AÇLIK

Tuncer Altunbulak

Açlığın nasıl bir hal olduğunu herkes bilmez, karnı toklar hiç bilmez, bilenlerin çoğu da benim gibi yanlış veya eksik bilirler. Doğal olarak açlık çekenler daha iyi bilirler yiyeceklerin kıymetini. Yoksul doğmuş, yoksul yaşamış ve yoksul olarak ölmüşler bilirler suyun değerini. Çölde yaşayanların daha iyi bilmelerine benzer açlığın nasıl bir hal olduğunu. Ben 60 yaşında öğrendim ki o zamana kadar da açlığı dibine kadar yaşamış biri olarak, açlığın çok geniş bir kavram olduğunu zengin bir arkadaşımla gittiğimiz lüks bir restorantta öğrendim. Dilimizdeki gizemli olan açlık kelimesinin tam manasını o gün öğrendim bence. Kullandığımız kelimelerin en gizemlisi ve en trajiği açlık kelimesidir. Bu kelimeyi ne yazık ki kendi ifadesi olmayan her yerde kullanıyoruz. Uğruna büyük mücadeleler verilmiş hatta ölünmüş kelimelerin en başında gelir. Ona yaklaştığımız zaman üzerimize atlar bir kaplan gibi paramparça eder bizi. Açlık konusunda birçok kitap okumuştum daha da trajik olanı açlıktan ölen insanlar da gördüm. Çünkü açlığı aile olarak dibine kadar yaşamıştık. Arkadaşımla gittiğimiz o restorantta yemekler çok pahalıydı, hiç görmediğim ve adını bile duymadığım yemekler vardı. Varlıklı kimselerin yaşadığı sosyetenin ve politikacıların yemek yedikleri lüks bir yerdi ve Türkiye’nin çok zengin bir semtindeydi. İtiraf edeyim hesap ödeyenlerden hiç kimsenin zorlandığını da görmedim. Para üstü alanı da görmedim. Ailecek gelenler bir etek para bırakıp gidiyordular. Benim hesap ödeyenleri izlediğimi gören arkadaşım senin bir saattir bana anlattığın açlık yanlış değil ama eksik, her şey de olduğu gibi açlığın da birkaç çeşidi var. Senin aldığın maaşla da bir defa yemek yemeye yetmez. Bu senin için bir açlık değil midir? Şu an açlıktan ölecek kadar yokluk içinde değilsin ama açlığın genel felsefesine göre sen açsın. Yan tarafımızda yemek yiyenler dana filetosu yiyorlar sen hiç böyle bir yemek yedin mi? işte bu da senin için bir tür açlık sayılmaz mı? Bu restoranttaki hizmetçilerin aldığı günlük bahşiş inan senin aldığın maaştan daha fazladır. Burada garsonlar maaş için değil daha çok bahşiş için çalışırlar. Hem sonra buraya herkesi de almazlar. Çalışanların çoğu bu işin eğitimini almış insanlardır. Şimdi sen hizmetçiliğin öğrenecek nesi var hizmet edersin biter diyorsun, öyle değil tabi. Buraya gelenler kendilerine iyi davranacak, nazik ve kibar olacak, hiçbir şeye itiraz etmeyecek, konuşmayacak veya neyi nasıl konuşacağını bilecek insanlar isterler. Bütün bunları sen yapabilir misin? Yapamam gerçekten hiçbirisini yapamam ama bir şey öğrendim; buralardan geçerken yoksulsanız gerçekten doğduğunuza pişman olur yaşama isyan edersiniz. Açlık olarak bildiğimiz şey çoğumuzun yemek açlığı. Mesela sadece yemek yemek konusunda değil açlık giyim konusunda da kendisini gösterir. Lüks mağazaların önünden geçerken camekândan gördüğüm ceketler, pantolonlar, gömlekler alamadığım için gerçekten duygularımı kamçılamıştır. İşte bunun için istiyoruz biz adaleti, hakkı, hukuku. Hakkın, adaletin ve hukuksuzluğun olduğu her yerde yoksullar her bakımdan her şey için büyük açlık çekerler. Mesela ülkemin görmek istediğim yerlerini gidip göremediğim için gerçekten çok üzgünüm. Bana Türkiye’deki sarayları hanları hamamları ülkenin en güzel yerlerini, lüks otellerini say deseler sayamam. Çünkü gidip hiçbirisini görme şansım olmadı. Yani ben çok sevdiğim uğruna hayatımı hiç çekinmeden vereceğim ülkemin yabancısıyım. Dışardan gelen turistler bu ülkeyi benden çok daha iyi tanıyorlar. Yani ben isyan etmeyeyim de ne yapayım şimdi. İnsanlığımdan utanacak hale getirdiler. Açlık bu kadar da değil, benim açlığımın tersinden bir de. Varlık ve tokluk içinde açlık çekenler var. Allah onlara da böyle bir bela vermiştir ruhları ve gözleri asla doymaz ve hep bana rab bana derler. Her şeye sahip olsalar daha daha derler bu kötülük dikenleri. Aslında en büyük açlık toplum olarak çektiğimiz eğitimsizlik açlığıdır. Elbette ki gerçek bir eğitimden söz ediyorum. Yıllardır bu ülkeyi idare edenler ve ülkenin kapitalistleri el ele vermiş ülkemin halkını eğitimsiz bırakmak için söz birliği yapmışlardır. Bu yüzden okullarımızda edebiyat, sanat, bilim, felsefe dersleri yok denecek kadar azdır. Bugün halk olarak edebiyattan, sanattan söz etmiyorsak bunun sebebi bu ülkenin kapitalistleridir

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.