Siyasi partiler şiddet ile arasına nasıl bir mesafe koyabilir.
İlk akla gelen konu bizim gibi ülkelerde bol bol demeç vermek, açıklama yapmaktır.
Bunun da yolu "şiddete karşıyız, lanetliyoruz, tasvip etmiyoruz" gibi söylemlerdir!
Kürsülere, meydanlara çıkar bunları pekâlâ söylersiniz!
Ama yetmez...!
Bir siyasi parti gerçek anlamda şiddete karşı olduğunu ikna edici üslupla anlatmalı.
Şiddetle ilişkisi olan üyelerini siyasetten tavsiye etmesi gerekir.
Örneğin Ak Parti Gazeteci Ahmet Hakan'a saldırıda bulunan üç üyesini tedbirli olarak partiden ihraç etti.
Doğru bir karardı.
Ancak Hürriyet Gazetesi'nin önünde bir gurup saldırganla camı çerçeveyi kırdırtan veya oradaki kalabalığı tahrik eden milletvekili kahramanlar gibi karşılandı.
Ak Parti kongresinde önemli bir kurula seçilecek desteği buldu.
Eğer bahsi geçen vekil hakkında partisi her hangi bir ceza-i yaptırım uygulamış olsaydı Gazeteci Ahmet Hakan saldırısı belki yaşanmazdı.
Belli ki, bahse konu vekilin marifetleri parti içinde bazı çevrelerce destek buldu.
Hiç kimse çıkıp ta "sana yakıştı mı, koskoca vekilsin" türünden tepki bile vermedi.
Üstelik bir kahraman gibi karşılanması, iltifat görmesi elbette toplumun belli bir kesimi tarafından rencide edici bulundu.
Ne diyelim bilmiyorum, siyasi hırslar bazen utanma duygusunun önüne geçer.
Bunların hepsi demek ki yaşanabilir.
Önemli olan yaşananlardan ders çıkartabilmektir.
Aynı durumda bir başka partinin üyesi, delegesi veya milletvekili böyle bir saldırgan tavır içerisine girmiş olsa aynı tepkiyi fazlasıyla göreceği kanısındayım.
ANAP Döneminde yerel ölçekte buna benzer olmasa bile bazı gözdağı türünden sözlü sataşmalar geçmişte yaşanmıştı.
Ancak bu tür organize olmuş "menfaat karşılığı" gazeteci dövdürme olayı belki de ilk defa yaşanıyor.
Yanlış anlaşılmasın menfaat karşılığı olayını yaygın basında çıkan mahkeme tutanaklarından alıntı yaptım.
1990'lı yıllar ve sonrası çok sayıda gazeteci, bilim insanı öldürüldü.
Bunların bir kısmının failleri bile henüz ortaya çıkartılmış değil.
Geçmişte yaşanan faili meçhul cinayetler sonucu öldürülen gazetecilerin, bilim insanlarının failleri ortaya çıkartılmış olsa kimse bu tür saldırgan tavır içerisine girme cesaretini gösteremez.
Artık bu ülkede hiç bir şeye insanlar şaşırmıyor.