Korkusuzluk bu, ne karakolda işkenceye gelir, ne mahpus damına düşmeye. Ne de insanlar canlarını verirken, mevki makam kaybeder miyim diye düşünmeye…
Korkusuzluk bu kime yoldaşlık edeceğini iyi bilir. Korkusuzluk Antakya’da öldürülen 22 yaşında ki Ahmet Atakan gibi '’Ölüm bize şehadettir biz korkmayız ölümden, boyun eğmek sefalettir biz korkmayız zalimden'' demeye gelir.
Katline ferman yazanların eşkâlini önceden bilmektir bu. Faili meçhul sayılmasın diye şu faili meşhur. ''Ali İsmail'i ve Abdullah'ı polis öldürdü'' demektir. Eğer ölürsem hani demektir. Ve herkes görsün diye bir internet sayfasının son paylaşımına not düşmektir.
Acılar içinde pişmektir bu. Ve sevmektir ahı, kederi.'' Bağdat’ta yanan çocukların acısı kadar acımasız olacağız bu kovboylara.. Bağdat’ta yananların ahı kadar adaletli olacağız'' demektir.
Emperyalizme boyun eğmemektir. Bilmektir de aynı zamanda asıl düşmanı. Ortadoğu haklarının çorbasına kaşıt atanları, canına göz koyanları bilmektir. '' Bu kan denizinin Dalgalarıyla Yankeleri boğacağız'' demektir. Barış.
22 yıllık ömrüne 22 milyar insanı sığdıra bilmektir. ''Lazkiye’de tecavüze uğrayan analar, kadınlar bizim analarımız bacılarımız'' diye bilmektir ve daha baba bile değilken, doyasıya öpememişken bir güzelin yüzünü, '' Öldürülen çocuklar Kardeşimizdir. Oğlumuzdur.'' diye bilemek, bunu hissede bilmektir.
İnsanlıktır bu. Devletin elektrikleri kesip sokakları karartmaya çalıştığı, isyan ateşlerinin aydınlattığı bir gece barikatta direnmektir.'' Gecenin bu saatinde Ali’yi, ailesini, Abdullah’ı, ailesini'' düşüne bilmektir. ''Çünkü yüreğim yanıyor karşı gelemiyorum'' diye bilmek ''Fitnecinin fesatçının karşısında dimdik duruyorum çünkü benim vicdanım şeref dolu, yüreğim deli kanlı'' yazabilmektir.
Şimdi ''Büyük adam olamadıysak hayallerimizi satmadık ya'' yazan duvarın dibinde uzaklara bakarken duran fotoğrafın, bize alçakların egemen olduğu bir ülkede kim adam, kim insan diye sorgulatır arkadaşım. Yoksa biliriz elbet hayallerini satmadın ve kimsenin sattırmayacaktın.
Şimdi Ernesto Che Guevara’yla birlikte Antakya dağlarında başlamıştır yolculuk. Elbet ‘’ Ölüm sefa gelir, hoş gelir’’ senin gibi ölene fakat sen daha yaşayacaksın be çocuk.