Yazmak istemiyorum...
Hep aynı gündem ve aynı konularda hamster gibi devinip durmaktan yoruldum.
Canım acıyor, dört harfli 'ölüm'ün ezici ağırlığından.
Yazarken yanıyorum...
Sonra Nazım'ın sözleri geliyor aklıma, güçleniyorum.
"Sen yanmazsan, ben yanmazsam, o yanmazsa nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa " diyen.
Yazmak, yanmakla aynı bu günlerde...
Dört bir yandan gelen şehit haberlerini duydukça...
Ve elden gelen başka bir şey olmadıkça...
Üç, beş,on,yirmi,kırk ...
Bitmedi,bitmiyor,bitmeyecek...
Bir ana, dokuz ay taşıyıp bir evlat doğuruyor.
Nasıl büyüttüğünü sadece anneler bilir, yazmakla olmaz.
Gözünden sakınırsın,o yerse doyarsın,uyumazsa uyuyamazsın.
Hasta olur, ağladıkça sen de ağlarsın.
Evladının canından daha çok yanar canın.
Sonra büyür, en kutsal görevini yapma yaşı gelir.
En kutsal vazife...Vatani görev olan askerlik...
Ellerine kınalar yakılır, düğünler yapılır.
En büyük asker,bizim asker! nidalarıyla bu kutsal vazife için uğurlanır.
Askerlik yapmayana iş verilmez,kız verilmez,adam yerine konulmaz çünkü.
Aslan evladım, hadi evladım, göreyim seni evladım...
...............
Sen yolunu beklerken, bir haber gelir bir gün...
Başınız sağ olsun! derler, anlayamazsın..
Şehit oldu evladın, en yüksek mertebeye ulaştı, ne mutlu sana derler...
Anlayamazsın...,
Gülüşüyle giden oğlun, uzanmış bir tahta kutuda yatarak gelir.
Bakarsın yüzüne, gülsün diye,kalksın diye,anam desin diye...
Bakmaz,gülmez,kalkmaz,konuşmaz.
Anlamak istemezsin ama aklına kahrederek anlarsın...
Bu ananın acısını yüreğimde hissetmek için, aynı acıyı yaşamak gerekmez.
Vicdanı olan her insan hisseder...Vicdanı olan!
Kendi çocuğunu bu kutsal vazifeden! mahrum bırakanlar anlamaz.
Çürük raporu alıp, 18 gün kısa dönem yaptırıp, bedelli gönderenler anlamaz.
Siyasete malzeme yapanlar anlamaz.
Villada oturup, 30 korumayla gezip, kader diyenler anlamaz.
Ama gecekondularda oturan vatandaşım anlar.
Anlar da ...
(Bu arada özel cenaze timi kurulacakmış, haberiniz ola.
Bu sektörde çalışacakların asli görevi, şehit cenazelerinde başrol oynamakmış.
Şöyle ki, cenazenin kaldırılacağı alana önceden gelip,ön sıralarda duracaklarmış.
Provokasyon yapılmasını önlemek için;
Vatan sağ olsun! diyerek ağlayacaklarmış.
Ancak yarbay Mehmet Alkan gibi canının yangısından bağıran abileri, anneleri, babaları
anında bastırıp etkisiz hale getireceklermiş.
Vatanın salahiyeti için...)