2 Temmuz Sivas Anmasının Ardından ‘’Gelin Canlar Bir Olalım’’

Halil Yeni

 

Bundan yıllar önce binlerce kişi, binlerce asker ve polisin önünde, saatlerce bağırıp çağırdıktan sonra bir oteli içindekilerle birlikte yaktılar. Otelin içinde insanlar vardı, yazarlar, şairler, müzisyenler vardı.

 

2 Temmuz 1993 tarihinde 35 insanımızın, tempolu alkışlar ve sevinç naraları eşliğinde ateşe verilerek öldürüldüğü Madımak katliamının üzerinden 22 yıl geçti. Bugün Irak’ta, Suriye’de kafa kesen, ciğer söküp yiyen grupların benzerlerinin ‘Yak ulan yak, cehennem ateşi’ diyerek katliamı seyretmelerini bizler unutmadık.

 

Pir Sultan Abdal Şenlikleri kapsamında pek çok sanatçı ve fikir insanı Sivas’a gitmiş, saldırılar şenliklerin ikinci günü, 2 Temmuz 1993’te yükselmişti. Binlerce kişi cuma namazından sonra ‘’şeriat isteriz’’ sloganlarıyla sanatçıların kaldığı madımak Otelini ateşe vermişti. Otel yakılmadan birkaç saat önce çekilen bazı fotoğraflar her şeyin planlı olduğunu ortaya koyuyordu. ‘’İnsanların’’ ellerinde Benzin bidonunun yanı sıra, yakıcı silahlar da vardı. Kimileri ellerinde telsizlerle bir yerlerle haberleşiyordu. Grup ilk önce Madımak Oteli önündeki araçları ateşe verdi. Daha sonra otelin perdelerini tutuşturmak suretiyle oteli ateşe verdiler. 35 kişi yanarak ya da boğularak hayatını kaybetti.

 

İnsanlık tarihine bu olayla utanç sayfalarından birini ekleyen Türkiye, ne yazık ki Madımak katliamıyla yüzleşmedi, arkasındaki karanlığı aydınlatmak istemedi. Katliamın siyasi sorumluları, organizatörleri adaletin karşısına çıkarılmadı. Tıpkı, 1 Mayıs, Çorum, Maraş, Gazi katliamının aydınlatılamadığı gibi. Gezi eylemlerinde hayatını kaybeden gençlerimizin katillerinin yargı karşısına çıkarılmaması gibi…

 

2 Temmuz Perşembe günü Gebze halkı, Emek ve Demokrasi Platformu çatısı altında kimsenin dilinden, dininden, mezhebinden, cinsiyetinden dolayı aşağılanmadığı, ayrımcılığa uğramadığı, emek sömürüsünün yapılmadığı, barışa ve halkların kardeşliğine gölge düşüren, daha güzel bir gelecek inşası önündeki engel zihniyet ve devlet politikalarının son bulmasına yönelik bir yürüyüş gerçekleştirdi.

 

Hemen sonrasında Özgürlük Kitapevinin öncülüğünde bir etkinlik gerçekleşti. Bu coğrafyada, inançların, dillerin ve dinlerin her birinin kardeşçe bir arada yaşaması için ve bir arada yaşamaya inadına devam etmesi için BİLKAR Müzik Topluluğu tarafından türküler söylendi, etkinliğe katılan şair, Rabia Mine, Nalan Çelik, Hakkı Zariç ve Sabiha Bayındır tarafından şiirler okundu.   

 

O gün çamlık parkında, 22 yıl önce Sivas’ta neler yaşandığını bir kez daha hatırladık ve hatırlattık. Şiirlerimizle ve türkülerimizle Sivas’ta kaybettiğimiz canları yaşatmaya çalıştık ve yaptığımız yürüyüş ve basın açıklaması ile katliamın 22. Yılında da katliamı gerçekleştirenlerden mutlaka hesap soracağımızı ve Alevi Halkıyla her zaman dayanışma içinde olacağımızı haykırdık. Etkinliğe emek veren tüm kurumlara, sanatçı dostlara ve siz mücadele İnsanlarına teşekkür eder yazımı şu çağrıyla bitirmek isterim. Dostlar Yol yakınken bu ülkeyi girdiği karanlık yoldan döndürelim. Toplanalım, birleşelim, dertleşelim, söyleşelim, yürüyelim. Gelin canlar bir olalım.

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.