Kocaeli Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi öğretim üyelerinden Doç. Dr. Aslı Kayhan, 9 yıldır yardımcı doçent olarak Kocaeli Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi’nde eğitim veriyordu. Üniversite yönetimi tarafından doçentlik kadrosuna geçirilmeyen Kayhan, dün ihraç edildi.
Aslı Kayhan’a 10 yıl önce aldığı doçentlik unvanına rağmen Kocaeli Üniversitesi doçentlik kadrosu vermedi. Aslı Kayhan’ın hak ettiği kadro görmezden gelindi. Aslı Kayhan Dr. Öğr. Üyesi kadrosunda çalıştırılmaya devam etti. Kendisi doçent olmasına rağmen Dr. Öğr. Üyesi kadrosundan istenen performans dosyalarını hazırlamak zorunda bırakıldı. Bu sene itibariyle de bu dosya içeriğinin yeterli bulunmaması gerekçe gösterilerek görevinden alındı.
Ülkemizdeki yükseköğretim sisteminde, doçentlik unvanı aldığınızda otomatik olarak doçentlik kadrosu almış olmuyorsunuz. Elde ettiğiniz unvana uygun kadro alabilmeniz için Üniversite Rektörlüğü’nün kadro ilanına çıkması ve YÖK’ün de bu ilanı onaylaması gerekiyor. Ne yazık ki bu işleyiş üniversitelerdeki kadro tahsislerinin ve atamaların tümüyle keyfiliğe dayanmasına neden olmuştur. Akademik gereklere ve liyakate değil, rektörlüğün istek ve inisiyatifine göre işleyen bu süreç, akademinin ve akademisyenlerin baskı altında tutulmasının, üniversitelerde yandaş kadrolaşmanın, hatta üniversitelerdeki akrabalık kayırmacılığının bir aracı haline gelmiştir.
Bağımsız Kocaeli’den Sebahattin Aydın’ın geçtiğimiz aylarda yayımlanan haberine göre, Kocaeli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sadettin Hülagü’nün oğlu Dr. Kemal Taha Hülagü, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’ndeki ve Saray’daki görevlerinden sonra yeni bir görevin daha sahibi olmuştu. Konkordato komiseri olarak atanan Hülagü’nün buradan alacağı maaş yasalara göre 10 bin TL’den az olmayacaktı.
Yine CHP'li Murat Emir geçtiğimiz aylarda Kocaeli Üniversitesi Rektörü Sadettin Hülagü'nün oğlu Taha Hülagü’nün jet hızıyla yükseliş öyküsünü anlatmıştı. Emir'in aktardığına göre Taha Hülagü önce AKP’li Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nde SEKA Müze Müdürü yapıldı, ardından yine sınavsız olarak Özel Kalem Müdürü oldu. Burada 1 gün çalıştıktan sonra “memur” sıfatını alan Hülagü, Cumhurbaşkanlığı Kamu Diplomasi Koordinasyon Kurulu’na atandı.
Kocaeli Üniversitesi'ndeki görevine son verilen Doç. Dr. Aslı Kayhan, Eğitim Sen Kocaeli Şubesi'nde bir basın açıklaması düzenledi. Eğitim Sen adına basın açıklamasını okuyan Şube Başkanı Suphi Yıldırım, “Sendikamız üyesi ve Kocaeli Üniversitesi Baştemsilcimiz Aslı Kayhan, KOÜ’de göreve başladığı ilk günden itibaren her zaman insan-doğa-toplum yararına üniversite mücadelemizin en önde savunucularından biri oldu. Sadece çalıştığı bölüm ve fakültede değil, Kocaeli Üniversitesi’nde hem akademik ve idari-teknik personelin hem de öğrencilerin yaşadığı her türlü hukuksuzluk karşısında mücadele ve dayanışma içerisinde oldu. Aslı Kayhan hocamız yine sadece Kocaeli Üniversitesi’nde değil bir bütün olarak ’de akademik alanda yaşanan haksızlıkların karşısında oldu. Aslı Kayhan hocamız kamuoyunda barış bildirisi olarak da bilinen 'Bu suça ortak olmayacağız' bildirisinin de imzacısı oldu. Aslı Kayhan hocamız akademik çalışmaları ve üniversitede verdiği derslerle her zaman özgür bilim ve özgür düşüncenin bu topraklarda kök salması için mücadelesini durmaksızın sürdürdü. Aslı hoca, bilim gibi düşünce gibi haklar ve özgürlükler gibi akademiyi akademi yapan değerleri savunan herkesin karşısına çıkan o malum duvara, liyakatsizliğin, piyasanın, gericiliğin ve hukuksuzluğun baskıcı duvarına karşı mücadele etti. Kocaeli Üniversitesi Rektörlüğünün YÖK ve hükümetle işbirliği içerisinde 1 Eylül 2016’da ihraç ettiği barış akademisyeni arkadaşlarımızın yanında durdu ve onlarla yan yana mücadele etmeye devam etti" dedi.
Aslında bu açıklama bile Aslı öğretmenin neden kadro verilmeyerek Kocaeli Üniversitesinden ihraç edildiğinin göstergesi.
Yıldırım'ın ardından açıklamalarda bulunan Aslı Kayhan ise “Bu benim şahsımda gerçekleşen ama üniversitelerin YÖK kurulduğundan beri mücadele etmek zorunda kaldığı bir kadro, liyakata dayalı olmayan keyfi şekilde kullanılan bir kadrolaşma sürecinin bir parçası. Ben de bu süreçteki mücadelemi, dava sürecimi bütün üniversitelerdeki arkadaşlarımızın önünü açacak bir karar olması umuduyla sürdüreceğim. Kocaeli Üniversitesi’nde yaşanan birçok hukuksuzlukta yanımızda olan Kocaeli’nin demokratik güçleri, sivil toplum ve sendikalarıyla birlikte olacağımızdan hiç şüphem yok. Sendikamla birlikte bu mücadeleyi hepiniz adına umarım bir kazanım olarak sonuçlandıracağım. Hiç sevinmesinler, geri döneceğim.” dedi.