Milli Gazete’de yayınlanan reklamını sürdürmek için Milli Gazete’nin ucuz et gerçeğini deşifre ettiği haberde adı geçmemesine rağmen, “Haberi kaldırmazsan reklamı vermem” yaklaşımı gösteren İslam soslu vahşi kapital ve neo liberal düzenin sembol sömürgenlerinden BİM… ağzının payını almıştı.
Konuya dair sosyal medyadan yaptığım iki paylaşım bazı takipçilerim tarafından, “BİM’in reklamı” şeklinde algılandı.
Saygım var.
Kaldı ki kişi her ne anlatmak isterse istesin kamuoyunun ne algıladığı önemli.
Yani yorumun üstelik hemen girizgâhında, “BİM reklamı” yapıyor olabilirim.
Toplumun ne algıladığı kadar şahsımın ifade etmek istediği de önemli kanaatindeyim.
Öyleyse, “Tek reklam” kesmez. Yeni reklam verenler bulmak lazım!
**
“Basın İlan Kurumu, gazetemiz Evrensel’e bu kez de Cumhuriyet Gazetesi’nde çalışan gazetecilerin ifadeye gitmesini haberleştirdiğimiz için 3 günlük ilan kesme cezası verdi. Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat, ceza gerekçesine tepki göstererek "Evrensel, halkın haber alma hakkından asla taviz vermez" dedi…
Zaten ilan ve reklam durdurma cezası olan Evrensel'in verilen cezalarla beraber toplamda 68 günlük ilan ve reklam kesme cezası oldu.
**
Dilovası İMES OSB’de Özer Elektrik direnişi bir süre önce sona erdi.
Bu süreçte DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu’nun da yer aldığı bir açıklamada gerçekleşmişti.
2002 öncesi Gebze Yerel Basını olsa, eksiksiz temsil edilirdi.
AA’sından DHA’sına… Bölgenin ve ilçenin ajans muhabirleri, eksiksiz dizilirdi.
“Yeni Türkiye”de bölgemizden haberi takip eden tek kişiydim.
Yani düşünün: Beğenirsiniz beğenmezsiniz ayrı mesele.
DİSK ya DİSK… boru mu?
Arzu Çerkezoğlu şahsında Türkiye’nin bence en dinamik işçi konfederasyonunun genel başkanı işçi kentine direnişin desteğine gelmiş.
Gebze Basını yok..
BMİS’in Ankara yürüyüşüne dair ilçenin merkezine, göbeğine gelmiş.
Gebze Basını yok..
Çok ayrı bir yorum konusudur ama yabancı sermayeye yarısından çoğu giden, muhtemelen tamamı da gidecek olan HSK Systemair’deki direnişten gazetemiz hariç hiçbir yazılı, görsel basında satır haber yok..
Ama Özer Elektrik ile HSK Systemair’in en az bir gazetede ilanı, reklam haberi var!
**
Gebze’nin gündemine yeni giren Onat Alüminyum Profil’in ücretsiz izin uygulamalarına direnen işçileri..
Şu konuda samimiyetime inanın. Ben sormadım, sormam da. Ayıp çünkü.
Ancak ekibin sözcülüğünü üstlenen Cemil Karateke bilgilendirdiği için biliyorum.
Gittikleri gazetelerden özellikle birinin haber sitesine, bu yorumu yazarken yine girdim.
Satır yazı yok..
Ola ki varsa ve görürsem, özür dilemesini de bilerim. Şahsım adına sıkıntı yok.
Şöyle bir düşünün:
Bir gazete olarak bir gerekçeyle yurdum insanı, sıkıntısını sorunun aktarmak için size geliyor. Söylediklerini, yazmıyorsunuz..
Ve yine çok ilginçtir.
Cemil Karateke, Face’deki sayfasından anladığım kadarıyla henüz çiçeği burnunda sayılacak derecede evli.
Allah mesut bahtiyar etsin. Nikâhını da Gebze Belediye Başkanı Zinnur Büyükgöz kıymış.
Toplu fotoğraflardan birinde meramını anlatmak için gittiği gazetenin kurucusu da var.
Bana, “O gazeteyi de ziyaret edeceğiz…” dediğinde hiçbir şey söylemedim. Zaten şık ve ahlaki olmazdı.
Ama içinden geçirdim: “Çok iyi niyetlisin. Yaşa ve gör…”
İşte bundan da sebep Milli Gazete’nin BİM’e tavrı çok anlamlı, değerli, semboliktir.
Bir tarafta düzene kafa tutmanın getirdiği sorunlarla boğuşurken yaşam kaynağın olan reklamlardan birini habere ve halka olan saygısından ötürü elinin tersiyle itip biat etmeyenler..
Diğer tarafta yayın yaptığı emek/işçi yoğun kentte grev ve direnişleri, bir dramı görmezden gelip bu görmemelerinin karşılığı olarak emek sömürücülerinden reklamdır ilandır nemalanma derdindeki her dönemin iktidarları..
**
Ayhan Metal’den iki iş kazası haberi yaptıydık. İlkinde direk yalanlamaya gittiler. Direttik. Yelkenler suya indi. İş kazasını kabul edip sadece detaya taktılar. Baktılar olmuyor. Yargıyla tehdit ettiler. Yargıya falan gitmediler çünkü ola ki yargıya gitseler muhtemelen ilk oturumda, “Sanık” tarafından oturan ile “Suçlayan” yer değiştirirdi.
İkinci iş kazasında, ilkine nazaran daha objektif davrandık. İhbar sonrası haberi girmeden, firma görüşünü aldık. Yine kabul ettiler. Açıklamalarına da aynı haberin içinde yer verdik.
İhbarın kimden geldiğini öğrenmek istediler. Tabi ki öğrenemediler. Zaten neden vermediğimizi ve verilmez olduğunu, basının böyle bir hakkı olduğu üzerinden izahla anlattık.
Sonra ihbarcıyı bulma çabasında olduklarına dair duyumum oldu. Buldular mı bilmiyorum..
**
Örnekleri çoğaltmak mümkün..
Konuya dair kitap yazacak derecede deneyim sahibiyim de kitap yazmaya vaktim yok.
Bu arada başlıkta da asla tezat falan yok.
Biri zincir market, üçü sanayi kuruluşu olmak üzere dört sermaye kuruluşu ile günümüz iktidar partisi AKP kurumsalında bir parti, tek başlıkta birleşmiştir.
Çünkü AKP; ülkemizin önemli sınıfları arasında yer alan sermayeye yaklaşımını başta emek olmak üzere diğer sınıflara sergilememekte..
Sermaye üstelik uluslararası olanı dahi ülkede Anayasa ve yasa adına çiğnediği ne varsa göz yummaktadır.
Sermaye somut olarak örnekledim ki bazı haber konularının görülmemesini reklamla “ödüllendirmekte” veya BİM örneğinde olduğu gibi, “Reklamı çekerim” tarzı tehdit unsuru olarak kullanmaktadır.
Paraya biat edenler, parasıyla biat edilmesini istemektedir.
En son Evrensel’in başına gelen vakada da iktidarın ve organlarının, sermaye ile eşdeğer tutumları vardır. Elbette yadırganır tutumlardır ama sırıtmamaktadır.
Kelime sayar 750’yi görmek üzere.
Sevgili okur..
Başlıkta da tezat yoktur diyorum.
Bir de Onat başta olmak üzere şirket avukatlarına bugünlerde biraz takık halde olduğum doğrudur.
Alayına atar gider, “Beni tekzip manyağı yapmazsanız hukukçu değilsiniz” diyorum.
Şimdilik, başka da bi’şi demiyorum.