Kontrolden çıkmış araba misali, yokuş aşağı gidiyoruz sanki.
Sağa sola çarpan çarpa...
Güzel şeyler yazmak nasip olmadı henüz.
Düşünüyorum, düşünüyorum bulamıyorum.
En kısa zamanda güzel şeyler yazmak için neler mümkün?
Ekonomi, eğitim, sağlık...
Hangisini tutsak, elimizde kalıyor.
Yakınıp, sızlanarak yola devam etmekten başka bir şey yapmıyoruz.
Ataletin koynunda mışıl mışıl uyuyor ve habire istiyoruz.
Namussuz koca, namuslu hanım istiyor.
Tembel öğretmen, çalışkan öğrenci istiyor
Zina yapmış genç, el değmemiş kız istiyor
Sahtekâr amir, dürüst memur istiyor.
Çalışmadan çok zengin olalım isteriz.
Çalışmadan zengin olmak , son yılların trend yaşam şekli.
Az yalakalık kâfidir.
İnsanlar tarafından sevilmek isteriz ama biz kimseyi sevmeyiz.
Bakıyoruz, görmüyoruz.
İşitiyoruz, duymuyoruz.
Dokunuyoruz, hissetmiyoruz.
Çok konuşuyoruz, az iş yapıyoruz
Çok iş yapanlara söz vermiyoruz.
Dua yapmıyoruz. Talep ediyoruz.
Alim ile bileni karıştırıyoruz.
Duymayacak kadar kör, görmeyecek kadar sağırız.
Dirilişi (yürek olarak) kendimizden değil, dizilerden bekliyoruz.
Tarihin öznesi değil nesnesi oluyoruz.
Kahraman bekliyor, kahraman olmuyoruz.
Ölümlüyüz ama ölümsüz gibi yaşıyoruz.
“Gelin birlik olalım” yerine, gelin bizden olalım diyoruz artık.
Faizi biz alır, kumarı biz oynarız ama suçu siyonizme atarız.
Okumayız ama milletin cahilliğinden bahsederiz.
Günah işlememek için değil, tekrar işlemek için tövbe ediyoruz.
Bilgimiz yok ama fikrimiz çok.
Dünyada yaşıyoruz ama cennet rahatlığı bekliyoruz.
Cehennem’in var olduğunu söylüyoruz ama yokmuş gibi yaşıyoruz.
Artan hastahanelerle beraber hastalıklarımızda arttı.
Artan adalet saraylarımızla beraber adalet arayışımızda arttı.
Artan iletişim cihazlarımızla beraber insanlarla iletişimimiz azaldı.
Artan paralarımızla beraber infakımız azaldı.
Kendi hocamıza asrın en iyi hocası muamelesini yapıyoruz ama başkası aynı şeyi yapınca ona kızıyoruz.
İçkinin sarhoş ettiğinden daha fazla dünyanın sarhoş ettiğinin farkına varmıyoruz.
Kendimizden, evimizden önce dünyayı değiştirmeye çalışıyoruz.
Örtünüyoruz ama daha fazla görünmek için.
Evleniyoruz ama boşanmak için.
Okuyoruz ama diploma için.
Seviyoruz ama karşılık bekliyoruz.
Oruç tutuyoruz ama sadece midemizle.
Zekât veriyoruz ama başa kakmasıyla.
Hac yapıyoruz ama turistlik bir seyahat gibi.
Kelimei Şehadet getiriyoruz ama sadece dilimizle.
Diziler fuhuş pazarlıyor.
O dizilere reytingi biz yaptırıyoruz.
Ama kızlarımızın namuslu olmasını istiyoruz.
Dini kültür, ahlakı bilgi olarak görüyoruz ama toplumun dört dörtlük olmasını istiyoruz.
Her şeyi biz yapıyoruz. Suçu şeytana atıyoruz
Şeytan desturla girer oldu oysaki, insanların yanına.
Velhasıl kelam, zaman kötü ....
Bu kötü zamanın mimarı da biziz.
Bunlardan çok daha iyisi nasıl olur?
Koy, erik dalı gevrektir türküsünü usta!