Kişisel görüşmeleri ve sohbetleri haber ve yorum konusu etmek ne derece doğru bilmiyorum ama kaldı ki Çayırova Belediyesi Sosyal İşler Sorumlusu ve Çayırova’daki Vefa Koordinasyonu ekipleri saha sorumlusu Serdar Küçük’ün şu yaklaşımı çok enteresan..
Kaldı ki “özel” görüşme gibi gözükse ilgili haberde eş zamanlı kullandığı yanıt hakkına dair ilk yazılı açıklamasıdır. Günün ilerleyen saatlerinde, telefon görüşmesi ile demeç yenileyip tazelediğinde, biraz da o yaklaşımına yanıtını anında vermiş olmamdan sebep tekrarlamamıştır.
Ola ki tekrarlasa idi, ikinci yanıtım ilki kadar adabında sertlik içeren bir düzeyde kalmazdı.
**
CHP Çayırova İlçe Başkanı Cihan Soyluçiçek ile ilk bölümü bugün gazetemizde, tüm bölümleri yarından itibaren sitemizde yer alacak seri röportaj görüşmemizde kendiliğinden bir iddiada bulundu:
Soyluçiçek, bir vatandaşın kendisine özetle, “Bana belediyeden Vefa ekipleri ile koli geldi. İhtiyacım yoktu, almadım. Ancak koliyi aldığıma dair kayıt tutuldu” dediğini anlattı.
Bu iddia, habercilik refleksi ile röportajın ana temasının dışında, tamamen ayrı haber konusu iddia idi.
“Yüz kızartıcı” iddia özelliği taşımasından ötürü de yanıt hakkının eş zamanlı kullandırılması gereken bir iddia tipiydi.
Muhatabı Serdar Küçük ile ilk diyaloğu Facebook özel iletişim ağı Massenger üzerinden kurdum:
“Abi hiç sıkıntı yok… Cihan Bey istediği gibi haber yaptırabilir.”
Serdar Küçük ile birbirimizle ilk defa tanışan eden kişiler değiliz. Eksik olmasın. Yaşımdan sebep hitap ederken saygısını ifade eden biçimi tercih ediyor ama ikinci cümle, şahsım adıma tam bir facia.
Beni en çileden çıkartanı ise bu gibi durumların ekseriyetle pazar gününe denk gelmesi.
Tamam. Pazar günü de çalışıyoruz ama günün adının pazar olmasından sebep, beraberinde getirdiği bir keyfiyet söz konusu.
Bence kişi, ağzından sözlü veya elinden yazılı çıkan her ifade tarzının ne anlama gelebileceğini de sorgulamalı.
**
Çayırova Belediyesi önünde önceki perşembe günü akşamı CHP Çayırova İlçe Başkanı Cihan Soyluçiçek ile Serdar Küçük arasında yaşanan, malum sebepli malum diyaloğu hatırlatmanın gereği yok.
Vakayı yorumlamak gerekirse ve elbette ki bence..
Serdar Küçük, haddini aşan bir yaklaşım sergilemiştir.
Video görüntülerinden gördüm. Vaka yerinde Hizmet-İş Sendikası Kocaeli Şube yönetimi üstelik icra heyetinden Mali İşler Şube Başkan Yardımcısı İbrahim Çınar vardır. Çınar şahsında, sendikaya rağmen müdahalede bulunma trollüğünü, “cesareti”ni göstermiştir.
Yanılmıyorsam Serdar Küçük dâhil veya harici fark etmez, belediyenin kadrolu veya taşerona bağlı işçilerinin örgütlü olduğu sendikadır.
Küçük ve yanındaki bir iki trolün Soyluçiçek’e atar gideri sadece Soyluçiçek şahsında CHP Çayırova İlçe Başkanı’na değil üyesi olsun olmasın, ilimizde Büyükşehir ile birlikte sekiz ilçede örgütlü bir sendikanın şubesine, sendikaya saygısızlıktır, ahlaksızlıktır, ayıptır, terbiyesizliktir.
**
Temeli 12 Eylül 1980’de atılan..
Günümüzde de 2002 model yeni versiyonuyla, “Yeni Türkiye” adlandırması ile süren vahşi kapitalizm ve neo liberalizm..
Emperyalist projenin topluma yönelik hamlesi gereği “ahlak” ve “etik” adına her ne varsa yerle yeksan etmiştir.
Darıca Belediye Meclisleri’nde görev alıp Darıca Belediyesi’nin sosyal tesislerinin işletmecilerine konan AKP zevatına gerek Belediye Başkanı Muzaffer Bıyık gerekse Ufuk Acay başkanlığındaki ilçe teşkilatının “Hayırlı olsun” ziyaretlerinin..
Her iki zevat ve oluşumun sosyal medyalarından aleni paylaşımı dahi şunun net göstergesidir ki..
İslam kılıflı vahşi kapitalizm ve neo liberalizm ahlaka, etiğe, değerlere sığmayan her ne varsa, “Normal” ve “Sıradan” hadiseler gibi topluma enjekte etmeyi, toplumsal zehirlemeyi sürdürmektedir.
Bundan sebep Serdar Küçük ve beraberindeki trol modellerinin o tavırları kendilerince gayet doğal olabilir..
Her kime ne şirinlik muskası yapacaklarsa bir fırsatı değerlendirmektedirler.
Serdar Küçük’ün şahsıma yönelik, “Cihan Bey istediği gibi haber yaptırabilir.” yaklaşımı da kendisini teşhiri..
Her aynaya baktığında gördüğü her ne varsa, başkasında da var zannetmesinden ötürüdür.
Uğur Mumcu ne demiş…
“Haklıdan yana değil, güçlüden yana olanlar korkak ve kaypak olurlar. Güç merkezi değiştikçe dönerler; fırıldak olurlar”
İşte bundan sebep ki daha düne kadar dümdüz gittiği AKP’de bugün İçişleri Bakanlığı’nı fedai konumunda üstlenenler de Serdar Küçük ve emsallerinin, sosyal medyadaki sayfasının kapağında yer aldığı şekliyle, rol modelleridir.
Ancak Serdar Küçük ve birkaç arkadaşının pas geçtiği bir detay daha vardır ki..
Bugün Çayırova Belediyesi’nde de en düşük işçi maaşı 4 bin 200 TL ise onu önce belediye başkanlarının etrafındaki şakşakçı trollere değil başta belediye emekçileri olmak üzere tüm emekçilere, sendikalarına..
Bir de bu koşullarda dahi AKP’li belediyelerden daha yüksek maaşlı toplu sözleşme imzalayan CHP’li belediyelere borçludur..
Kendileri inkar edebilir, farkında olmayabilir ama içlerinde yer aldıkları sınıfa, emekçi sınıfına borçludur..
Diyorum.
Anlayana diyorum..
Başka da bi’şi demiyorum..