ACILAR PAYLAŞTIKÇA AZALIR...!

İsmail Kadı

 

Cumartesi gününden beri toplumun önemli bir bölümü yas tutuyor.

Saldırıların olduğu akşam Moda Giyim’in önünde toplanan insanlar Ankara’da katledilen barış aktivistlerini andı.

Yürüyüş süresince derin bir sessizlik hakimdi.

İnsanlar kızgın ve öfkeliydi.

İlk defa sivil toplum temsilcilerini bu denli kızgın aynı zamanda öfkeli gördüm.

Çünkü iktidarın son 5 yılında toplumda derin ayrışmalar yaşandı.

Buna rağmen sokağın sağ duyusu hep galip geldi.

Önceki akşam Eğitim-Sen’in öncülüğünde toplanan kalabalık eski Öğretmenevi’nin önünden yürüyüşe geçti.

İlk defa sokaktaki insanın yürüyüşçüleri alkışladığını gördüm.

İnönü Parkı’nın önüne kadar yürüyüş devam etti.

Burada Eğitim-Sen’li yöneticiler Ankara’da canlı bombaların saldırısı sonucu ölen insanların durumu hakkında bilgi verdi.

Gebze’de çok sayıda insanın yakından tanıdığı Sevgili Niyazi Büyüksütçü’nün cenazesine katılmak üzere Bolu’nun Mudurnu ilçesine gittiler.

Niyazi öğretmen Gebze’de Eğitim-Sen kuruluşunda aktif görev alan örgütlü yaşamayı her alanda savunan bir aydındı.

90’lı yıllarda sendikal hakların elde edilmesinde çok önemli katkıları oldu.

Gebze’den vefalı dostları onun sonsuzluğa yolculuğunda yalnız bırakmadı.

Kent Meydanı’nda anma toplantısında Niyazi Büyüksütçü anısına konuşmalar yapıldı.

Gözler doluydu, insanlar son derece üzgündü.

Böyle günlerde konuşmalar yapılırken sözcükler insanların yüreğinde düğümlenir.

CHP’li Meclis üyesi Dilek Tan’ın Ankara saldırısında üç kuzeni hayatını kaybetti.

Onlarda geçtiğimiz pazar günü Kağıthane’de toprağa verildi.

Acılar paylaştıkça azalır...

Hiç aklımdan çıkmaz çocukluğumuzda komşularımızdan vefat eden olunca uzunca bir süre yas tutulurdu.

O zamanlar televizyon yoktu, radyo vardı.

Aile büyüklerimiz radyonun bataryasını sandığa koyar ve kilitlerdi.

Olur ya çocuklar yanlışlıkla radyoyu açar komşunun acı gününde saygısızlık yapılmasını istemezdi.

Günlerce yas tutulurdu, komşunun acısı diğer komşular tarafından paylaşılırdı.

Şimdi bakıyorum insanlar acı paylaşmayı bir kenara bırak üç günlük ulusal yas ilan edildi.

Resmi kurumların pek çoğu bu kararı görmezden geldi.

Suudi Arabistan Kralının ölümüne gösterilen duyarlılık bizim ülkemizde, başkentimizde yaşanan hunharca bir katliamda hayatlarını kaybeden genç yaşlı çok sayıda insanın ölümüne gösterilmedi.

Pazartesi akşamı yürüyüş sırasında yol kenarında iki genç kortejde bulunan insanları tahrik etmek için “Niye elinizde bayrak yok” diye sataştı.

CHP’li gençler duruma müdahale etmek istedi.

Eğitim-Sen’li yöneticiler konuyu yatıştırdı.

Hiç unutmuyorum iki yıl önce aynı yerde Sivas Madımak katliamının yıl dönümünü anmak için 6 kişi yaşları 15 civarında olan çocuklar ara sokaklardan çıktılar kalabalığı tahrik etmek istediler.

Bu duruma tepki gösteren CHP’li vekil Prof. Dr. Hurşit Güneş’e polisler gaz sıktı.

Daha sonra öğrendik ki o çocukları oraya kasıtlı olarak yönlendirilen birileri vardı.

Dönemin Emniyet Müdürü  Abdulkadir Demir bu görevliyi Kocaeli’ne gönderdiğini söyledi.

Önceki akşam aklıma ilk gelen  bu konu oldu.

Yürüyüşe katılan insanların canları yanmış.

Çok sevdikleri arkadaşları, dostlarını kaybetmişler Allah göstermesin bir anda dışarıdan insanları tahrik eden bu şahısları linç edebilirdiler.

Bu tür yürüyüşlerde birinci derece de sorumlu görev alan kişiler daha dikkatli ve temkinli olmalı.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.