Türkiye’nin siyasi tarihinde farklı boyutlarıyla hatırlanacak halkın verdiği çok önemli bir direniş öyküsü olan Taksin direnişi var. Bu direnişi başından sonuna kadar yaşadım. Orada katledilen yerlerde sürüklenen hakarete uğrayan insanları unutmuş değilim. Bu halk ta unutmadı. Hunharca katledilen gençlerin cenazelerinin arkasından annelerinin yoldaşlarının acılı hıçkırıkları, öfkeli çığlıkları, haklı isyanları hala kulağımın ve beynimin içindedir. O direnişte masum, yoksul insanların haklarını savunmak için devletin üstlerine gönderdiği tankların zırhlı araçların önlerine mağrur bir biçimde çıkışları hala gözlerimin önündedir.
Türkiye’de devlet ve siyasi iktidarlar halkın haklı mücadelesini bastırmak için çok hunharca davranmış, insanları öldürmekten, asmaktan, işkence yapmaktan hiç kaçınmamıştır. Ama halkın haklı mücadelesi durmadı ve durmayacaktır da. Halk o gün İstanbul Taksim meydanındaydın. Bugünde Ankara’da Türkiye’nin her yerinde emekçi insanlar Ankara da bir araya geldi. Barış ve kardeşlik isteklerini bir mitingle siyasi iktidara ileteceklerdi. Meydana Türküler, Şarkılar söyleyip halay çekiyordular. Her şey çok güzeldi. Sonra o büyük kalabalığın tam ortasında bir bomba patladı, on saniye sonra bir bomda daha patladı…
Barışa insanlığa adalete, eşitliğe düşman olan haydutlar bombaları patlatarak barış mitingini kana buladılar… Bir anda mitingin tüm güzellikleri acıya, gözyaşına, ölüm çığlıklarına dönüştü. Ortaçağda görülmedik bir utançla insan kolları, bacakları, kafaları havada uçuşmaya başladı. İnsanlık düşmanları o gün Ankara’da 150 emekçiyi öldürdü. 300’ünü ağır yaraladılar. Bu barış ve kardeşlik düşmanları tüm Türkiye’yi kana verdiler. Bu insanlık düşmanlarının ilk suçları, işledikleri cinayeti bu değildi. Daha öncede Kahramanmaraş’ta, Sivas’ta, Kobani’de dün İstanbul’da bugün de Ankara’dalar.
Türkiye’de kapitalist bir sistem var. Baskı, yasak, sömürü üzerine kurulmuştur. Kapitalist sistemler insanı, insan olarak görmezler. Maşa olarak görürler. Bilgili, bilinçli hak isteyen haklarını arayan, örgütlemek isteyen insanlar istemezler. Boyun eğen her dediklerinde evet diyen edilgen duyarsız insanlar isterler. Türkiye halkının yarısını bu hale getirdiler. Ama her gecenin bir sabahı bir sabahı vardır. Güneş her akşam batıp sabah yine doğuyorsa, çiçekler solup solup tekrar nasıl açıyorsa, Türkiye emekçi sınıfı günü geldiği zaman değiştirecektir. Bugün ki siyasi iktidar bıçağın kemiğe dayandığını unutuyor. İşsizlik, açlık, zam, zülüm haklın sabrını tüketmiştir. Halkın sabrı bitmiş yumrukları sıkılmıştır. Miting yapmak sadece bir protesto da bağırmak, slogan atma işi değildir. Felsefi ve sosyolojik bir derinliği de vardır. Farklı düşünen hareket eden dilleri, inançları farklı olan insanları bir araya geliyor. Birlikte hareket ediyor…