Aşı Karşıtlığı Tabloyu Ağırlaştırıyor!

Bezmialem Vakıf Üniversitesi’nden Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalından Doç. Dr. Ayşegül Doğan Demir, Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine dikkat çekerek “Her yıl difteri, boğmaca, tetanoz, influenza ve kızamık gibi aşı ile korunulabilen hastalıklar 3,5 milyon ile 5 milyon arası kişinin ölümüne neden oluyor. Aşı karşıtlığı olumsuz tablonun ağırlaşmasına, ölümlerin ve sakatlıkların artmasına zemin hazırlıyor” dedi.

Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de sosyal medyadaki aşı karşıtlığı ailelerin çocuklarını aşılamada tereddüt duymasına neden oluyor. Her yıl nisan ayında kutlanan Dünya Aşı Haftası kapsamında çocuklarda aşının önemine ilişkin açıklamalarda bulunan Bezmialem Vakıf Üniversitesi’nden Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalından Doç. Dr. Ayşegül Doğan Demir, Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine dikkat çekerek “Her yıl difteri, boğmaca, tetanoz, influenza ve kızamık gibi aşı ile korunulabilen hastalıklar 3,5 milyon ile 5 milyon arası kişinin ölümüne neden oluyor. Aşı karşıtlığı olumsuz tablonun ağırlaşmasına, ölümlerin ve sakatlıkların artmasına zemin hazırlıyor” dedi.

Demir, aşılamanın hastalık yapan bakteri ve virüslerin hastalık yapamayacak kadar zayıflatılmış formlarının veya bazı parçalarının insan vücuduna ağızdan ya da enjeksiyon ile verilmesi olarak tanımladı. “Bu şekilde kişinin bağışıklık sistemi o mikrobu tanır, ona karşı antikor denilen koruyucu maddeler ve hafıza hücreleri geliştirir” diyen Demir, aşılamanın, kişinin aynı mikropla tekrar karşılaştığında çok daha hızlı savunma yaparak hastalıktan korunmasını sağladığını söyledi.

ÖLÜMLERİN ÖNÜNE GEÇİLİYOR

Aşılama, temiz su ve hijyenden sonra tarihsel süreçte bulaşıcı hastalıklara karşı mücadelede ortaya konulmuş en etkili uygulamadır” diyen Demir, aşıların uygulanan kişiyi hastalıklardan korumasının yanı sıra toplumsal bağışıklık sağlayarak toplumdaki yaşı ya da bağışıklık durumu gibi nedenlerle aşılanamayan veya aşıya yeterli yanıt geliştiremeyen kişileri de koruduğuna dikkat çekti. Demir, aşıların geliştirilmesi ve uygulaması ile bulaşıcı hastalıklardan ölümler ve sakatlanmalar çok ciddi oranda azalma yaşandığının hatta bazı hastalıkların dünyadan silindiğini, bazılarının ise silinmek üzere olduğunun altını çizerek “Örneğin milyonlarca ölüme neden olan çiçek hastalığı tüm dünyadan silinmiş, çocuk felci ise birkaç ülkedeki nadir olgular dışında ortadan kalkmıştır” dedi.

AŞI KARŞITLIĞI ÖLÜMLERİ ARTIRIYOR

Demir, aşı ile korunulabilen hastalıklardan dolayı halen ölümlerin görüldüğünü belirterek “Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre her yıl difteri, boğmaca, tetanoz, influenza ve kızamık gibi aşı ile korunulabilen hastalıklardan 3,5 milyon ile 5 milyon arası ölüm ortaya çıkmaktadır. Ortaya çıkan bu tablo üzüntü vericidir. Aşıya ulaşımın zor olduğu toplumlar hala vardır. Ayrıca son zamanlarda özellikle sosyal medya kanalıyla giderek artan aşı tereddütü ve aşı karşıtlığı da bu olumsuz tablonun ağırlaşmasına, ölümlerin ve sakatlıkların artmasına zemin hazırlamaktadır” diye konuştu.

13 AŞI ÜCRETSİZ UYGULANIYOR

Ülkemizde ulusal aşılama programında 13 farklı bulaşıcı hastalık etkenine karşı ücretsiz aşı uygulandığının altını çizen Demir, “Aşı takvimimiz oldukça güçlü ve aşılanma oranlarımız da yüksektir” dedi. Demir, Rotavirüs aşıları, Meningokok aşıları, HPV aşıları ve mevsimsel grip aşıları ülkemizde ruhsatlı ve isteğe bağlı ücretli uygulanabilen aşılar olduğunu vurguladı.

AİLELER DİKKAT! ROTAVİRÜS HASTANEYE YATIŞLARIN YARISINDAN SORUMLU

Halk arasında ‘’zehirli ishal’’ adıyla bilinen Rotavirüs’e dikkat çeken Demir, bu virüse karşı aileleri şöyle uyardı: “Rotavirüs, ateş, kusma, ishal, sıvı kaybı, hatta ağır ve yeterli tedavi almamış olgularda bazen ölüm ile bile sonuçlanabilen hastalığın etkenidir. Çocukların neredeyse hepsi 5 yaş altında rotavirüs ile enfekte olur, bazıları hastalığı daha hafif geçirirken önemli bir kısmında orta ve ağır ishal, kusma, ateş, hastane yatışları olur. Rotavirüs, ülkemizde ishal nedeniyle hastaneye yatışların yarıdan fazlasından sorumludur. Viral bir hastalık olduğu için antibiyotikler fayda etmez, destek tedavileri dışında bir tedavisi yoktur. Ancak aşı ile oldukça etkin şekilde korunulabilir. Ülkemizde ruhsatlı ve ağızdan damla şeklinde uygulanan 2 rotavirüs aşısı mevcuttur. Bunlar en erken bebek 6 haftalıkken en geç bebek 15 haftalık olmadan önce başlanmalıdır. Aşılardan biri en az 4 hafta ara ile 2 doz olacak ve 2. doz en geç 24. haftada tamamlanacak şekilde uygulanır. Diğeri ise yine en az 4 hafta ara ile 3 doz ve 3. doz en geç 32. haftada tamamlanmak üzere uygulanır. Her iki aşı da rotavirüs enfeksiyonuna yakalanma riskini belirgin azaltır, özellikle ishale bağlı hastane yatışlarını %90’lara ulaşabilen ciddi oranda düşürür. Böylelikle hem çocuk hastalıktan korunmuş olur, hem hastanede yatışlara bağlı sağlık maliyetleri hem de anne-babanın iş gücü kaybı azalır.”

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

SAĞLIK Haberleri