İstanbul Atlas Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dil ve Konuşma Terapisi Bölüm Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Merve Savaş, Nisan Otizm Farkındalık Ayı vesilesiyle yaptığı açıklamada otizmli çocukların dil ve konuşma gelişiminde yaşanan sorunlar ve bu sorunlara yaklaşımla ilgili değerlendirmede bulundu. Dr. Merve Savaş, erken müdahale süreçlerinin planlanması gerektiğini söyledi. Dr. Merve Savaş’a göre bebeğin 0 ile 3 yaşlarda gülümsememesi, 4 ile 7 ay arasında babıldamaması, 7 ile 12 ay arasında sadece işaret etme gibi belirli jestleri kullanması ve çok sınırlı oranda ses çıkarması mutlaka dikkate alınmalı.
Otizm dil becerilerinin sergilenmesinde engel oluşturabilir
Otizmli çocukların dil gelişiminde gecikmeler görülebildiğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Merve Savaş, “Otizm, sosyal iletişim ve etkileşimde belirgin kısıtlılık; tekrarlayıcı ve basmakalıp ilgi ve davranışların varlığı ile karakterize olan nörogelişimsel bir bozukluktur. Otizmli çocuklarda dil gelişimindeki gecikme ile birlikte dış dünyaya ve diğer insanlara ilgi ve yönelimdeki sınırlılıklar, çocuğun var olan dil becerilerini sergilemesinin önünde engel teşkil etmektedir” dedi.
Otizmin erken dönemde tespit edilmesi önemli
Otizmin erken dönemde tespit edilmesi ve erken müdahalenin önemini vurgulayan Dr. Öğretim Üyesi Merve Savaş, “Güncel araştırmalar otizmli çocukların çevrelerinde olup biten olayları sağlıklı akranları kadar iyi düzeyde algılayabildikleri, dış dünyayı anlamlandırabildikleri ve hüzün, neşe, endişe gibi pek çok duyguyu yaşantıladıklarını ortaya koymaktadır” şeklinde konuştu.
Ağlama paternlerine ve göz kontağında sınırlılığa dikkat edilmeli
Bebeklerde otizme işaret edebilen bulguları mümkün olan en erken dönemde tespit etmeyi amaçlayan pek çok bilimsel çalışmanın sürdürüldüğünü kaydeden Dr. Öğretim Üyesi Merve Savaş, “6-12 aylık bebeklerde monoton ağlama paterni, göz kontağında sınırlılık, belirli duyulara karşı aşırı hassas olma gibi belirtilerin görülmesi durumunda erken müdahale süreçleri planlanabilmektedir” dedi.
Bebeğin çıkardığı sesler iyi gözlemlenmeli
Sağlıklı bebeklerin geçtikleri dil gelişim evrelerinden bahseden Dr. Öğretim Üyesi Merve Savaş, 6 hafta ile 3 ay arasında gığıldama, 3 ile 6 ay arasında babıldama, 6 ile 9 ay arasında tekrarlı babıldama görülmesi gerektiğini, 12 ile 18 ay arasında ise tek sözcük üretiminin gerçekleşmesinin beklendiğini söyledi. Dr. Öğretim Üyesi Merve Savaş, “Görülebilen en küçük sapmaların mümkün olan en erken evrede tespit edilmesi, dil ve konuşma terapistlerinin yer aldığı multidisipliner ekiplerce erken müdahale ve aile eğitimi süreçlerinin planlanması önemlidir” açıklaması yaptı.
Bu belirtiler mutlaka dikkate alınmalı
Bebeğin 0 ile 3 yaşlar arasında gülümsememesi, 4 ile 7 ay arasında babıldamaması, 7 ile 12 ay arasında sadece işaret etme gibi belirli jestleri kullanması ve çok sınırlı oranda ses çıkarmasının mutlaka dikkate alınması gerektiğini vurgulayan Dr. Öğretim Üyesi Merve Savaş şunları söyledi:
“Bebek; 7 ay ile 2 yaş arasında başkalarının ne söylediğini anlamıyorsa, 12 ile 18 ay arasında yalnızca birkaç sözcük üretiyorsa, 18 ay ve 2 yaş arasında ürettiği sözcükler hiç anlaşılmıyorsa, 1,5 ile 3 yaş arasında sözcükleri dizip cümle kullanmıyorsa, 2 ile 3 yaş arasında akranları ile iletişime geçemiyor ve oyun kuramıyorsa mutlaka uzmana başvurulmalıdır. Bu bulgular dil gelişiminde ciddi gecikmeye işaret edebilmekte; tıbbi ve gelişimsel değerlendirme gerektirebilmektedir. Nörogelişimsel geriliği ya da riski olan bebeğiniz varsa vakit kaybetmeden profesyonel yardım alınız.”
Farkındalık artıyor, erken müdahale uygulamaları yaygınlaşıyor
Ülkemizde otizme ilişkin toplumsal farkındalığın artmasıyla birlikte erken müdahale uygulamalarının giderek yaygınlaştığını ifade eden Dr. Öğretim Üyesi Merve Savaş, “Erken müdahale, multidisipliner bir yaklaşımla aile ve bebeğin kuşatılması ve bu yolla gelişimsel geriliklerin önlenmesi yönündeki tüm girişimleri kapsayan uygulamaları ifade etmektedir. Son yıllarda otizm tanısı alan bebeklerin sayısındaki hızlı artış; sağlık profesyonelleri ve erken çocukluk döneminde görev alan meslek uzmanları arasında iş birliğinin güçlenmesi gerektiğini ve nitelikli erken müdahale uygulamalarının önemini gün yüzüne çıkarmaktadır. Otizm ve diğer pek çok gelişimsel geriliğe yol açan bozuklukların sağaltımında ailelerin psiko-sosyal yönden desteklenmeleri ve etkili terapötik müdahalelerin gerçekleştirilmesi vazgeçilmez unsurlar arasında yer almaktadır” diyerek sözlerini sonlandırdı.