348’i kesinleşmiş 392 çocuk gebeliği

Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde 348’inin gebeliği kesinleşmiş 392 çocuk gebeliği vakasının örtbas edilmeye çalışıldığı ortaya çıktı. Skandalın ardından doktorlar hakkında soruşturma açıldı

İstanbul Küçükçekmece’deki Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne 5 ayda gelen 115 çocuğun hamile olduğu halde adli makamlara bildirilmediğinin saptanmasının ardından, Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde de benzer bir skandalın yaşandığı ortaya çıktı.

ODA TV’den Barış Terkoğlu’nun haberine göre, 7 Mayıs 2018 tarihinde yapılan şikâyetle ortaya çıkan skandalda, 2017 yılı boyunca 348’inin gebeliği kesinleşmiş 392 çocuk gebeliği vakasının, adli makamlara kanuna uygun şekilde bildirilmediği ortaya çıktı. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı skandalın ortaya çıkmasının ardından olay hakkında soruşturma açtı. İstanbul Valiliği’nden de olayda sorumluluğu olan doktorlar hakkında soruşturma yürütmek için izin istedi.

59 doktora soruşturma
İstanbul Valisi Vasip Şahin, Başhekim Profesör Ahmet Yaser Müslümanoğlu’nun da aralarında bulunduğu kamu görevlisi 59 doktor hakkında soruşturma izni verdi. Vali Şahin, 20 Haziran tarihinde aldığı 2018/110 sayılı kararı, Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimliği’ne de bildirdi.

Kararda doktorlar için, “2017 yılında 18 yaş altı gebeliğini teşhis ve tespit ettikleri çocuk gebeleri, bildirim yükümlülüğüne rağmen bildirmeyerek ‘sağlık meslek mensuplarının suçu bildirmemesi fiilini’ işledikleri” iddiasıyla soruşturma açılmasına izin verildiği hatırlatıldı.

Biri 13, biri 14 yaşında
Soruşturma yazısında “2017 yılında gebelik ön tanısıyla 392 gebe çocuk kaydının yapıldığı, bu hastalardan 348’inin gebe olduğu, 42’sinin gebeliğinin kesinleştirilemediğinin anlaşıldığı” ifadeleriyle hastanedeki durumun vehameti ortaya konurken çocukların yaş grupları da şöyle anlatıldı:

“Gebeliği kesinleştirilen 348 hastadan 1’inin 13 yaşında, 14’ünün 14 yaşında, 36’sının 15 yaşında, 95’inin 16 yaşında ve 203’ünün 17 yaşında olduğu anlaşıldığı...”

İhmaller sıralandı
Doktorların üzerlerine düşeni yaparak adli makamlara gebelikleri bildirmediği vurgulanırken, “ihmaller” şöyle sıralandı:
“Bu hastalardan 159 adedinin adli vaka bildirimi yapıldığı yönünde HBYS (Hastane Bilgi Yönetim Sistemi) kayıtlarında tarih görülmesine karşılık tutanak ya da herhangi bir bildirim formu düzenlenerek yazılı bildirimin bulunmadığının anlaşıldığı, bu 18 yaş altı gebe çocuklardan sadece sadece cinsel istismar tespitli 17 hasta ile, hastane polisine telefonla bildirildiği, polis noktası kayıt defterinde 9 hastanın küçük yaşta doğum bildirimi kaydına rastlandığı...”

Doktorların hamilelik vakalarının gizlenmesinde yaptıkları “hatalar” sıralanırken, çocuklar gebe olmasına rağmen “kadın hastalıkları ve doğum” bölümü yerine dahiliye ya da çocuk hastalıkları bölümlerinde hasta kaydı açıldığı anlatıldı.

Çoğunluğu Suriyeli
Çocukların çoğunluğunun Suriyeli olduğu belirtilirken “16 yaş altı 50 gebe çocuktan sadece 21’i için bildirimde bulunulduğuna ilişkin tarih kaydı bulunduğu, bu çocuklardan 49’unun Suriyeli birinin Türk vatandaşı olduğu görüldü” ifadeleri kullanıldı.

‘Artık tutum haline geldi’
Konu hakkında değerlendirmede bulunan CHP’li milletvekili Ali Şeker, söz konusu olayı başhekimin tek başına gerçekleştiremeyeceğini söyledi. Şeker şöyle konuştu, “AKP daha önce çocuklar tecavüzcüleriyle evlensin diye yasa çıkarmaya kalkıştı. Bu yasa çıkmasa da fiili olarak uygulanmaya başlandı. Böyle bir tutumun devleti yönetilenlerce sergilendiğini görüyoruz. Bu kadar skandalların ortaya çıkması bunun bir tutum haline geldiğini gösteriyor. Başhekim yardımcısının tek başına yapabileceği bir şey değil bu. Yukardan aşağı bir hiyerarşi var.”

***

SES Bakırköy Şube Eş Başkanı Mürsel Fırat: Çocuk izlem merkezi yok

Ekin Akyaz

Hastanede çocuk izlem merkezinin olmadığını, sadece iki Sosyal Hizmet Uzmanının çalıştığını kaydeden SES Bakırköy Şube Eş Başkanı Mürsel Fırat şöyle dedi: “Daha önce Kanuni Hastanesinde de böyle bir çocuk gebeliğinin bildirilmemesi durumu olmuştu. Burada önemli olan Çocuk İzlem Merkezinin olmamasıdır. Örneğin soruşturma bilgisinin açıldığı haberde de hep uzman doktorların ya da asistanların listesi var. Fakat bir tek Sosyal Hizmet Uzmanının ismi geçmiyor. Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesinde bir çocuk izlem merkezi yok çünkü. Çocuk izlem merkezinin olmaması demek gelen hastaların sosyal çalışmacı tarafından görülmediği anlamına gelir. Hastanede yalnızca 2 tane sosyal hizmet uzmanı çalışıyor. Çocuk İzlem Merkezi olmayınca da bu tip durumların takibi yapılamıyor. Bunun yanı sıra, bu tür vakalar hastanelere genellikle gece gelir. Çünkü aileler çocuk evliliklerinin yasal olmadıklarını, bildirilme zorunluluğunun bulunduğunu bildiklerinden durumu gizlerler. Aslında bu tür vakaların hemen o anda adli vaka olarak geçirilmesi gerekir, fakat bu hastane de adli vaka olarak da geçilmediği söyleniyor. Kanuni hastanesinde de bu vakaların çoğu böyle adli vaka olarak geçilmediği için belgelenememişti. Türkiye’de hiçbir hastanede gece nöbet tutan Sosyal Hizmet çalışanı olmaması da bu vakaların bir diğer nedeni oluyor. Hekim o esnada sağlık hizmeti vermek zorunluluğu olduğundan bu uyarıyı yalnızca aileye yapabilir. Fakat aileler de gizleme eğilimi gösterdiğinden çoğu vakada kayıt düşülememiş olur.”

Kaynak Birgün

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

GÜNCEL Haberleri