42 yıldır aydınlatılmıyor

BARBAROS TANTAN

İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi önünde sol görüşlü 7 öğrencinin ölümü ve 41 öğrencinin de yaralanmasına sebep olan 16 Mart bombalı saldırının üzerinden ise tam 42 yıl geçti. Katliamın sorumluları bilindiği üzere cezasız kaldı.
Katliamı anımsayalım...
İstanbul Üniversitesi'nden öğle üzeri saat 13.20 sularında saldırı tehdidine karşı toplu çıkış yapan Hukuk ve İktisat Fakültesi öğrencilerinin üzerine Beyazıt yönünde koşan daha sonra adının Zülküf İsot olduğu öğrenilen kişi "Kahrolsun komünistler" diye bağırarak bomba attı. Patlayan bombanın hemen ardından da öğrencilerin üzerine yaylım ateşi açıldı. O gün üniversite kapısında 5 devrimci öğrenci yaşamını yitirirken, daha sonraki günlerde 2 öğrencinin daha hayatını kaybetmesi üzerine ölü sayısı 7'ye çıktı.
Yaşanan saldırıda Hatice Özen, Cemil Sönmez, Baki Ekiz, Turan Ören, Abdullah Şimşek, Hamit Akıl ve Murat Kurt isimli öğrenciler hayatını kaybederken, 41 öğrenci de yaralandı. Öğrencilerin üniversiteyi işgal etmesi üzerine İstanbul Üniversite Senatosu, okulu süresiz kapattı. Devrimci
öğrencilere dönük saldırı geniş kesimlerin tepkisiyle karşılanırken, katliamda hayatını yitiren devrimcilerin cenazesi çok görkemli oldu, DİSK 2 gün süreyle 2 saat iş bırakarak "Faşizme İhtar" eylemleri düzenledi.
Olaydan sonra Ülkü Ocakları İstanbul İl Başkanı Orhan Çakıroğlu, o dönem Ülkü Ocakları'nda görevli Mehmet Gül, dönemin MHP İstanbul İl Başkanı Kazım Ayaydın ve Ahmet Hamdi Aksoy gözaltına alındı. Sanıklardan Sıddık Polat ise Elazığ'da yakalandı. 1978 yılında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı olayla ilgili soruşturma başlattı. 17 kişi hakkında takipsizlik kararı verilirken, diğer sanıklar hakkında 'idam' istemiyle İstanbul 1 No'lu Sıkıyönetim Mahkemesi'nde dava açıldı. 15 ay süren yargılama sonunda, Polat 11 yıl hapis cezasına mahkûm edilirken, diğer sanıklar delil yetersizliğinden beraat etti. Askeri Yargıtay'ın 5 Ekim 1982 tarihli kararından sonra Polat da beraat etti.
Tam 30 yıl sonra,
İstanbul 6. Ceza Mahkemesi'nde 20 Ekim'de bu katliamla ilgili davada için aldığı zaman aşımı kararı alındı.
Ve bu karar Yargıtay 1. Ceza Dairesi tarafından da 2 yıl sonra onandı. Böylece, 7 kişinin ölümü onlarca kişinin yaralanmasına yol açan, örgütlü ve planlı bir biçimde gerçekleştirildiğine dair çok sayıda kanıt bulunan 16 Mart katliamı, tarihin tozlu raflarına terk edildi.
Tek kontrgerilla davası olma özelliği taşıyan dava hakkında İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nin verdiği zamanaşımı kararının, derin devletle hesaplaşmak için açıldığı öne sürülen Ergenekon davasının başlamasıyla aynı güne gelmesi de tarihe bir ironi olarak geçti.
Hukuk mu dediniz ?

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.