MEB’in, 9 Eylül 2016 tarihinde, bölücü terör örgütü bağlantılı 11,285 personel açığı alındı, twetter mesajıyla duyurduğu işlemin üzerinden epeyi zaman geçti. Eğitim-Sen genel başkanı Kamuran KARACA’nın söylemiyle diplomatik, direniş ve dayanışma başlıklarını içeren alanlarda bir dizi görüşme, eylem ve hukuk yollarına başvurular gibi etkinlikler gerçekleştirildi. Açığa alınan öğretmenlerin direnişleri, direnişler esnasında halkın verdiği destekler, açığa alınan öğretmenlerin aslında tek suçlarının ulusal, demokratik, bilimsel, laik eğitimi savunmaları olduğu ortaya çıktı. Bu eylemlilik zinciri, kamuoyu ile yapılan tartışmalar, kamuoyunda oluşturmaya çalışılan bölücü terör örgütü bağlantılı öğretmenler imajını kırdı.
Bu açığa alınmalarda 29 Aralık eylemleri gerekçe olarak gösterildi. Türkiye’nin her yerinde Eğitim-Sen üyeleri sendikal bir eylem gerçekleştirdiler. OHAL ve KHK ile, ağırlıkla doğu ve güneydoğuda görev yapan kamu emekçileri açığa alındı. Açığa alınma listelerinin nasıl oluşturulduğunu hepimiz biliyoruz. Bakanlığın “Eğitim hakkını engelleyici eylemler” başlığı ile İl Milli Eğitim Müdürlüklerine gönderilen yazıya; eylem adı ve tarihi belirtilmeden, kimi yazılar da belirtilerek, okul müdürlüklerine ulaşması sonucu, okul müdürlüklerinin verdikleri cevaplar sonucu açığa alındılar. Aynı dönem 88 eğitim emekçisi ihraç edildi. Bu açığa alınan öğretmenlerin %95’i görevlerine geri iade edildiler.
Eğitim-Sen’e dönük saldırılar ve baskılar hala devam ediyor. 29 Aralık’la ilgili hala Türkiye’nin her yerinde ve Kocaeli’nde de soruşturmalar devam ediyor. Soruşturmalar sonucunda aynı eylemden, il, ilçede, okul okul bile eğitim emekçilerine farklı cezalar veriliyor. Komik ama gerçek bu. Bir yandan da idare mahkemelerinde Eğitim-Sen’li öğretmenler kendilerine verilen cezalara karşı açtıkları davaları kazanıyorlar. Tam bir tiyatro oyunu oynanıyor.
Onlarca uluslararası belge, ulusal belge ve mahkeme kararları ortada dururken, sadece sendikal eyleme katılmamız nedeniyle, eğitim-öğretim hakkını engelleyici nitelikte eylemlere katılarak terör örgütüne destek verici faaliyette bulunduğumuzu iddia edenlerin hiçbir hukuksal zemini ve halkın gözünde de inandırıcı yanları yoktur. Eğitim-Sen üyeleri sendikal eylemlerden dolayı uyarı, kınama cezası alsalar dahi, hukuksal zeminde haklarını arayacaklardır. İşlemediğimiz bir suçtan dolayı somut, herhangi bir iddia olmadığı halde bizlere “İftira” atarak mağduriyet yaratan kamu görevlileri hakkında idari ve adli hukuk yollarına başvuracağız. Bu cezaları kabul etmeyeceğiz. Eğitim-Sen direnmeye devam ediyor.