Beni böyle yazılar yazdıran yaşamın içine tüküreyim...1975-2015...
Tam 40 yıl geçmiş aradan.Hala aynı konular,hala aynı cinayetler,hala sen-ben kavgası...
1975 Yılında katledilen yurtsever felsefe öğretmenimin ardından
yazılmıştır bu yazı:(Ailesi öğretmenimin adının yazıda geçmesini istememiştir.)
YALAN SÖYLEDİN ÖĞRETMENİM
-----------------------------------------------------------------------------
Tanrısal sevmelerin erdemini senden öğrendim.Yaşamın peşin yargılarından korunmayı,ezilip bükülmeden yaşadığım kentin kaldırım taşlarıyla hesaplaşmayı,insanı sırtından vurmamayı senden öğrendim öğretmenim...
Lacivertin asilliğini,siyahın düğmeli dolaşmasını,beyazın namuslu güzelliğini,kocaman bıyıklarındaki düşünce kıvrımlarını,özünün sözünün güzelliğiyle birleştirerek bizlere sunardın...
Okulumuzun yolu çamur doluydu.Ama öğretmenimin ayaklarına çamur değmezdi...Yüreği gibiydi ayakkabıları pırıl pırıldı...
Senin zamanında öğretmenler günü yoktu.Sana övgüler sunamadık...Yakana kırmızı karanfiller takamadık...Ne yaman öğrenciler yetiştirdiğini göremedin...Karanlıklara ışık yakarken
karanlık bir kurşun seni öğrencilerinden ayırdı...Adı Aydın olan bir kentte seni karanlıklara verdik...
Senden boşalan kürsüleri doldurmaya çalıştım ama,senin gibi öğretmen olamadım...
Senin yerin dolmadı,dolmuyor öğretmenim...
Sana kırgınım öğretmenim...Hani senin sadık dostların bizlerdik...
Yani öğrencilerin...Yalan söyledin öğretmenim...bizleri bırakıp çekip gittin...
Şimdi ne öğretmenler sen,ne öğrenciler biz...Ekmeğimiz gibi bizler de bozulduk ...Bozulduk öğretmenin...
SENİ VURAN ELLER KIRILSIN ÖĞRETMENİM...
Işılar içinde uyu...(Öğretmenim)
Bir İsmail ÇANKAYA Klasiğidir...