Sen dışarıda kar yağıyor diye seviniyorsun. İki de bir “Yarın okullar tatil mi?” diye soruyorsun ya….Kar yağınca kaygılarım artar. Sen kaygılarımı anlayamazsın ya…. Olsun!
Mevsimin insanlar üzerine tükürmesine benzetirim kar yağışını. Beyaz ölüm demiyorum ama, üşümenin adındaki korkuları yaşarım. Bu korkular, yoksul insanların ve doğada yaşayan canlıların üşümelerine karışır, büyür, büyür gözlerimdeki umutlara değene kadar.
Canlılar kar yemez ki…. Can cana, it ite saldırır bir lokma sıcaklık, bir lokma yaşam için.
Ayaklarım üşür, bürnü yırtık lastik ayakkabılarda. Ellerim buza keser ya, sorun değil, böbreklerim kan işer paltosuz gündüzlerimin gecelerinde. Bir bebe sıkışarak ölür anasının kasıklarında. Ve ben kayak takımlarına kızmadan siren sesleri beklerim.
Siren sesleri yerine çakal ulumalarına karışan ölüm çığlıklarını duysam da; derslerime sarılırım yedi numaralı kandilin sarı ışıklarında….
Ahmet Arif’in “Adiloş Bebe”si kadar bile şansımız yoktu. Saldıracak memezi vardı ama sütü yoktu. Bir deri, bir kemik kalmış ve üşümüş ceylanda süt ne arar…. Kocaman bir yürek, sevdaların en namuslusu… İşte o kadar!..
Konya yaman soğuk. Efeliğe gelmez hani…. İliklerine kadar uşumek var ya, Evliya Çelebi’nin Erzurumlu kedisine benzetir adamı. Damdan dama atlarken buz tutar gökyüzüne manzara olur kalırsın.
Konya soğuk. Konya’da üniversite. Üniversitede öğrenci ÇANKAYA… Paltosuzlar gurubunda en önde ve üşümüş…
Bayrak töreninde ulusal duygular ısıtırken beni, tören sonrası yanıma yaklaşan kompozisyon dersi hocamız Emin Şavşatlı….
-Oğlum üşümez misin sen?
-Üşümem!
-Palton yok mu?
-…..
Hey be koca yürekli adam, seni kimse geçemez adamlıkta.
Emin Şavşatlı Hocamız üşüyenlerin yüreğine doğan bir güneşti….
Artvin’de “PARKA” fabrikası var mı?
Bilmiyorum… Onlarca parkayı bit pazarından almış olamazdı Emin Şavşatlı Hocamız….
Dışarıda yine kar yağıyor. Sen mutlusun.
Her yer beyazla gerdeğe girmiş. Doğa bakireliğini sorgulamakta.
Konya soğuk –Caddeler geceleri sorgulayarak üşümekte….
Ulusal Marşımızın okunduğu törenlerde üşümüyorum artık…
Parkalarımız eskimeden çekip gittin ya. Meram yolunda kırmızıların beyaza, sen pusuya düştün. Kırmızı, beyaz ve Sen, bayrağım gibisin Emin Şavşalı Hocam…
Artvin’de “PARKA” fabrikası var mı? Üşüyenler soruyor da…
Koca yürekli çocuk Berkin…
Bizlere çok şey öğreterek gittin ya…
Aşk olsun sana çocuk…. Aşk olsun…
Güle güle sana
Güle güle çocuk… Mekanın cennet olsun….