş. Anadolu’da genç, çalışma yaşındaki erkeklerin önemli kısmı şehit düşmüş. Askerden sağ dönenler köyüne, kasabasına, çiftliğine sakat dönmüş.

10 YILDA 15 MİLYON GENÇ

Salgın hastalıklarla kırılan Anadolu’da cehalet almış başını gitmiş. Erkeklerde okuma yazma oranı yüzde 10, kadınlarda yüzde bir bile değil. Böylesine enkaz halindeki bir coğrafyada, ‘10 yılda 15 milyon genç yarattık her yaştan denecek’ bir mucize ortaya konmuş. Atatürk’ün halkçılığı, O’nun yaptıklarını anlamamızın en önemli anahtarlarından biridir” dedi.

BİLGİ İKTİDARDIR, GÜÇTÜR

Cumhuriyet devrimlerinin halka uzak ve yabancı değerleri halkı aşılamaya çalışan devrimler olduğuna dair sonradan türeyen eleştirilerin hiçbirinin doğru olmadığını kaydeden Cop, Latin alfabenin kabul edilmesinde bile bir halkçılık vardır. Amaç insanların çok daha kolay şekilde okuma yazmayı öğrenmesini sağlamaktır. Eğitimi yaygınlaştırmaktır. Bilgi iktidardır, güçtür. Alfabe reformuyla güç, halkın eline verilmek istenmiştir.

MARABA OLABİLİRLERDİ

Eğitim seferberliğiyle, halkın önü açılsın istenmiştir. Anadolu’nun kavruk bir kasabasında belki bir ağanın marabası olacak çocuklar eğitim sayesinde bu ülkede öğretmen, profesör, vali, cumhurbaşkanı olmuştur. Osmanlı’da halk iki kere; asker alınırken ve vergi ödetirken hatırlanırdı. Cumhuriyet ile birlikte büyük halkçı adımlar atılır” diye konuştu.

KÜRESEL LİDERDEN KÜRESEL MODEL

Atatürk’ün ulus ve millet inşasının öneminin günümüzde Ortadoğu’daki birçok ülkenin mevcut halinde kendisini açığa çıkarttığını özetleyen Cop, “Atatürk reformları İslam dünyasına, özellikle boyunduruk altında yaşayanlara örnek model olmuştur. Eski Osmanlı coğrafyasında yankı uyandırmıştır. Bağımsızlık, kendi ayakları üzerinde durma ve modernleşme yolu ile küresel bir lider olarak küresel model ortaya koymuştur. Cezayir’de halk Fransız sömürgeciliğine karşı mücadele verirken Atatürk’ü örnek almıştır. Bu bakımdan da Atatürk’ün mirası eşsiz ve çok kıymetlidir” dedi.

KEMALİST DEVRİMİN BAŞARISI

Türkiye’nin çok partili döneme geçişine de değinen Burak Cop, “1946’da çok partili hayat ve demokrasiye geçişle birlikte 1950’de barışçıl yollarla demokrasiyle iktidar devredilmiştir. Demokrat Parti kurucuları da CHP içinden çıkmıştır. Türkiye ile benzer yapıdaki Meksika’da çok partili döneme ancak 2020’de geçilmiştir. Benzer ülkelere bakınca, Türkiye çok müstesnadır. Cumhuriyet, Kemalist devrim küresel bağlamda da çok başarılı olmuştur” diye konuştu.



2015 ve 2023’te Bolu’dan

Milletvekili adayı oldu

1980'de İstanbul Şişli’de doğdu. Siyaset bilimcidir. University of Nottingham, School of Politics & IR’da, Türkiye’deki seçim sistemlerinin evrimine ilişkin doktora öğrenimini tamamlayarak Temmuz 2011'de mezun oldu.
Halen İstanbul Kültür Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde öğretim üyesi (Yrd. Doç. Dr.) olarak görev yapıyor ve Galatasaray Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümü’nde de ders veriyor. Daha önce ders verdiği yerler arasında Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü de bulunmaktadır.



2000 yılında Cumhuriyet gazetesinin dış haberler servisinde stajyer muhabir olarak adım attığı gazetecilik yaşamında bugüne kadar Ntvmsnbc haber sitesi (2002-03 ve 2010-11), Sky Türk televizyonu (2005-06) ve Four Four Two ile Platin dergilerinde (2008) çalıştı. BirGün, Radikal İki, Cumhuriyet, Karşı, NTV Tarih, yeniHarman, Sosyal Demokrat Dergi, Turnusol.biz, Run-Riot.com (İngilizce), Bianet.org, T24.com ve Sendika.org’da yazıları yayımlandı.

Çok iyi derecede İngilizce ve Fransızca bilen Burak Cop, 2015 ve 2023 seçimlerinde CHP’den Bolu Milletvekili adayı oldu.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

GÜNCEL Haberleri